Rengiyle müsemma bir şiirsin asla da
sorma hani, şiirin rengi var mıdır, diye.
Şüheda gülüşlerimin de mezar taşında
dikili
Bir gül fidesi adeta
İçerlediğim filan da yok hani
Ben en çok çiçek olmayı sevdim bir de
solmayı
Belli belirsiz açmadığım kadar da
Fiyakalıdır benim afili yüreğim:
Bildiğin düş kırıntılarından
Kendime inşa ettiğim tek kişilik
çeperim, cennetim
Muhakeme gücümle sıyrıldım
Belki de dik başımla sivrildim
Bir kaleme benzediğim kadar
Kemalin yitiminde sere serpe
uzandığım
Başköşemde saklı hem cennetim
Hem de yüreğimde ağırladığım görünmez
misafirlerim.
Efsunludur hem benim gözüm açık
gördüğüm düşlerim
Beti benzi atmış gecenin
Sürüngen yetilerimin de yok iken
benzeri
En çok sahibimi sevdim
En çok Rabbimle temaşa ettim edeli
Bilinmeze de gark etti mi kalemim
Ve işte bilindik ve en asi/l ve o
münferit hece…
Gül benzeri
Ham iken öncemde
Ve işte aç iken ahvalim
Boğazımdan da geçmez iken tek lokma
Endamlı bir masal ise aşk ve ikame
ettiği yüreğim
İdam sehpamda kurulu düzen
Kuru ekmeğe talim ettiğim
Günlerin bir benzerini de yaşatmasın
yüce Rabbim
Gönül tezgâhım gül bahçem
Zemheride yaşayan sözcüklerim
Baskın çıksa bile güneşin sıcağı
Ben en çok severken eridim ve özlem
dolu
Sevdiklerimse millerce uzağımda
Mil çekilmiş gözlerinde hasretin
Bir od gibi bir ot gibi
Gaipten gelen coşkuma eşlik eden aşk
gibi
Umresi evrenin
Yerkürenin esintisi
Göğün de kamberi ve makberi ve
neşteri
Elimde saklı ölümün
Bandığım kadar mürekkebin asi/l
kanına
Ve işte içtimada iç sesim
Beklemeye alsam ne ki mutluluğu
Belirsiz bir imleç ile ip atladığım
tek doğru
İpe sapa gelmez her kim ise her ne
dese
Dersimi aldım alalı cahilden
Bilgiye eşlik eden de bir neferim ben
Ruhum uçkun
Saçlarım dağınık
Buklemde saklı kuş yuvası
Bir elimde annemin duası
Diğer elimde aşk
Ayaklarımı yerden kesen hasret
Aralıksız şerit değiştirdiğim kavşak
Gemimim terk etmediğim kadar ışık
Tutan rotam ve notam ve not defterim
Kaptan köşkünde keyfini sürmediğim ne
ki hayatın?
Keyfe keder yaşadığım kadar
yalnızlığımla
Ve umudumla
Ve inancımla
Dimdik ayaktayım
Ne zamanki ayaklansa kalem
Kelamın erbabı ruhumda saklı dilbaz
kalem
Ve harflerin istilası
İmlecin isyanı
Üç noktanın pervazı
Ve s/onsuzluğun mütemadiyen çalan
kırık sazı
Nazımı da hiç sormayın
Ne eksik ne fazla
Niyazımda saklı bir itiraz ile zalime
ve iblise
Tembihli olduğum kadar da dünümde
saklı nice öğütle
Öğütülse bile ruhum
Ben en çok yel değirmenleri ile cenge
durdum
Önce aşk sonra hüsran ve ölüm
Yeniden doğmanın verdiği huzura
binaen
Yâdımsa saklı iken de o amblem
Elbet önce insan sonra isyan sonra da
kazanılan zafer
Meşkin ifası
Neşrin seması
Huzurla nakşettiğim şiirlerim bir de
anne duası
Ak alnımla
Akça tinimle
Muteber bir hüzünle
Elbet saygının resmigeçidinde
Sevgiyle eşleşen her hece her cümle
Bir şiirden çok fazlası saklı içimde
Şiirin menzili
Aşkın hasreti
Sözcüklerinse zaferi
Sarhoş bir nida değil bu asla
Ne de serkeş bir ıssızlık
Dumanı üstünde yeni günün
Öğütüldüğü kadar da bir gülün
İtirazı ve ibrazı
İhanet etmediğim kadar da toprağıma
Aşkın da hulasası
Ve işte koyduğum geçici bir nokta
İçimde yerleşik o dip notla
Baş koyduğum yılmazlığın ve umudun
mücadelesi…