Gizemli Orman Yolculuğu-1-
Ruşen ile birlikte bugün gizemli bir macera öyküsü ile
sıradan bir gün olarak başladığı yolculuğuna, bende eşlik ettim sizler için pekiyi
yazamasam da değişik bir öykü olsun dedim gizemli ormanın derinliklerinde
çocukluğumda çok gezdim, son baharda dökülen yaprakların üzerine çok yattım
şimdide sırlarla nasıl karşılaşacağımızı bilmeden devam edelim.
Ruşen, sıradan bir hafta sonu yürüyüşü yapmak için evinden
çıkmıştı, evde oturmak çok sıkmıştı, muhabbet edecek bir dostunun olmaması onu
zaten her gün üzerken, yürümek ona iyi gelecekti. Bende peşinde onu takip ediyorum
bu öyküyü yazmak sizlere aktarmak için. Şehrin gürültüsünden uzaklaşmak ve
doğanın huzurunu hissetmek istiyordu, bu bana da size de iyi gelecek. Yanına
sadece bir sırt çantası, biraz su ve birkaç atıştırmalık almıştı, bende çantamı
sırtıma alarak atıştırmalık bir şeyler ve ilaçlarımı alarak peşinden devam
ediyorum. Ormanın derinliklerine doğru yürürken, ağaçların arasından süzülen
güneş ışıkları ve kuşların cıvıltısı ona da bana da huzur veriyordu. Ancak, bir
süre sonra farkında olmadan patikadan sapmış ve kendimizi daha önce hiç
görmediğimiz bir bölgede bulmuştuk. Etrafına bakındığımızda, ağaçların arasında
eski, yosun tutmuş bir taş yol gördü. Merakına yenik düşerek bu yolu takip
etmeye karar verdi, bende mecburen onu takip etmeye başladım, içimde şüphe ve körkuyuda
taşıyarak.
Yolun sonunda, devasa ağaçların gölgesinde saklanmış,
terkedilmiş gibi görünen eski bir kulübe vardı, bir an “oh” dedim içimde.
Ruşen, kulübenin kapısını araladı ve içeri girdi, bende yandaki odunluğun
içinde aralık tahtaların arasında onu izliyorum. İçeride, duvarlarda asılı eski
haritalar ve masanın üzerinde tozlu bir günlük buldu. Günlüğü açtığında,
sayfaların arasında gizemli bir hazine haritası olduğunu fark etti.
Heyecanlandım, koşarak yanına gitmek istedim, sonra vazgeçtim. Nasılsa
peşindeydim birlikte öğrenecektik.
Devam edecek inşallah
Mehmet Aluç