Düşlerim, tembihli dünden ve ihtimamla
g/ördüğüm
Düşlerim babadan miras köstekli
saatin zembereğinde…
Yaşadığım pürü pak hayat ve kırık
saraç
Acının ambarı bir kıta
Kıtalar devirdiğim yalnızlığın katık
ettiği
Dualar gibi
Yeminler bozduğum şiirler gibi
Şiirin yükü hafif
Şairinki ise ağır
Bir bir nemalandığım yağan yağmur
İçimdeki fırtına
Temkinle ördüğüm satırlarım
Terbiyeli bir tavus kuşu değil
Ölü bir kırlangıcın kanatlarına
konduğum
Kelebek misali
Uçuşan imgelerden fal tuttuğum kadar
Var
Var işte seni sevmek
Bazen bir kâbus
Bazense dinmeyen bir kaos
Şehrin şarlatanları
Tüysıklet vicdanım ve hafifliği
Yağan karın üşüttüğü değil
Bilakis ısıttığı yaralarımın akan
kanı
Mürekkeple örülü öğütlü
Bir semazenin yüreği benimki
Kaydığım dik yokuş
Kayram ve mevsim ve ben
Gölgemden ötesini güttüğüm
Gürleyen iç sesimde saklı
Çakan şimşeklerin bedduası
Sığındığım sadece Tanrı
Ruhumunsa sığınağı
Beden katsayım
Hüzünle çarpar kalbim
Sağdıcım
Sağanağım
Sol yanım
Öğütülmüş sözcüklerle kutsandığım
Hiç duyulmamış bir şarkının
Çağıltısı içimde
İsyan kokan müzmin nefesi zalimin
Alabildiğine uzak nefsimden yana yok
kaygılarım
Vereceğim son nefesin
Nezdinde
Kundaklanmış olsa ne ki yüreğim?
İklimlerden yağdığım
Yataklık eden sözcüklerin yağız atı
Koşturduğum kadar at başı
Bir hüznün
Bir de öfkeli iklimin seyyahı
Varsın olsun yalnızlık makamı
Bahşedilen mevsimin izi
Varsın kolaçan etmeden arkamı
Otağı kurduğum sözcüklerin kabri
Issızlığıma şahit melekler
İbraz ettiğim ölü bir günün bitimi
İsyanı bunca acının saklı ta içimde…