Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 12/21/2023
Okunma Sayısı : 187
Yorum Sayısı : 2
Bir Yamyamlık Hikayesi---masum Bir Vampir  --2.  Bölüm--

Evet sevgili dostlar. Bugün yazımızı biraz daha kanlandıralım.
Yok yok yazım hatası yapıp ''Canlandıralım.'' yerine ''Kanlandıralım.'' yazmadım; düpedüz kanlandıracağız yazıyı. Nasıl mı? Mideleriniz sağlamsa okumaya devam o halde.
Efendim, Barbar İslam Dünyasında Epilepsi ( Halk dilindeki adıyla Sara ) hastalığı '' Şifahane '' ya da '' Bimarhane '' adı verilen sağlık kuruluşlarında müzikle tedavi edilmeye çalışılırken Medeni (!) Avrupa'da nasıl tedavi ediliyormuş biliyor musunuz?
Kemerleri bağlayın...

Ölü doğacağı belli olan bebeğin kafası kesiliyor ve bu kafa kesilirken sıçrayan kana bulanıyormuş epilepsi hastaları. Böylece hastalığın geçeceğine inanılıyormuş.
Şimdi biraz daha masum bir olaydan bahsedelim.
Masum dediysem hemen kabul edilebilir bir şeyden bahsedeceğimi sanmayın. Papa VIII. Masum'dan bahsedeceğim
'' Haydaa.. Adı Masum olan Papa da mı varmış?'' Dediğinizi duyar gibiyim. Yok adamın( Adam dediğime de aldırmayın puşta ) adı ''Masum'' değil, Lakabı ''Masum.'' Tam adı Giovanni Battista Cibo ama tüm dünya onu Papa VIII. İnnocentus olarak tanıyor. Biz ise Cem Sultan'ı Sultan II. Bayezıt'a karşı koz olarak kullanan hatta Cem Sultan'a Hıristiyan olma teklifinde bulunan papa olarak biliyoruz.
İşte bu bize göre şerefsizin önde gideni ama Hıristiyan dünyasına göre masum olan papa, ömrü boyunca düzenli olarak erkek çocuklardan kan içti. Yani açık açık vampirdi. Evet bu alçağın neresi masumdu bilinmez lakin böyle bir vampire '' Masum '' dediklerine göre masum olmayanlarını siz hesap edin artık.
1609'da Almanya'da yayınlanan bir kitapta O. Krol adlı yazar “İnsan etini şarap alkolünde birkaç gün tutmanız, ardından gölgeye asmanız ve esintiyle kurutmanız gerekir. Ondan sonra, etin kırmızı rengini eski haline getirmek için tekrar şarap ruhuna ihtiyacınız olacak. Bunu yılan ısırıkları için bir panzehir olarak da kullanabilirsiniz '' Diye yazmaktadır. ( Ha bakın bu masum işte. Neticede insan eti de olsa şifa amaçlı kullanılıyor. )
1664 'de ünlü Eczacı Nicolae Lefevre ''Komple Kimya'' adlı kitabında ''Öncelikle, sağlıklı ve genç bir insanın vücudundan kasları kesmeniz, onları şarap alkolüne batırmanız ve ardından serin ve kuru bir yere asmanız gerekir. Eğer hava çok nemli ise ya da yağmur yağarsa, “bu kaslar bir boruya asılmalı'' Diye yazar. Peki niçin? Özellikle denizcilerin uzun deniz yolculuklarında konserve et ihtiyacının karşılanması için...
Şu ana kadar herhangi bir Türk ya da Müslümanın yazdığı herhangi bir eseri kaynak göstermedik değil mi. Hep kendileri yazmışlar nasıl yamyamlar olduklarını.
Halen kusmaya başlamadıysanız devam o halde... Bu alçakların mumya bile yediği hatta bunun bir gelenek haline geldiğini ve 600 yıl kadar sürdüğünü biliyor muydunuz?
