
Hırçın yüreğim…
Taşlandığım tasalandığım mevsim:
Gönlün kubbesinde saklı ölü nefsim
Sevebildiğimden de öte memleketim
Hangi rengim ben?
Hangi mevsimde saklı soylu şecerem?
Bir minvaldir ki yaşamak
Baktığım pencereden uzanan
El gibi rüzgar gibi elem gibi
Eflatun düşlerimden örülü bir cennet
adeta
İçinde yaşadığım mekân, makam ve
ülkem
Ülküm Türkiye;
Ülkem Türkiye;
İman gücümde saklı vatan sevgim
Depreşen bir resim adeta çizdiğim
Dar koridorlar içinden firar ettiğim
İdrak edemediği kadar zalimin hainin
Nefes aldığım sürece cihanda sürülsün
izim
Sorulsun ismim:
Ben Türkoğlu Türk’üm,
Sıradan olmayan bir nesil
Nefsine sahip çıkan
Nefesim son bulana kadar
Yâdımda saklı nice bahar
Kavuşulası istikamet
Nasıl ki doğru tektir
Elbet kutsalım,
Elbet toprağım askerim Rabbime emanet
Göç mevsimi imiş kimi zaman depreşen
yasımız
İçimize akıttığımı yaşımız:
Bu ülke bu sevda bu ateş:
Duysunlar ki vatan aşkıdır bildiğimiz
Tek yasamız.
Çoktan yürürlükten geçti
İz yol bilmez nefislerden geçti
geçeli
Ant içtik Kutsal Kitabın üstüne
Ar bildik bir vatan toprağını:
Namusumuz ve mabedimiz
İçin için yanan bir ateşten de öte
Tuttuğumuz
O devasa meşale
Kökümüz soylu kökenimiz boylu
Boyut atladık biz cihanda
Bir avuç insandan doğdu bu vatan bu
millet
Şüheda kanının yasında değil
Verdiğimiz şehitlerimizin nezdinde
Elbet sahip çıkacağız birbirimize.
Çağ atladı ise cihan
Bizler en baştan çağladık
Yakılan türküde saklı ise derman
Allah rızası için bu yola baş koyduk
Özgürüz
Sevdalıyız
Yanıktır iç sesimiz türkülerimiz
Dinmeyecektir de asla semada
yankılanan ezan sesimiz
Hurafeler ne ki?
Hümayunu evrenin bizler önce Rabbine
sevdalı.
Rivayetler ne ola ki?
Bizler kırdık bir bir zincirleri
Ezelden beridir de hür doğduk hür
yaşarız
Yaşatacağız bir bir tüm değerleri
Bayrağım…
Baltalansa da huzurum.
Dolan miadı yalanın ve zalimin ve
hainin
Ben vatan diye bir kere baş koydum ki
bu dönülmez yola
Yağarım,
Yağdırırım da rahmeti
Sadece Rabbimden istedim korumasını
bu emaneti
Sürgün edilmişse duygular
Ne gam!
Sürmanşet zaferler
Rengimiz beyaz ve kırmızı:
Adımızla sanımızla şanımızla
aştığımız dağlar
Tepeler ve bozkırlar
Esen rüzgâr
Yağan yağmur
Yüce Rabbim, Sensin Sen
Semazen yüreklerde saklı o iman gücü
ki
Körelsin de zalimin bıçağı
Biz Senden aldık gücümüzü
Aşkla coşan
Aşkla yağan
Aşkla kutsal vatan toprağında
saklıdır
Gaipten gelen o duman:
Yandığı kadar bu imanın ateşi
Yandığı kadar Türklüğün meşalesi
Yağdığı kadar rahmeti
Kucaklayan yüreğin saf ibadeti
Sandığımızdan taşan
Sanmadığımız ne ise sancağımızı
diktiğimiz
Sararan yaprak değil yeşeren tabiat
Yaşaran gözlerimiz ki asamızda saklı
keramet
Dergâhımız Mevla’nın koynu
Yattığı yer şehidimin Anadolu
Her ana her evlat nasıl ki ayrılmaz
bir parça
Bizi de ayıramayacak kim ise nefsine
köle
Kulluğumuza biat
Künyemizde saklı adımız ve ruhumuz ve
mevkiimiz
Asla da solmayacak o çehre:
Bir yıldız bir de ay:
Aymazlığında cihanın
Ant içtiğimiz kadar üstüne kutsal
kitabın
Türkiye’m, sen çok yaşa…