Hangi düş’ ün sağanağı idi
yakalandığım hangi ayraçtı kendimden kaçtığım ve defolu bir ömür deposunda
balyalarca hüzün saklı en çok da yerin göğün muradı iken sevginin
dokunulmazlığında mutluluğun naralar attığı bir şehir sakini, sessizliğin
tecelli ettiği her gün bitimi ve işte nemalandığımız kadar umuttan ve hayattan
varsın olsun güzelliklerin kırık sayacı dünde kalsın en çok da müdavimi
olduğumuz umudun sarnıcında bir ileri bir geri salındığımız kadar hicretinde
muhafaza edelim sevginin dilemması sihirli bir değnek iken adeta kalemin de
akan mürekkebi damarda durmazken yeter ki Allah’tan isteyelim.
Rengim ılık bir nota gibi yüreğimi
yalayan rüzgârın peltek sesinde saklı bir hayalimi daha boca ettim boşluğa
hoşluk dilerken hazzında sevginin hüznün beşiğinde tıngır mıngır sallanmışken
en çok da acıları saf dışı ettiğimin temennisi umuda dair bir yakarış Rabbime
bekleyişin kıblesinde hazır ol da mademki bir ömür de geçti nöbette.
Naylondan bir torba içine
tıkıştırdığım ne varsa dünde kalsın.
Belki de merdiven altı bir nizamdı
dünde tökezleyen iç sesim.
Mafyası sevginin tefecilerden
istemedim ki ben sevmeyi çokça da sevgiyi.
İlahi Aşkın fıtratı.
İlahi Rüzgârın ilhamı.
İnhisarında yaşamın gölde saklı huzur
gibi haizi olduğum o tek damlanın da tekabül ettiği ummanları mademki bana
sunan Tanrı.
Sicim misali olmasın da yaşlarım
varsa yoksa niyazın şükrün damlalarında yolculuk yapayım.
Başım gözüm üstüne Miladi takvim.
Hicreti yeni senenin hicri dünde
kalmış ne varsa hicvettiğimse varsa yoksa kendim bir o kadar öykündüğüm.
İfrata mı kaçtım ne severken?
İdame ettiğim kadar hayatı dümeni
kırdığım o devasa yalı bense yalıçapkını adeta aşkın rozeti yakama takılı ve
işte ihbar ettiğim kadar bunca zaafı bunca aşkı mademki bahşedendi kâinat…
Küskünlüğümse son buldu kaleme.
Kaile alındığı kadar iç sesim
kambersiz düğün misali ve işte duyguların kâh fikri kâh zikri eşleştiğim o
miski amber kokan cennet bahçem ayaklarımı yerden kesen servetim ve mizacım ve
tüm sevdiklerim varsın bende saklı kalsın.
Arım.
Arındığım.
Ar damarım.
Arz ettiğim.
Arşı alaya çıkmış güneşin turuncu
ışıkları ve içimde erittiğim o buzdağı.
Seyyah bir mülteciyim ben dünden güne
firar eden.
Saydamdır yüreğim meşk eylediğim.
Semazen bir düş iken gördüğüm ve
hayta ruhların volta attığı.
Ardıç kuşu.
Ya da Anka.
Mademki ölmedim yeniden doğmam mümkün
müdür defteri kebirin her bir kaydına çentik attığım hazzın ve hüznün ve
hayallerin iz düşümünde sadakam olsun varsın bende kalsın varsın başım göğe
ersin varsın yerin yedi kat dibine geçeyim yoksa yedi cüceler misali ya da
dünyanın yedi harikasından sonra gebe miyim ben yeni bir hayata bir milada?
Sökün eden gün ışığı.
Muhtırayı veren mademki Tanrı.
Münazara ettiğim kadar kendimden
kendime bir yolculuk kendimden kaçmanın irsaliyesi ve işte yeniden ansızın da
buldu mu insan hem kendini hem de içinde saklı cenneti…
Boşboğaz bir imgenin tutukluluğunda.
Beynamaz rüzgârın dudağımı
uçuklattığı ne varsa önümde uzanan o ufukta.
Uğruna aşkın.
Uğruna sevginin.
Buğrasında yalnızlığın ve kıblemde
doğan doğacak olan güneşin hatırına.
B/atıl duygular atık yürekler nasıl
ki dünde kaldı ve kayrasında yeni yılın kayda değer mutluluklar sarıp da
sarmalasın ömrü ve tüm insanlığı: mazlumun ahının yerde kalmadığı çocukların da
kırılmadan kelebek kanatları aşkın hatırına yüce Rabbin huzurunda baş veren
umudun ve yerin ve göğün de hangi muradı varsa gerçek kılsın yeter ki yüce
Mevla.
Bir dokunulmazlığı varsa eğer ki
insanın.
Sevgiden ne ise düşen payımıza.
Gökten bombaların değil nurların
yağdığı.
Yeter ki bir panayır alanı gibi
sefasını sürelim hayatın.
Cefayı da sırtlandığımız kadar
dermanı olmayan derdi de vermesin Huda.
Kozumuz sevgi.
Kozamızdaki o devasa g/örüntü.
Müptelası olduğumuz umudun.
Müdavimi olduğumuz takvim
yapraklarında da kalmasın yeter ki mutluluk yerin göğün birleştiği aşkın
terazisinde yüreklerin hoş kılındığı salkım söğüt misali dağınık da olmasın
yeter ki ömür mademki bir zincirin nice halkasıyız her birimiz o halde:
Duygular fora!
Takvim yapraklarından sökün etsin
güzellikler üstüne ant içtiğimiz Kutsal Kitabın nezdinde gerçek kılınsın
resimlerde hayallerde saklı o mutlu gülüşler ve coşkuyu da eksik etmeden çalsın
şarkılar ve susmasın kâinatın bestesi mademki söylenen en güzel şarkı kâinat
orkestrasının çaldığı müptelası olduğumuz o üç muhteşem olgu…
Umuda doğru.
Sevgiyi de eksik etmeden.
İnancı ışığı da sönmesin yeter ki…
O halde bağdaş kuralım tüm
güzelliklere ve tüm hayalleri de gerçek kılalım insan olmanın şerefine ve
hikmetine de nailiz mademki aşkla öykündüğümüz güzelliklere de aşina olsun
gönüller ve tüm yürekler…