İkna Sanatı

         Ali sıcakkanlı bir o kadar haylaz hafif çelimsiz sıska gibi bir çocuktu üniversitede radyo televizyon bölümü okuyordu. Dersleri çok düşünmezdi ama kendini iletişim anlamında geliştirirdi. Yeni insanlar tanımayı yeni yerlere gitmeye bayılırdı her zaman gittiği müzeler her zaman gittiği kaplıcalar ve sık sık ziyaret ettiği sahaf Necdet amca vardı.

          Necdet amca sert bir adamdı karşısındakinin hal ve tavırlarına göre şekillenirdi mütevazi adama iyi davranır ukala adama ise haddini bildirirdi. Ona göre asıl okuyan öğrenen insanlık edep adap karşısında fidan gibi bükülendi yaprak gibi hem yerin hem ağacın kıymetini bilendi o her zaman iyi niyeti alçak gönüllüğü dikkate alır asıl başarılı olanında onlardan çıktığını söylerdi.

          Ali’nin üniversitede dersi bitmişti kendini can havliyle bahçeye attı hafif hafif yağmur yağıyordu ağaçlar rüzgardan salım salım sallanıyordu. Şehre sonbahar gelmişti. Derste hocası  insanları ikna etme sanatıyla ilgili bir kitabın alınıp okunmasını istemişti. Ali sabırsızlıkla o kitabı almak için sahaf Necdet amcanın yolu tutmuştu. Önce belediye otobüsüne bindi. İçi tıklım tıklım öğrenci dolu o arabayla şehir merkezine geldi oradan sancak sokağa girdi ve 500 metre ilerdeki sahafa vardı önce her zamanki gibi

-hayırlı işler kolay gelsin Necdet amca diye haykırdı.

*hoş geldin Ali dedi Necdet amca

Kitabı söyledi ve Necdet amca binlerce kitabın arasından o kitabı buldu önce tozunu sildi. Sonra Aliye

*Ali bu kitabı oku okumasına da teori hiçbir şey kazandırmaz pratikte de bunları uygulaman lazım sen girişken diksiyonu düzgün bir çocuksun ancak ikna etme sanatını en iyi kullanan kimdir bilir misin

-kim kullanır Necdet amca

*seyyar satıcılardır ama bir farkla onlar bu kitabı okumamıştır. Hayat öğretmiştir onlara ikna etmeyi müşterinin aklını okurlar ihtiyacını sezerler

*ne yani Necdet amca seyyar satıcı mı olayım

-hayır iyi gözlemle insanların aklından geçenleri jest ve mimiklerinden okumaya çalış onlara karşı karakter analizi yap ki ikna edesin

        Necdet amca kitap için birde ayraç verdi. Kitabın meblağını ödeyen Ali çıktı sahaftan kitabı çantasına koydu sonra etrafını incelemeye başladı kahvenin birine oturdu oradaki müşteri seslendi.

Çay ver hazma diye bağırdı

. Kahveci çay yap 3 olsun dedi.

Ali’nin yanına geldi kahveci: ne alırsın diye sordu.

Bir kahve alabilir miyim şekerli olsun abi dedi

      Kahveci Ali’nin toy bir çocuk olduğunu o zaman anlamıştı. Çünkü kıraathane de gelen abi üç çay ver abi çay yap şekerli kahve getiriver denirdi genelde iyi yetişmiş aile çocukları sokak jargonunu bilmezdi.

Kahveci kahveyi getirdiğinde düşünmeye başlamıştı Ali bu insanların dili benimkinden farklı diye biraz öteden bir tıraş makinesi satan bir adam yanaştı.

-kardeşim sakalların uzamış veriyim mi bir tıraş makinesi dedi

*Yok abi teşekkür ederim ben öğrenciyim

-iyi ya sana daha çok lazım

*ne gibi abi 

-düşün şimdi kız arkadaşınla kafede buluşacaksın oturdunuz masaya kız arkadaşın sana sarıldı sakalların yüzüne batacak öyle olsun ister misin

*abi benim kız arkadaşım yok ki

-Olabilir ama bir de şöyle düşün kızlar temizliğe önem verir onların karşısına jilet gibi çıkman lazım sakalını kesersen yüzün ortaya çıkar böylelikle onu etkilersin kız arkadaşın olur güzel kardeşim.

Ali ne diyeceğini şaşırdı ikna olmuştu ne kadar abi dedi

-100 lira sana 75 e bırakırım

*Tamam abi buyur ücretini

Ali Necdet amcanın dediğini şimdi daha iyi anlamıştı. Kitabı okudu okumasına ama yine de gözlem yaparak yaşamaya başlamıştı.

       Derste kompozisyon yazılacaktı bu konuyla ilgili Ali çok güzel bir yazı yazmıştı başından geçenleri tek tek anlattı sınıfta en iyi notu aldı. Hocası çok memnun olmuştu Ali’yi zaten başarılı buluyordu bir gün yanına çağırdı bu üniversitede benim asistanım olmak için bir neden söyle Ali dedi hocası

-siz nezaketi seversiniz ama yalakayı değil hocam dedi

*sen hangisisin Ali

-beni buraya çağırdığınıza göre nezaketliyim

*ben öğüneni de sevmem Ali dedi

-ama doğruyu söyleyeni seversiniz hocam

Tamam Ali anladım bundan sonra asistanım sensin ikna etme sanatını öğrenmişsin aferin

      Ali Necdet amcasına çok şey borçluydu olmasa bunu başaramazdı amacına ulaşmış hocasını etkilemişti o dersi geçmekle kalmamış hocasının da gözüne girmişti. Ali’yi güzel bir gelecek bekliyordu.

 

 

 

( İkna Sanatı başlıklı yazı Eril ÖZALAN tarafından 3.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu