Çelimsiz bir düş idi: sabahladığım
semanın yamasında saklı.
Çaresiz bir dökülüş mademki
yapraklarımdan sızan acı
Açamadığım kadar yüreğimi
Açmazın gölgesinde vurgun yediğim
sürmanşet iklimin vebali
Bir yonga
Bir yortu
İzahı yok çöküşün ruhumun dibinde saklı
tortu
Aşkın havarisi
Acının zümresi
Zemherilerde geçen ömrün güncesi
Yiten gün yiten sene yiten ömür
Devrik kaideler saklı içimin
kalesinde
Ve sefil ahvalim
Ayıkladığım bir düş sepeti
Kirlilerin yanında yıkadığım temiz ne
varsa tüm çekincelerim
Kuruladığım yüzümden firar eden deste
deste güller
İdam mangam
İdam sehpam
Üstüne dizdiğim yenilgilerim
Yar olmadığım bir Allah’ın kuluna
Tutuklu kaldığım matemim
Varmak adına Allah katına
Miadı doldu yılın kırık mızrabın
D/okunduğu sazın hüsranı
Gam üstüne gam
G/af üstüne g/af
Varsın olsun böylesi geçsin adeta bir
izdiham
Dışarlıklı bir gölge
İçre yolculuğun ukdesi
Damlayan bir musluktan da yok farkı
Kalem eğer ki akıtmazsa içimde saklı
acımı
Kaile alınmadığım cihan
Röntgenini çektiğim mi?
Lafügüzaf
Bir isyan değil belki bir inkâr
İhlal edilmiş sınırlarımda nöbete
kaldığım
Uyruğumsa insan
Aldığım her buyruk her komut
Ne çıkar ola ki duygularım somut?
Ve işte kayda geçtiğim karambole
giden ömrün somurtuk yüzü
İtiraf dilekçem hatta istifamı
neşrettiğim
Bir ziynet ise yürek boğazıma dolanan
Bir rivayet olsa bile ne ki mutluluk?
Seyyah acıların rotası
Künyemde saklı ismim unutulduğum
Ufkun v/edası
Ve evet,
Ben başladığım yerdeyim
Kendimi koyduğum hangi çekmece ola
ki?
Bulup bulmamakta kararsız kaldığım
Yoksa ne anlamı kalırdı şiirlerin ve
hayatın?
Kayboldum.
Hükümsüzdür.