Nefsime değil nefesime yenik
düşmüşlüğüm…
Ben bir rengin gölgesiyim ve isli
yollarında bilinmezin aslıma riayet ettiğim kadar da gerçeklerdir sirayet eden
ve bilumum gerekçesi özneme atıfta bulunduğum asla da gelişigüzel yaşamadığım
kadar vakur ve onuruna düşkün bazen bir düş olarak addedilsem de sihirli bir
renktir içimden taşan coşkunun hulasası ve haiz olduğum o devasa farkındalık
cenk ettiğim kadar kendimle asla da ödün vermediğim değerlerimden…
Her düş her gerçek birbiri ile volta
atan:
Sabrın sınandığına delalet yaşam
Yasında saklı iken izi yaşın
Yaş almak ve devasa bir mevcudiyet
Göğün kırık tamburu
Ve işte gaipten gelen o vaveyla
Ruhuma askıntı nice duygu
Ne çalıntı ne alıntı baş veren umudu
Asla da yerle yeksan etmeyecektir
hayat
Her ne kadar dibi gördüğüm olmasa da
bir rivayet,
Aşka biat
Bunca sevgisizliğe inat
Tutunmakla iştigal
Hayata duyduğum sevgiyi
Etmiş olsa da mazimde saklı onca
külfet
Ne yağmalarım hayatı
Ne de yağdırırım şarlatan yalanları
Doğruya doğru
Aslıma rücu ettiğime delalet
Kıyama durduğum kadar içim nasıl da
rahat
Tünediğim o kırık dal her an
kırılabilir
Kırgınlığım sınırlarım ihlal edildiği
kadar
Ruhumdan firar
Etmenin de bin bir hali öykülerde
bulduğum kadar kendimi
Öykündüğüm sadece dünüm
Öldürdüğüm nefsim
Ölümüne sevebildiğim
Konuşlu olduğum mukadderat
Aşkın izini sürmekle iştigal
Gizimden doğar hem bin bir umut
Üstüne otağı kurduğum o beyaz bulut
Saklı tutulası bir masumiyet
İklimde seken binlerce duygu nice
hece
Issızlığımı sonlandıran hazzın
doruğunda
Yaşama sevincime eşlik eden Huda
Bir destan yazabilirim
Günbegün solmaktan ziyade yeniden
Açmayı başaran bir çiçek ve nicesi
içimde yaşayan
Çocuğun yetim başına konan bir el
Rengimle müsamaha
Ve konuşlu olduğum o rakım bir nebze
de olsa
Kendime kavuşmak iken tek rüyam
İçimde seken nice kuş bir o kadar
uğultu
Göğün komplimanlar sunduğu
Bir yasın müdavimi olmaktansa
Akan yaşıma eşlik eder hidayet
Üzgün yüreğimde saklı olsa ne ki nice
kehanet?
Elbet diz dizeyim Rabbimle
Dizlerimi dövdüğüm onca dize
Dize gelmek bilmeyen bir yaşama
sevinci
Coşkumun dinmediği bir şelale
Bazen bir damlaya denk düştüğüm
Bazen ırmak
Aslıma riayet etmek kadar inkâr
edemediğim
Bilumum bilmece ne çok kayıp şifre
Edimlerde saklı bir asalet
Eyleme dönüşen her duygum nice şiire
delalet
Göğün kırık tamburu
Ruhumun kopuk teli
Renklerin de en hası iken beyaz ve
masumiyete
Dönük yüzü yalnızlığımın
Kavuşmak sadece mutlu sona
Beklendiğim kadar beklettiğim
Bir rüyanın vuku bulduğu
Günbegün yaşamanın artan mutu…
Sözcükler ve varlığım ve Mevla
Aşkın sınanırken dirayeti
Aşamadığım ne çok tepe
Tepelese de rüzgâr
Tapındığım kadar
İlahi Aşka
Misafiri olduğum handa sıradan bir
yolcu
Tutuşan aşkın narı harıyla
Bin bir masaldan firar etmek gibisi
de yok hani
Yoksunluğumu dindiren İlahi Aşkın
meali…