Işıltısı yüreğinin zemherilerde asılı
kaldığımın bir adım ötesi
Hem, hem uyruğu da yoktu kaleminin,
Arzı endam eden günün uğultusu
kulaklarımda
Kuytularda saklı acılarımın da
fermanı
Yazmakla iştigal olduğum kadar
Sevginin emaresi her şiir her sözcük
Aşkın idamesi kıpraşan içimdeki hüzün
Muhtevası neydi sahi öncemim?
Muhitimde değil uzak coğrafyalarda
gezindiğim
Kâh aşkın amblemi
Kâh rozeti şiirin
Endamlı bir acıya peşkeş çektiğim
kadar yalnızlığı
Hatmettiğim günbegün
Devasa bir boyut madem serildiğim
Asla da eksik etmediğim umut
Hem de semiren ve esmer teninde
gecenin
İnfilak
Etti edecek dile gelen o son buyruk
Varsın olsun sırların hengâmesi
Varsın olsun ruhum tutuk
Nakşeden yeni günün iadesi
Saklı olduğu kadar içimde
Kefil olduğum kadar sevgime
Kaf dağında değil
Af dilediğim Rabbin nezdinde
Uyuduğum kadar bir ömür
Ulağı olduğum semanın
Beti benzi atan yalnızlığın
Vebali boynuma
Kardığım ölüm
Kandığım yalnızlığın
Yalan yüzü:
Hem nesri ömrün
Hem neşri yerin göğün
Yâdım mısralar
Kanayan ruhumun damgası
Kaybolan hayallerin yongası
Rağbet görmez bilirim içimdeki çocuk
Renk vermez yüzü evrenin hali hazırda
Saklı olduğum ufuk
Bir mısra bir beyit
Bir kıdem bir kıyım
Kıyama durduğum kadar saf tuttuğum
Her duygu her iklim
Uyumsuz addedilsem de için için
Kanayan yaramla hemhal
Kördüğümü bilinmezin
İmha edemediğim bunca kötülük ve kin
Şimdim bıçkın
Ruhumsa unutkan
Yarınlar ünlerken anda saklı varlığım
Ansızın sökecekken de şafak
Sarmalında gizin
Tetikleyendir umudu iç sesim
Peyderpey kaybolduğum
Şiirlerin nezdinde kaydolduğum
Sancının izinde sanrılarla yola
koyulduğum
Yüreğe nifak soksa da insanlar
Israrla sevebildiğim değil asla yalan
Yanan künyem
Yağmalanan tekil hanem
Yârim ve yâdımsa sadece sensin sen
Semanın ihtişamı
Duyduğum salanın ve hayatın vedası