Seni seviyorum.
Sensizliğin değil yansıması düşünme
ihtimalinde bile yok sayamadığımsın.
Ruhumun tamponu aşkın ışıldağısın
renklerin çığlığında karanlığı delendir gözlerin öykündüğüm mutluluğunsa
başşehrisin.
İkbalim sen dünüm sen andaki
mevcudiyetimin hitabı yine sen, sevgiye delalet vazgeçemediğim iklimsin
yüreğimin sektiği şehrin sokaklarında bodoslama yere düştüğümde ayağa kaldıran
nasıl ki Tanrı elbet ayaklarının altına serili cennetin kokusunda saklı bir
güzelliksin.
Sözcüklerin dahi yetmediği.
Aşkın fasılasında saklı o fısıltı
ruhumun dimağı acımla hemhal olsam bile açmaza her düştüğümde öykündüğüm
cennetimsin.
Ruhum işgal edildi dünden beri
yüzünün nurunda saklı bir zerreyim mademki sonsuzluğa meylettiğim ısrarla.
Komplimanlar sunan değil suretimsin
de.
Her suremde sensin saklı olan.
Siluetim ve mizacım ve uçuşan
saçlarıma konan kelebeksin yeter ki kelebek ömürlü olmasın varlığın.
Şehrin hulasası.
Şiirlerinse devasa asası.
Asil varlığın ant içtiğim üstüne
öykülerimin öykündüğü bir sihirsin.
Seni seviyorum…
Seni sevmenin dilidir kalemim seni
hoş tutmamsa ilkem ve idealim yeniden çocuk olmak yeniden yürüdüğünü görmek,
annem.
Gönlümün surunda saklı nuru sevginin
ve iklimlerden aşırdığım bir melodisin de sen.
İklimler saklı tek günün hikmetinde
ve muadili olduğum yalnızlığımdaki o sıcak meltemsin.
Üşüyen bedenim üşüyen ellerim ve
ellerimden kayıp giden nice şey nice zaman mekânsız ve zamansız tahakkuk eden
renklerin izini sürdüğüm kadar da gizimsin asla gizleyemediğim öznemde saklı
bir özlemsin aralıksız gözümün önünde olsan da gözümü dahi kırpmadığım gözümden
düşen yaşların mihenk taşısın sen.
Matbu hayallerim var mademki.
Mahzenimde çürüse de cesedim senin
için yaşıyorum ben nasıl ki sen de ömrünü bize adadın.
Adağımsın.
Azığımsın.
Azımsanan varlığımın tutkususun, sen
tutuşan yüreğimde tükenmeyen sesimin tüketemediğimsin türediğimsin ve
tünediğim…
Ayracı iken hayatın.
Azadesi belki de ömrün.
Bir ardıç kuşu ya da Anka.
Aciz benliğimle güç bulduğumsun
gücüme gitse de böylesi yaşamak.
Mühürlü kalbimin gülüsün.
Susmayan bülbülümsün gözlerin neler
neler anlatırken meylettiğim cennetimsin mademki cennet ayaklarının altına
serili.
Matemimsin.
Mahremim.
Mabedim.
Mani olan kimse mutluluğuma en asil
resimsin en asi sevgisin.
Mihriban’ımsın.
Mizacım ve de.
Mihrabım.
Mimoza bahçem.
Minyon varlığın ve gök rengindeki
gözlerinde saklı olduğumu bildiğim kadar sen benim dualarımda saklı bir yarasın
iyileşmen iken en büyük temennim ve tüten dumanımsın çağlayanımsın çağrımsın
ağrımı dindiren atağa geçtiğim müzmin hüznümde serpilen bir çiçek misali ve
çelimsiz bacaklarında saklı bir güç iken Rabbimden dilediğim un ufak edilmiş
kalbimin tek sahibisin ve sağdıcım solumda dinmeyen bir yangınsın her duygumun
bir kıvılcıma dönüştüğü ölümden de ötesi yok iken senden önce ölümü dilediğim
kadar öykündüğüm devasa bir aşk sırlı bir dünya ve mıntıkamda saklı
hayallerimle yoğurduğumsun yağmalanmış benliğimden arda kalan dinmek bilmeyen
sızımla hüznümle kefil olduğumdur senin narin varlığın ve naif yüreğin, annem…