Çiçekler Aşkın Renklerini Sergiliyordu


Çiçekler Aşkın Renklerini Sergiliyordu

 

Anlatacağım belki bazılarına absürt gelebilir, bir şey diyemeyeceğim çünkü yaşayan anlatır, yaşamayan ise yanılır ve yalnız kalır. Size aşkın coşkusuyla dokunuşuyla anlatmaya çalışacağım, umarım başarılı olurum. Aşk, gönlüme dokunduğunda, hayatımın her anı bir anda inanılmaz bir güzellikte değişti. Kalbimde hissettiğim sıcaklık, o ritimle o ahenkle ruhumda bir huzur dalgasıyla etkisiyle dalgalandı, coştu ve aşka doğru koştu. Bu aşk, sadece bir insana duyulan bir his olmaktan çıkıp, tüm kâinata yayılan bir duygu haline geldiğini fark ettim. Gözlerimle baktığım her şeyde, aşkın izlerini, parıltısını, dokunuşunu ağaçların yeşil yapraklarındaki, canlılığı görmeye başladım. Sabahın ilk ışıklarıyla uyandığımda, güneşin doğuşunu izlemek benim için bir vazgeçilmez bir hal haline geldi. Ağaçların yaprakları, rüzgârın hafif esintisiyle dans ederken, aşkın melodisini duyuyordum o esintide. Kuşların cıvıltısı, aşkın şarkını söylüyorlardı adeta, açta gönül kulağını dinle diyorlardı bana. Bende açtım gönül kulağını dinlemeye başladım aşkın melodisini kuşların ötüşleriyle. Her bir kuş sesi, içimdeki aşkı daha da derinleştiriyordu, derine indikçe aşkın içinde kayboluyordum, başka birisinin gönlünde kendimi buluyordum adeta.

 

Doğanın her bir köşesi, aşkın bir yansımasıydı, aşkın kendini anlatmasıydı bize işte dokunuşuyla her şey geliyordu böylesine dile. Nasıl mı? Kalkıyor beyler aşka doğru kafile, aşksız içilmez bile nargile diyorlardı sankime, camdan bakıyor bak ta gör o Nurgül’ü. Alda bir çiçek uzat seni bekleyen o Nurgül’e.  Uzatırsan bir gül Nurgül’e, sana hazırlamış yersin ulaşırsın bir tabak keşküle. Çiçeklerin renkleri, aşkın çeşitliliğini ve güzelliğini gösteriyordu. Nehirlerin akışı, aşkın sürekliliğini ve sonsuzluğunu anlatıyordu bana. Her şey, aşkın bir parçasıydı ve ben bu aşkın içinde kayboluyordum. Kaybolurken yeniden doğuyordum. Doğanın her bir detayı, aşkın farklı bir yüzünü gösteriyordu bana. Aşk, sadece bir duygu değil, bir yaşam biçimiydi, o terzinin yeniden sökülmez elbise dikişiydi, anlatılmaz bir gülüşüydü. Doğaya baktıkça, aşkın ne kadar büyük ve derin olduğunu anladım. Her nefeste, her adımda, aşkı hissettim. Bu aşk, beni doğayla bir bütün yaptı, eski beni galiba kediler kaptı. Artık her şeyde aşkı görebiliyordum ve bu bana tarifsiz bir mutluluk veriyordu. Aşk, hayatımın her anına dokunmuştu ve ben bu dokunuşun tadını çıkarıyordum. Aşkın gücüyle, tabiatın güzelliklerini daha derinlemesine keşfetmeye başladım. Her bir çiçek, her bir yaprak, her bir damla su, aşkın bir yansımasıydı var olmanın yaşanmasıydı. Bu aşk, bana doğanın ne kadar muhteşem ve büyüleyici olduğunu gösterdi. Artık doğaya baktığımda, sadece güzellikleri değil, aynı zamanda aşkın izlerini de görüyordum. Bu aşk, bana hayatın ne kadar değerli ve anlamlı olduğunu hatırlattı. 


Bir gün, ormanda yürürken, ağaçların arasında bir patika keşfettim. Bu patika, beni bir Gölet’e götürdü. Gölet’in suyu, aşkın berraklığını yansıtıyordu. Suya baktığımda, kendi yansımamda aşkın izlerini gördüm. Gölet’in kenarındaki çiçekler, aşkın renklerini sergiliyordu adeta o renkleriyle canlılıklarıyla. Her bir çiçek, aşkın farklı bir yüzünü gösteriyordu bana. Bu an, aşkın doğayla nasıl iç içe geçtiğini ve her şeyde nasıl var olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Gölet’in kenarında oturup, suyun sakinliğini izlerken, aşkın huzurunu hissettim. Rüzgârın hafif esintisi, saçlarımı okşarken(pardon ben tarama özürlüydüm varmış gibi hissettim olamaz mı acaba?), aşkın dokunuşunu hissettim. Doğanın her bir detayı, aşkın bir parçasıydı ve ben bu parçaların içinde kayboluyordum. Aşk, bana doğanın ne kadar muhteşem ve büyüleyici olduğunu gösterdi. Artık her şeyde aşkı görebiliyordum ve bu bana tarifsiz bir mutluluk veriyordu, vesselam.

Mehmet Aluç


( Çiçekler Aşkın Renklerini Sergiliyordu başlıklı yazı kul mehmet tarafından 28.08.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu