Ah, içine düşülesi o hicret göğün
kodaman kanatlarında misafirler ağırlıyorum ağlak bir gülüşten de öte devasa
bir düş sepetinde yaşıyorum yazdığım ise bir rivayet tekkem önümdü ve göründü
kalemin keli: el aman, demeden elimden kayan zamana zulmeden kaderin keyfini
süremesem de hayatın sabrımla nakşediyorum sözcükleri:
Bir elimde kalem bir elimde sevdam
Rahmetin yağdığı güne duacıyım
Uzağımda saklı bir vaveyla
Göğün devasa sarnıcıyım…
Zılgıt yemiş bir muradım vardı benim:
sözcük tufanına yakalandığım diri bir günün temennisinde saklı sırlarım da
vardı.
Gök, kubbesine dönmüşken yüzünü.
Yerkürenin dibini gördüğü bir öğlen
üstü.
İhtimamla kucakladığım sevgim itibar
görmek ne kelime: ne de olsa görgülü bir yemindim ben sözümden dönmediğim gibi
sözcüklerin resmigeçidinde baş sırayı tutan ve soldan sağa saydığım metruk
heceleri baş tacı bilip her birini aydınlığa kavuşturduğum.
Gözlerim nemliden öte.
Ruhumun kırık zemininde saklı
öteberim.
Mağdur ülkelerin mahzun çocuklarına
duyduğum sevgi ve işte atlastan yüreğim.
Kefildim içtenliğime, sevgime.
Kefal gibi atlasam da her söze…
Keyfim kaçık varsın olsun:
Varsın olsun ıssızlığın zümresi
kalayım içimdeki tekil hane mademki çarpmıştım her bir duyguyu kendimle ve işte
s/onsuzluğun uleması şiir yüreğimden seken duyguların rabıtası kimine göre…
Kimliksiz bir şair.
Kimine göre şiirin ecesi.
Keyfimin kâhyası idi mademki kalemim
bazen zirzop gölgelerin tekbir getirdiği bazense kelaynak kuşlarının öykündüğü
bir b/ölü iki iklimdim ki ikilettiğim kadar sevgiyi…
İkilemde kalsam bile.
İklimim varsın olsun hazan varsın
olsun ruhban; sızan yüreğimden sızan hüznümle.
Sıramı savmaktan öte t/av olduğum
sözcüklerle iştigal bir tevekkül daha yüklenip bazen bakaya kaldığım.
Manen zengin.
Bir baltaya sap olamadığım gibi balta
girmemiş duygularla ördüğüm şiirlerin yaşattığı tebessümü armağan etmişken
anneme ve işte cebren ve hile katledilmiş olsa da içimdeki cennetin asla
hengâmeye dönüşmediği gibi cinnet gecelerinden sektiğim şafak saydığım günlerin
tesellisi ile tecelli eden her şiirde saklı iken parmak izim…
Öğle üzeri bir geceyi ağırladığım kadar ağıtlar yaktığım
aşkın haresinde saklı kâh kaygılarım kâh zılgıt yediğim kâh dertop edilmiş
yalnızlık ikliminden göç ettiğim darmaduman masallar ve delişmen sevdalar…
Ah, şiir aşkım nakşettiğim.
Dünün na’şında bile şiir soluduğum şiir yediğim şiir içtiğim.
Ömrün kumpanyası.
Hararetli sözcüklerin kumpası.
Lal hecelerle örülü ruhumun ırkı.
Nazenin çiçeklerle bezenmiş yeryüzündeki kabrim hali hazırda
sapasağlam belki de ölmeye dünden meyletmiş bir garibin parmak izi iken kalemin
neşri nesri hayatın resmi acıların şiirlerle dolu bir kulübe bir müştemilat
yüreğin hissettiğinden de fazlası.