Müstesna bir düş gördüm ömrün
yarısından sökün eden hayaletlerin hıçkırığına eşlik ettiğim gecenin bir yarısı
men ettiğim kadar kötü insanları kendimden ve aşkın muhitinde saklı hayalleri
biçtim bir bir içilesi şiirler dizmek adına içtimada imgeler ve saf kan
yalnızlığın s/afiyet yüklü bir v/eda içime çektiğim nefesimi tutmakla hayatın
tutamağı iken de şiirler sözcükler bazen asi bazen vebalıymışçasına benden uzak
duran çivisi çıkmış dünyaya mademki ben de bir çivi çakmalıydım.
Haşmetli bir öğreti babadan yadigâr.
Tozu dumana kattığım gençlik yıllarım
aşikâr aşka âşık ve solumda saklı erişemediğim yar.
Bir müzice dilemesem de ansızın hâsıl
olan ve kekremsi ışığın ve yalnızlığın sefasını sürdüğüm dört duvarda saklı
geçse ömür ne ki ne ben ki çağlayan ırmağa aktığım gibi ağlatı değil anlatı
değil bir alıntı hiç değil hele ki çalıntı olmayan hayallerim bir dudağı yerde
bir dudağı gökte lala dadım adımdan sökün eden dikenlerim.
Arsız bir melekse yakamdan düşmeyen:
Aşkın isinde saklı sisli ve sevdalı
şehrin iz düşümü meylettiğim aşkın yüzölçümü saklı iken deryalar misali
sığabildiği kadar yüreğime tavaf edilesi bir eksen evrenin iksiri aşkın şerbeti
ölümün de hicvi.
Yan bastı öncem.
Çocuksu neşem.
Genç ve diri ve dingin.
Bir de gölgemde saklı iken
hayallerim.
Yerin göğün birbirine kavuştuğu
hulasası izdihamın naçar kılan sevdası saklı iken de yüreğimde ve işte o sarnıç
ve işte o sarkaç kuyunun dibinde yatan ölü bir taş mecazi bir naaş köpüren
ruhumdan kopup da geldi mi dinmeyen yaş.
Atağa kalktığım.
Hicretim hayallerim.
Meczup kimliğim.
Diri bedenim.
Ölümlü bir nefer olsam bile ne ki
sönmeyen ferinde umudun ve sevginin.
Hem hem kâğıttan kayıklarım vardı
benim:
Neresinden baksan yaş beş ya da yedi.
Yasası evrenin yasın girift sarkacı
endamlı bir coşku değmesin de kimsenin bana nazarı.
Güzergâhım.
Girizgâhım.
Günahkârım hem de nasıl bahşedilene
duyduğum şükürden ötesi yok iken ölümüne sevip de sevgide sınır tanımadığım
ölümlü varlığım ölümsüzlüğü dilediğim ölgün ruhum batağa saplansam bile atağa
geçip kendime soyutladığım hayatın lal alfabesi.
Lütufkâr Rabbim başım gözüm üstüne
servetim ziynetim sevginin meali tebessüm ektiğim çiçek bahçesi nasıl ki içimde
ta derinde saklı ve annemin nefesi ölü nefsime atıfta bulunduğum kendimi bir
ömür ama bir ömür açlıkla terbiye ettiğim.
Kuram dışıyım hem de nasıl.
Kurada çıkan bir yalnızlıkla hemhal.
Hal ve gidişattan sınıfı geçtiğim.
Sevdiğim kadar sevilmediğim değil mi
ki değil umurumda.
Közüm.
Sözüm.
Külüm:
Ben ki ben ki: seyyah bir gülüm.
Rengim pembe.
Dalım dikenli.
Neşreden hayale ve ilham perime
duacı.
Kasıtlı kasıtsız sevebildiğim
derinlerde yüzdüğüm yüzümün akıyla yaşadığım yağdığım yandığım yağmalandığım
kadar Rabbime kavuştuğum ölüm öncesi hüzün ertesi hazanda saklı bir teselli
oysaki baharın Nisanın ta kendisi.
Kimyamda saklı coşkum.
Dinmeyen mutum.
Servetim saklı içimde.
Seyyahtan sözcükler dirilen mezar
taşım konmuşken de başucuma ve alarmı kurduğum umuda enkaza dönüşsem bile
külümden sökün eden fevri benliğim fiile geçiremediğim hayallerimden fal
tuttuğum içtiğim aşkın telvesi içilesi hüzün dilekçesi ucu yanık kelamı yitik
selamı gelmeyen dostların yârin tecelli bulduğu rüyalarımda soluksuz mutluluğa
koştuğum varsa yoksa hayallerin misafirperveri duygu yoğunluğunda altıncı duyum
iken yazdıklarım ve şiir.
Bir metafor ise ruhumu şenlendiren.
Bir imgeden çıkıp da yola vardığım
kendime.
Şiirin diklendiği imgelerin
dirilttiği şerh düşülesi evrene şiarım kadar şairliğim de buraya kadar, ey
sevgili azizim.
Göğün temennisi iken bulut.
Acını teberrükü iken gözümü diktiğim
ufuk.
Bir albeni.
Bir coşku.
Bazen hüsran.
Savruk nazım dinmeyen niyazım
eşleştiğim ilham.
Sevecen tebessümler bulvarında tek
geçtiğim iken aşk aşikâr aşina olduğum duyguların temas ettiği ruhumdan da yok
iken ötesi.
Öznemle sadık.
Yüklemim iken emir kipi.
Bense sözcüklerin emir eri.
Yolum uzun ve dünüm yorgun yarına
Allah kerim.
İndinde huzurun ihtişamlı duyguların
istila ettiği kadar istifa ettiğim umudun iz düşümü yazmakla mütevellit
sevgiyle iştigal mazhar olduğum cihan ve de itibar ve ihbar ettiğim kadar
içimde dinmek bilmeyen coşkuyu hatırşinas yüreğinse dert görmesin azizim:
Şimdilik benden bu kadar…