Çizdim, karaladım, yaralandım ve de çokca ağladım...
Yoruldum fazlacası,
dipsiz ruhumun kancası,
Açılan deliklerimde,
biriktirmişim "yeter artık dediklerimi" köpürte köpürte...
Kayıp ruhum, bedenim; en çok da benliğimdeki ben
Kayıbım kısacası kayıp...
Dünya mı bana fazlalık yoksa ben miyim dünyalık?
Düştüm, her ayağa kalkmak istediğimde,
Aslında gerçekliğin üzerine yorgan örtülü bir düştüm!
Kapağı sıkıca kapatılmış fanusumun,
Camlarında tütsülenmiş yosunum!
İyiyim iyi, her sorana verdiğim cevap
Geçiştirmekten başka ne ola ki bu cevap?
Herkes yapmacık, yalanın içinde yüzen doğrularım,
Karmakarışık tüm duygularım.
Çekildim, intihar süsü verilmiş hayatımın tenhalarına;
Hani Nilgün Marmara intihar ettikten sonra eşi:
"Şiir yazdığını bile bilmezdim,
Bir kenara pıtır pıtır bir şeyler yazardı" demiş ya,
İşte hapsoldum bende,
Anlaşılamamanın verdiği susuşun
derin uçurumlarına...
Kandım birçok kere çiçekli yarınların pullu imgelerine,
Kandırıldım veyahut.
Üşüttü beni, kendimi anlam kapılarında aradığım hudut.
Ruhla bedenin ayırımında lâ yemut...
BÜŞRA DALGIÇ
(
Fanus başlıklı yazı
Gülen Düş tarafından
14.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.