Avustralya'nın Queensland Üniversitesi’nde görev yapan Beşeri Bilimler Doçenti Harmes, kaleme aldığı bir yazıda 12. Yüzyıldan itibaren Avrupa'da Antik Mısır’dan getirilen insan kalıntılarının( Mumyaların ) şifa olsun diye tüketildiğini, önceleri bunun vebadan baş ağrısına kadar her derde deva olduğu düşünüldüğünden yapılmasına rağmen daha sonraları olayın bir eğlenceye dönüştüğü ve kraliçe Victoria dönemine kadar 600 seneden fazla Avrupa'da ( Özellikle İngiltere'de ) Mumya yendiğinden bahseder. Hatta ve hatta uyanık bazı Arap tüccarların kimsesiz bir şekilde ölmüş olan zavallı garibanların cesetlerini sargı bezleri ile sarıp mumya diye bu mumya yiyicilere kakaladıklarından bahseder.
[Fotoğrafta 1875 Yılına ait bir Mumya Satıcısı ve mumyalarını görüyorsunuz. İşin bir diğer ilginç tarafı ise 1875 Yılı itibariyle Mısır Osmanlı hakimiyetindedir. Osmanlı hakimiyetinde böyle bir rezil satışa nasıl izin verilmektedir?]
Hıristiyan dünyasının yamyamlığına ilişkin bir başka örnek daha verip I. Bölümün başlığındaki Antakya Destanına geçelim.
1941- 1944 Yılları arasında süren Leningrat kuşatmasında... (Evet, Nazi Almanyası üç yıl boyunca kuşattı Leningrat'ı ama alamadılar.)
İşte bu kuşatma sırasında kentte öylesine bir açlık yaşandı ki insanlar artık cesetleri parçalayıp yemeye başladılar.
Böylesine bir açlık belki mazeret olabilirdi yamyamlığa ama '' Babar '' Dedikleri Türk ve İslam dünyasında açlık ve kıtlık hangi boyutta olursa olsun insanlar insan eti yemediler. Türk askeri 1914-1915 Tarihlerinde Allahüekber Dağlarında açlıktan ve soğuktan on binlercesi öldü ama kardeşinin etini yemedi.
****
Şimdi haydi gelin Antakya Destanına bir giriş yapalım.
****
* “Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz.
*Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin.
*Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin.
*Sizi bin adım yol yürümeye zorlayanla iki bin adım yürüyün.
*Sizden bir şey dileyene verin, sizden ödünç isteyeni geri çevirmeyin.”
İNCİL--MATTA 5:38-42
Evet, İslam Dünyasında da çok bilinir Hz. İsa'nın '' Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da uzatın. '' Sözü.
Hz. İsa ayrıca '' Düşmanlarınızı seviniz'' De demiştir.
*“ Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz.
*''Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı da sevin, size zulmedenler için dua edin. ''
İNCİL-MATTA 5:43-44
Evet, İncil böyle der de sırtlarında, göğüslerinde haç işareti bulunan Hıristiyan orduları Akın akın Avrupa'nın en uzak yerlerinden taa Kudüs'e akın akın giderken Müslümanlara öteki yanaklarını uzatmaya mı gitmişlerdir? Kaldı ki Müslümanların Avrupa Hıristiyanlarına attığı bir tokat da yoktu.
Avrupa Hıristiyan Dünyasının papaları (ki bu şerefsizler nasıl becermişlerdir bilinmez bugün hâlâ kendilerini Hz. İsa'nın temsilcisi ve günahsız olarak kabul ettirmişlerdir. ) Müslümanlara karşı Haçlı seferlerini düzenlerken '' Gidin ve onları sevin, düşmanımız da olsa onlar için dua edin'' mi demiştir?
Aslında bu sorunun cevabını çok iyi biliyoruz zira şahidiz hepimiz.
Evet, 11 Eylül Komplosundan sonra '' Haçlı Seferlerini Başlatıyoruz.'' Diyen George Bush, gerçekten de Haçlı Seferini başlattığında hepimiz şahit olduk Haçlı seferlerinin nasıl bir şey olduğuna ve vahşi, kan dökücü, barbar Amerika ve Avrupa'nın söz konusu Müslümanlar olunca Hz. İsa'yı da İncili de nasıl çiğneyip geçtiklerini.
****
Hay Allah... Yine bir ton laf ettim, Antakya Destanı gelecek bölüme kaldı.
( Bir Yamyamlık Hikayesi---masum Bir Vampir --2. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 12/21/2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.