Kemal hareketli konuşmayı seven çevresindeki
insanlara değer veren parlak yüzlü bir üniversite öğrencisiydi. Çocukluğundan beri
süre gelen takıntı rahatsızlığı vardı. Küçükken ocağı defalarca kontrol eder
yolda çatlaklara basmadan yürümeye çalışır en ufacık olayda acaba bir şey olur mu
diye çevresine sorular yöneltirdi. Annesine çok düşkün olan Kemal bir tek ona
yalan söyleyemezdi. Doğruyu ondan saklayamazdı. Sakladı diyelim ertesi gün
rahatsız olur doğruyu mutlaka dile getirirdi. Zaten annesi Zehra Hanım o yalan
söylediğinde Kemalin gözlerinden yanlış giden bir şeyler olduğunu hemen anlardı.
Kemalin babası Kenan bey sert mizaçlı geri
vitesi olmayan ağzına geleni dosdoğru söyleyen biriydi. Çiğ işi hiç sevmezdi
onun için her şey şeffaf olmalıydı. Kenan bey hala oğlunun büyümediğini olgunlaşmak
için bir çabasının da olmadığını düşünüyordu. Evde her gün tartışma çıkacak
konu bulunuyordu. Bulunmasa da Kemal bir şekilde olay çıkartıyordu.
Kemalin aynı zamanda para harcama hastalığı
da vardı, aklına her geleni alıyordu çoğunlukla sağa sola para dökerdi. Âmâ veresiyeyi
de sevmezdi o yüzden etrafa borç takmışlığı da yoktu.
Kemal üniversite okumaya Isparta’ya gitmişti.
Orada kendine bir düzen tutturamasa da ailesinden uzakta hayatı anlamaya çalışıyordu.
İlk sene zorlanmıştı derslerde kötüydü çok çalışmıyor kafelerden çıkmıyordu.
Arkadaş çevireside çok yoktu. Kendini yalnız hissediyordu içine kapanmaya
başlamıştı ailesi yanında olmadığı için sıkılıyordu. Kemalin iletişim yeteneği yok
denecek kadar azdı. Arkadaşları onu sevmiyor ondan kaçıyordu.tek arkadaşı
zaferdi.ama yinede Kendi başına saatlerce kafede oturup para yemekten başka hiçbir
şey yapmıyordu.
Kemalin ailesi arkadaşlarına mahcup olmasın
diye ona yeterince para gönderiyordu. Kemal hiç azla yetinen bir genç değildi
alkol aldığı için parasını yetiştiremiyor her seferinde ailesine yük olup daha
çok para harcıyordu. Ailesi de çok varlıklı değildi sıkıntılar çekerek
gönderiyorlardı o parayı, ancak Kemalin rahatsızlığı olduğundandı bu kadar para
istemesi. O da kendini kontrol edemiyordu.
Kemal üniversitede bir kız arkadaşı
olsun istiyordu. Düzenli vakit geçirebileceği bir şeyler paylaşabildiği onu
seven birini istiyordu. Çabası nafileydi ne yaparsa yapsın öyle birini
bulamıyor hep kendiyle baş başa kalıyordu zaten Kemal sorumluluklarının da
bilincinde bir adam değildi dağınıktı duyarsızdı. Herkesten fikir alır ama
kimsenin fikrini uygulamazdı hayatı o kadar boş yaşıyordu ki onu gören yanına
bile gelmek istemezdi.
Kemalin
üniversitede en yakın arkadaşı zaferdi her şeyini ona anlatır ona danışırdı.
Zaferde Kemalin yanlış yolda olduğunu söyler ama Kemale laf dinletemezdi. Çünkü
Kemal doğruyla yanlışı ayırt etmekte zorlanıyordu. Kendinde ne olursa olsun
düzeltmiyordu.
Kemal çocukluğundan beri psikiyatrik
haplar kullanıyordu. Takıntılarını ancak o şekilde bastırabiliyordu. İlaçlar
onu sersemleştiriyor hayatla olan bağını koparıyordu iş gittikçe çağrından
çıkmaya başlamıştı. Kemal üniversitedeyken ilaçları ailesinden habersiz
bırakmaya karar verdi. Artık o ilaçları içmeyecekti. Ona göre kendi kendine
düzelebilirdi.
Kemal ilaçları da bırakmanın verdiği
rehavetle o sene sınıfta kaldı. Aynı sınıfı tekrar okuyacaktı. Ailesine bu
durumu nasıl anlatacağını bilemiyordu. Yaz okuluna da kalmak hiç istemiyordu
ailesine durumu anlattı Kemal onlarda yıkılmıştı ama ellerinden gelen hiçbir şey
yoktu. Gelecek sene tekrar okuyacaktı aynı sınıfı. Onun için bir yıkımdı ama yapacak
pek bir şey yoktu.
İlaçları bırakan Kemalin ikinci
senesi berbat geçiyordu takıntıları nüksetmişti artık olay ağır bir psikiyatrik
soruna dönmüştü kendini kontrol edemeyen Kemalin rahatsızlığı pipolar bozukluğa
döndü. Halüsinasyonlar görmeye başladı ailesinin üvey çocuğu olduğunu
düşünmekten kendini alamıyordu. Hastalık iyice kendini göstermeye başladı
tavırları tutarsızlaştı okulu bitirecek durumda değildi. Hemen ablasını aradı
durumunun iyi olmadığını kendini kontrol etmekte zorlandığını ifade etti.ablası
durumu ailesine anlattı ve geri dönüş kararı alındı. Memlekete dönüşü
kesinleşmişti okul yarım kalacaktı o sene lise mezunu olarak KPSS ye girip bir
an önce iş hayatına atılmak tedavisini yoluna sokmaktı niyeti apar topar
memlekete döndü uzman bir profesör onu inceleme altına aldı durum vahim değildi
hemen tedaviye başlandı gözlem altına alındı. Bütün bunlar yıllarca dışarda
sevgi aramasından birinin onu sevmemesinden kaynaklıydı. Olan olmuştu artık önüne
bakacaktı.
Tedavisi yapıldı Kemalin tam bir ay
sürmüştü hastalığı normalleşti artık insan içine çıkabilirdi. Âmâ ilaçların
dozu artmıştı. Hemen üniversiteyi memleketin de okumak için başvurdu o sene KPSS’ye
girdi kazandı atandı üniversite başvurusu kabul edildi. Bir yandan üniversite
okuyor bir yandan çalışıyordu. Ama kemal yine sorun yumağı olmaya devam ediyordu.
Artık her şey tamamsa niye evlenemiyordu. Ailesi de evlendirmek istiyordu ama
kimse kemale güvenemiyor evleneceği kişiyle sorun yaşamasından korkuyordu. Belki
de kemal evlenmese daha iyiydi. Evlenince çekeceği sıkıntılar belki onu
derinden yaralayabilirdi. Kırılgandı, takıntılıydı, her şeyi büyütüyor içinden
çıkılmaz hallere sokabiliyordu. Şimdilik kendi hayatını yaşayabildiği ölçüde
devam etti belki o başka baharaydı. En azından kemal acılarını hafifletmiş
ailesinin yanında olmanın verdiği güvenle yaşamaya devam ediyordu.