Dert etme ölümü, azizim derya eyle
sadece dualarını.
Gönlün devrik ikliminde tahtından
edilmiş
Bir padişahın hikmetinde payidar
olduğum
Kadar da aşkın rahmetine bandığım
ruhumu
Sektiğim s/onsuzluğun minvalinde
Varsın sürgün edileyim sessizliğe
Başat duygulardan
Haşat edilmiş rüyalarımdan
Uyandırıldığımın ertesinde
Ötekileşmiş şu yaralı varlığım
Ümmetinde İlahi Aşkın
Ne çıkar kalmışsam bir başıma…
Yarım adası hüznün
Ana kıtası ölümün
Ah, beylik olmayan acılarım
Açamadığım bir kara kutuda saklı
minvalim
Göğün tutuşan etekleri
Sözcüklerin b/ağlanmış basireti
Kâh yetim kâh öksüz
Uydusu olduğum şu yıldızların
Diri teninde umudun
Dizginleyemediğim kadar tutuklusu
olduğum
Fermanın indinde.
Şems’i arzulayan bir arayış
Külümde saklı yakarış
Ne dünde kalan gülüş
Ne de gözüm açık gördüğüm nice düş
Frapan bir istikamette
Tekerlemelerin teklettiği yüreğin
tekelinde
Tahayyül edebildiğimden de öte
Sözcüklerin akışkan reçinesi
Aşkın özlemle olan imtihanı ve
reçetesi.
Bir tahakküm altında daha kalıp
Kalıbımı da bastığım şu kaçamadığım
Mahzenden ölüme ve aşka uzanan
Bir dehliz
Kıyametin öncüsü
Şeceremde açan güllerin sözcüsü
İnhisarında aşkın
Yazdığım kadar ne varsa yazamadığımın
da ötesinde
Münferit bir acıdır mademki sensizlik
Muhakeme yeteneğimi yitirdiğim
Mahzun gülüşlerimin tedirginliği
Saf tuttuğum racon kestiğim hüzünlü
Uyruğum
Kapkaça uğrayan bir cüzdanda saklı
iken
O siyah beyaz resim
İşte recim edildiğim
İşte isyan ettiğim
Sükûtu hayale uğradığımın da ertesi.
Kırık sazın kopuk teli
Onadığım ölümün bağladığı basireti
Acının merkezi iken şiir
Kavrulan yürek ve ömür
Bir salkım üzüm gibi duygularım
Salkım saçak vurgun yediğim günahın
Adı saklı iken bende dünün
Neşesi çoktan terk etmişken
Ana kıtayı.
Anaç yüreğim
Bilgiç düşlerim
Arz ettiğim nice seferi duygu
Var olmanın bir adım ötesi…