Tedirgin bir düş olabilme ihtimalimle…

 

 

Kayıp öznenin tezahür ettiği bir düş vakti:

Ölüm gör, sevgili kalem

İhanetin reçetesi aşkla sakit iken

Duyguların Ala çatısı

Özgür belki de muğlak bir uçuş benimki

Yargının yâdında saklı teselli

Dünüm öykündüğüm

Dünüm ve içimdeki çocuk öldürdüğüm

Renklerin azadesi

Aşkın ini

Cümlelerse yangın yeri

 

Matemimle ün salmışken âleme

Dibi görmenin vebali

Sarkıtların dilinde bir yara

Çok taze ve nazenin

Çürük bir düş daha çekecek en derinimden, zalim

 

Mübalağasız yağmalandığım

Yağdığım ne ki evrene

Varsa yoksa bir çiy tanesi

Reşit bir özlemle dikemediğim yerime

 

Mevsimin şakıdığı

Mühimmat deposu yüreğim

En çok da tersten içime estiğim

Yüreğin rotası notası

Kıvamlı bir ölüm hayali

Haresinde ömrün

Selamı sabahı kesen

Ahvalin sitemi aslında kendine insanın

Ne varsa içinde saklı

Yetebilmeli de insan kendine

 

Kıyılan için için

Bir içimlik şiirlerden

Medet umduğum

Yongası ruhun

Tutuklu dili

Nüktedan seyrinde ufkun

Evrene çaktığım bir çivi de benden olsun

Armağanım kendime

Sevebildiğim kadar eşrafı

Kavuşamadığım bir türlü kendime

 

Bir düş yarası

Kovuğunda saklı çekinceler

Bir yürek yaması

Göle maya çalan hoca gibi

İçimde demlenen acılar

Aşkın idamesi

Yalnızlığın ikamesi

Ölümüne sevebilirken insanları

Kaç bin ışık yılı

Uzağındaysam kendimin

 

Varsa yoksa ışıldayan

Yüreğime kefilim

Gel gör ki

Sıra dışı bir hüzünle örtülü ruhum

Menşei ölüm olmalıydı artık bu saatten

Sonra yaralı ufkun

Tutulan nutkuma ses olan ince uçlu kalem

Kıydığım kadar kendime

Müşkülüm zorda kaldığımın ertesi

Meşgule verdiğim mutluluğun haznesinde saklı

Gaipten gelen bir hazine

 

Uçuşan sözcüklerin püskülü

Konuşlu olduğumsa ölümün rahmine

Her düş bir oyuk

Her zan bir ziyan

Menkıbesi yorgun sevgimin

Kıblemde kıyama durduğumdan da fazlası

Mademki bir kere nüksetti kalbime

Hüsranın dik yakası

Ergen bir sevda masalından da öte

Ertelenmiş mutluluğun kayıp mıntıkası

Şerh düştüm bir kere artık ölüme…

 


( Ölümü Gör Sevgili Kalem... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 20.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu