Anlamsız Bakışların-1-
Anlamsız
bakışların kayda değer bir yönü yok diye söylemek mi lazım ey anlamsız bakan?
Anlam bir derya iken, içinde beraberce gezmek varken neden terk ederiz diye
kendime hep sorarım, cevapsızda kalamam ararım manayı. Ya vardığım bir sokakta
ya terk edilmiş bir köşede, ya şehrin kalabalığından kaçmış bir gölgede çıkar
diye ararım. Rüzgârın önünde savrulan bir kelebek misali savrularak ararım,
arayan sizleri görünce sevinç içinde sizleri de kucaklarım… Zamanın içinde
ömrümüzde gülümseyerek yaşanmamış zaman bizi beklerken ona yaşanmamış bir gün
adını takmamak için manayı beraberce arıyoruz.
Gönlümüzde
mana dolu bir türkü
“Gönül
gel seninle muhabbet edelim
Gönül gel seninle muhabbet edelim
Araya
kimseyi alma sevdiğim, alma sevdiğim
Ya benim kimim var kime yalvarayım
Kaldır kalbindeki karayı gönül
Ya
benim kimim var kime yalvarayım
Kaldır gönlündeki karayı gönül
Dünya
için gül benzini soldurma
Dünya için gül benzini soldurma
Halden
bilmeyene halin bildirme, derdin söyle
Tabip olmayana yaran sardırma
Azdırırsın böyle yarayı gönül
Derdi
bilmeyene derdin söyleme
Azdırırsın bir gün yarayı gönül
Solmazsa
dünyada güzeller solmaz
Solmazsa dünyada güzeller solmaz
Bu
dünya fanidir kimseye kalmaz, kimseye kalmaz
Yalan dolan ile sofuluk olmaz
Mümin olan bekler berayı gönül
Yalan
dolan ile sofuluk olmaz
Mümin olan bekler berayı(Olgunluğu, seçkin kişilik ve fazileti) gönül
Derviş
Ali'm öğüt verir özüne
Derviş Ali'm öğüt verir özüne
Gönül lütfeyledi geldi sözüne, geldi sözüne
Azrail konarsa göğsün düzüne
O zaman getirmez insafı gönül
Azrail
konarsa göğsün düzüne
O zaman beklemez sırayı gönül
Ali
Ekber Çiçek”
Dilden
dile dillenir söylenir türkülerimiz bayrak olur dalgalanır gönül dağında.Üstat
Sümmani ne güzel ifade etmiş:
“Ceylan
gözlerine kurban olduğum
Tanrı selamını almaz mısınız
Mevla sizi süs için mi yarattı
Biz gel demeyince gelmez misiniz
Gurbete gidenler azığın alır
Kimisi giderken kimisi kalır
Kimi sevap için Kâbe’ye varır
Kabe kapınızda bilmez misiniz
Karadır kaşınız yaydan nic'olur
Bugün dünya yarın ahret nic'olur
Bir gönül yapması yüz bin hac olur
Siz gönül yapmasın bilmez misiniz
Sümmani ‘yem ey dil yâre n'iderim
Başım alır diyar diyar giderim
Yarın mahşer günü dava ederim
Siz mahşer yerine gelmez misiniz
Âşık
Sümmani
Aşkı Öğrenmeye Çalışıyorum
Rabbim
gönül pınarından abdest aldırtarak yazdırtıyor. Tüm acizliğimle aciz hallerimle
Rabbime yaklaşıyorum nefsim zorluyor dünya daha iyi diyor… Aşkı öğrenmeye
çalışıyorum gerçi aşk öğrenilmez yaşanılır bende öğreniyorum sayfa sayfa hece
hece her bir harfle Ahmet Arvasi’den, Mevlana’dan, Yunustan, Hacı Bektaşi
Veliden aşkla yanarken yakmayanlardan, hak aşkı ile varken kaçmayanlardan,
soranlardan varanlardan. Dillerinde senin aşk dolu kelamınla yürüyenlerden,
seni anlatanlardan Rabbim öğrettiriyorsun bu aciz kuluna. Rabbim onlar aşkınla
seni anlatıyorlar bende dinliyorum:
“Kara
ve kızıl bütün renkleri ile Batı, İslami uyanış ve dirilişten gerçekten
korkmaktadır. Bu uyanış ve diriliş hamlesini boğmak, ezmek ve en azından
saptırmak için elinden geleni esirgememektedir. İşin garibi, kendine iş yapacak
bir sömürge aydını kadrosu da bulabilmektedir.
”Allah’a kul olmak demek, başka hiçbir şeye “kul olmamak” demektir.”
Benim milliyetçilik anlayışımda asla ırkçılığa, bölgeciliğe ve dar kavmiyet
şuuruna yer yoktur.
Dinimizin ve milliyetimizin düşmanları, din ve milliyet gibi iki mukaddes
varlığımızı birbirine düşman göstermek oyunundan kolay kolay vazgeçeceğe
benzemiyor.
Mehmet Aluç
Arkası yarın inşallah.