Teyelli bir düştür ömür teğet
geçilesi hüzne mazhar göğün kabulüdür yüreğimdeki mevsim.
Delişmendir rüzgâr ve tevazu yüklü
bir rabıta kekremsi hecelerle iştigal şairinse özlemi kendine ve kapıp da
koyuverdiği içindeki sergüzeşt iklimi debelendiği değil düştüğü ırmak uçurandır
yalnızlığı ve d/okunmak adına yarınlara.
Yâd edilesi duygular.
Yâri bildiği sözcükler.
Aşkın da ihtişamı tutuşan yürek.
Körü körüne değildir hem sevgi kordan
hecelere yatırdığı kalemi ve dişinden tırnağından arttırdığı kelimeleri.
Mikado çöplerine olan düşkünlüğü
çocukluktan başlar aşkın bahçesinde yeşeren neşesi.
Mahzun gülüşüne kıymışken insanlar ve
işte içinde saklı tuttuğu masumiyeti Huda’nın eseri.
Kimi esir olmuşken bir diğerine eser
sessizce.
Kimyası bozulmayan yüreği ve evrenin
verdiği sertifika.
Düne zimmetli büyüsü aşkın.
Günde saklı bir rabıta sürdüğü kadar
izini.
Gizinin muhteviyatı ve de…
Ve her gün yeni sırlar yeni şifreler
sunar evren.
Günbegün büyüyen bir İnanç.
Günden güne eriyen buzdağı iken
kaybetmeye meyyal tek serveti.
Ve sermayesi iken sevgisi.
İlhamın gizinde.
İtibarın izinde.
İhya edilesi yürek kafesinde.
İmtina ettiği kadar onca duyguyu…
Hayatın karesini alıp da ölümün
karekökünde saklı iken hicreti ve hicvi sözcüklerin.
İkame ettiği dün.
İdame ettiği hayat.
İkazı evrenin.
İtibarı zedelenmesin diye de baş
koyduğu yoldan yoktur mademki dönüşü.
Döngüdeki rehavet ne ki ne?
Ruhundaki asalet ise solmadan.
İmtiyaz sahibi iken Yüce Mahkeme.
İmha edemediği kadar da var hani
nefreti ve kini ve bunca sevgisizliğe inat aşka biat kalemin nezdinde hecelerin
de tozunu attırırken içindeki rüzgârdır onu koruyan ve şarlatan imgeler bir
büyü gibi ne uzağında ne yakasında ansızın doğduğunda güneş Aşkın yankısında ve
yasın indinde yaşaran göğün tebaası iken bulutlar ve umut yeşeren ruhunun tek
serveti yüce Huda’sı ve peşinde hayallerinin ve umudun da sertifikasını
vermişken ona evren…