Az çalışıp çok kazanmak hepimizin hayalinde vardır elbette,işin kolayını,paranın fazlasını isteriz ancak istekler sınırsızdır,bazen gerçekleştiririz bazen de kaçan trenin ardından bön bön bakakalırız.
Dolgun maaşlı bir işte çalışmak ister misiniz,aşçılık tam size göre. Bir eliniz yağda bir eliniz balda,çuvallar dolusu para kazanırsız da harcayacak yer bulamaz,filmlerdeki gibi çatılardan saçasınız gelir, yastık altına bırakır yedi sülalenize yetecek kadar yatırım yaparsınız,dersem mübalağa yapmış olurum böyle bir dünya yok.Tanıklarımdan ve bazı akrabalarımdan soranlar oluyor:
-Ne iş yapıyorsun?
-Aşçıyım dediğim zaman "vay be,diyorlar malı götürüyorsun."
Sonra başlıyorlar kıyaslamaya,Ahmet şu kadar alıyor,Veli şu kadar alıyor.Kimsenin mevkisinde ve kazancında gözüm yok,"Allah az versin ağız tadı versin,"diyerek anneannem böyle dua ederdi hep mekanı cennet olsun.
Ben kimsenin maaşını sormuyorum ki,bana maaşımı soranlara da uyuz oluyorum doğrusu.Bazı yerler bir memur maaşı kadar maaş verir,kimi yerler memur maaşından az,kimi yerler de memur maaşının iki katı maaş verir,özel sektörün sabit bir maaş politikası olmaz;kimi yerlerde az çalışıp fazla alırsınız kimi yerlerde fazla çalışıp hakkınızı alamazsınız.Ayrıca dolgun maaş almak adama insanlık kazandırıyor mu?
Eskiden bu işi fazla yapanlar yoktu-yaklaşık yirmi yıl önce,kaliteli elemanlar yetişir ve onların maaşı hayli yüksek olurdu bu sebeple halkımızda şöyle bir algı oluşmuştu: "Aşçıların maaşı dolgun olur."
"Ne iş yapıyorsun?"diye sorduklarında radara yakalanmış hissediyorum artık kendimi ve sonra ayıkla pirincin taşını.