Kazım sarı saçlı kısa boylu sağ yanağında gamzesi olan çok özel bir çocuktu..Hayatı o kadar sancılıydı ki yüzü hiç gülmemişti. Omuzlarında hayatın yükü olduğu herkes tarafından anlaşılıyordu. Ama o kadar dirayetliydi ki hiçbir şey onu bugüne kadar yıkamamıştı. Kendine güvenen özgüvenli yapısı onu tanıdığı bir çok insandan başarılı kılmıştı. Bu kadar sıkıntıya rağmen mutlu olmanın yolunu her zaman buluyordu. Gezmeyi çok seven yeni Yerler keşfeden bir yapısı vardı. Hayatla mücadele eden kazımın tek yardımcısı annesi Fatma Hanımdı. Fatma hanım hayata gülen gözlerle bakan siyah saçlı renkli gözlü kamburu çıkmış hafif ayağı aksayan iyi bir kadındı. O da kocasının ölümünden sonra oğluyla birlikte hayatı sırtlamıştı. Birlikte kıt kanat geçinen kazımla annesi tatlı satarak geçimini sürdürüyorlardı. Fatma Hanım evde yaptığı yün örgüleri satarak eve fayda sağlamak için çaba gösteriyordu. Kazım 18 yaşına geldiğinde  annesine sordu.

-Anne sen eski gücünde değilsin çok yoruluyorsun ben en azından kendime uygun iş bulup çalışsam sen artık dinlenmesin.

*Oğlum sen baban öldükten sonra bütün hayatını bana adadın ne gençliğini yaşadın ne çocukluğunu hem daha evleneceksin paraya ihtiyacımız var.

-Anne hiçbir şey senin suçun değil bu kaderde anlımıza yazılmış elden ne gelir artık çalışmayacaksın ben eve bakarım

*Oğlum sen nasıl iş bulucaksın bana bakmaktan okuyamadın bile

-Bir yolunu bulucam elbet

           Kazım ilk iş civar otelleri tek tek gezip iş aradı. Şehrin en kötü semtlerinden birinde resepsiyon görevlisi olmak için başvurdu. Aradan bir hafta geçti sonra otel sekreteri kazımı aradı ve işe kabul edildi. Artık annesi çalışmayacaktı. Kazımı mutlu eden şey iş bulmasından çok annesinin dinlenicek olmasıydı. İşin ilk günü gelmişti. Kazım büyük bir hevesle yola çıktı bisikletle yolculuk yaparken hızını ayarlayamadığı için vahim bir kaza yaşadı. Yolun karşı tarafına savrulan kazım hareketsiz yerde yatıyordu. Kazaya karışan diğer araç kaçmıştı. Onu hareketsiz görenler hemen ambulansı çağırdı. Kazımın durumu çok ağırdı. Hastaneye zar zor yetiştirilen kazım hemen yoğun bakıma kaldırıldı. Önce annesine  haber verdiler. Annesi yetişene kadar çoktan ameliyata almışlardı. Fatma Hanım hayatı boyunca hiç bu kadar telaşlanmamıştı. Yaşananlara inanmak bile istemiyordu. Ama elinden gelen hiçbir şey yoktu. Kazımın annesi ameliyattan çıkan doktorun yanına hışımla vardı. Gözleri yaşlıydı. doktor kazımın durumunun artık eskisi gibi olmayacağını özel bakıma ihtiyacı olduğunu dile getirdi. Zaten üzgün olan Fatma hanım oracık da bayıldı. Zaten tansiyon hastalığı vardı. Ona da hemen sedye getirdiler ve bir odaya yatırdılar.

           Kazım ise narkozdan yeni uyanmıştı. Her şeyden habersizdi. Olanı biteni bilmiyordu. Gözleri hemen annesini aradı. Göremeyince telaşlandı. Doktorlar annesinin iyi olduğunu şuan için servis de yatırdıklarını söyledi. Merak etmemesi gerektiğini durumunun iyi olduğunu dile getirdiler. Ftma Hanım sakinleştiricinin etkisinden çıkınca soluğu kazımın yanın da aldı. Gözlerinin yaşını ondan gizliyordu. Kazım annesine baktı ve

-Üzülme anne sağ salim ayağa kalkacağım. Her şey eskisi gibi olacak

*Niye üzüleyim oğlum sen çok güçlüsün iyi olacaksın

- Anne ayaklarımı hissetmiyorum

     Annesi birden yutkundu ne söyleyeceğini bilemedi birden hıçkırarak göz yaşlarına boğuldu ve söyleyiverdi.

*Oğlum sen artık yürüyemeyeceksin diyiverdi.

           Her şey kaderdendi yaşanacağı belli olan bazı şeyler kendiliğinden gerçekleşecekti. Kazım bu durumu büyük bir metanetle karşıladı ama annesine muhtaç yaşamaktan ziyade yaşlı anasının sırtına binen yük kazımı derinden etkiliyordu. Çok çaresizdi elinden gelen hiçbir şey yoktu. Dert Allahtan gelince kabullenmek lazımdı. Kazımda öyle yaptı taburcu olma günü gelmişti. İçi buruktu ama annesine hissettirmemeliydi. Şimdi ne yapacağını kara kara düşünüyordu. Eve doğru yola çıktılar. Şimdi ne olacağını ikiside merak ediyordu. Kazım tekerlekli sandalyesine alışmaya çalışıyordu. Elinden gelen hiçbir şey yoktu. Eli mahkumdu böyle yaşamaya alışacaktı. En sonunda annesine sordu.

-Anne bu saatten sonra ne yapacağız. Bu durumu kendime yediremiyorum artık kötürüm oldum.

*Üzülme oğlum her şey olacağına varır elimizden geleni yaparız sen benim kıymetlimsin hiç üzülme

-Ne olacak peki
*Ben temizliklere giderim bir şekilde geçiniriz.

-Nasıl yapacaksın anne ayağın zaten aksıyor. Ben dayanamıyorum.

            Aradan bir hafta geçtikten sonra annesi fatma hanım temizliğe gitmeye başlamıştı. Kazım ise bunalıma girmişti artık yaşayamazdı yapılacak şey onun  için belliydi. Canına kıyacaktı. Evdeki hapları içti ve canına kıydı. Annesi Fatma hanım eve dönünce oğlunu yerde görüp feryat figan bağırmaya başladı. Ama yapabilecek hiçbir şey yoktu. Sonunda annesi Fatma hanım ağlamayı bırakıp ambulans çağırdı. Ambulans geldi ama kazım için yapılabilecek hiçbir şey yoktu. Kazımı morga kaldırdılar annesi

 Bu üzüntüye dayanamadı ve bir gece uykusunda kalp krizi geçirip öldü. Bu acı hayat ancak böyle bitebilirdi her şey yarım kalmıştı bütün hayaller suya düşmüştü ve fatma hanımda hakka yürümüştü.
( Acı Son başlıklı yazı Eril ÖZALAN tarafından 16.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu