İsmimle Müsemma Narin Düşlerim...



 

Rengi çalındı ısmarladığım gülüşlerin

bekasında saklı bir tanık misali

ve işte ruhum alındı en çok ben iken

tebessümleri hak eden

ve misafiri olduğum yolculuğun

kutsandığına dair bir inançla

pedallarını kırmışken

aklımın yel değirmeninde saklı

o yel bakışlı gözünde muradımın

bir takva mahiyetinde iken

öncemde yaşam ve kundaklamış bedenimden

firar ettim

en aciz kul olmanın mahiyetinde

acımdan da umudumdan da feragat

ettim edeli ve işte

düğmelerimi iliklediğim ferinde güneşin

ve işte öykündüğüm öykülerinde

misafir edildiğim düşlerin

önce rahmine düştü sözcüklerim

sonra kardılar bir hışımla

sonra kanadım

kandığımın ertesi

orta yolu bulamadığım

kırık kalpli göğün turnası

ve işte tamburumun gamlı notaları

belki de içimde aş eren

ney’ in efsunlu varlığı

ve lanet okuduğum alıcı kuşlar

bir batında doğduğum ve öldüğüm

bir de b/atılında cihanın atıkmış meğer

cenk eden gülüşlerim

hem ben sadece bir çocuktum

çoğulu olmayan yankısında

derin acımın ötekileştirilen mahreminde

ruhumdaki sarnıcın

ve işte uçuşan saçlarım

kan doğrayan dolunay

yetmedi misilleme yapan sonbaharın

son yaprağı idim de

annemin sesinde ölgün bir misafir

babamın nezdinde sadece bir gölge

katık ettiğim ne kaldı ki geride

ne de olsa ben

sadece ve sadece bir çocuktum

ıssızlığın kermesinde kaybolmuşken hayallerim

ve çürüyen bedenim

tornistan eden insan neslinin

kusurlu dahi addedilmediği o kara zemin

o kara toprak

bağdaş kurduğum ölüm denen menkıbenin

yok muydu sahiden de bir itirazı

ve son bir sözü

künyemde dalgalanan saçlarım

kusurlu addedilen nazlı niyazım

ve gömülü beden dilim

dinime de sövmesin hiçbir münafık

ben artık cennetin çiçeğiyim

ve Rabbimdir beni koruma altına alan

son bildiğim aslında başlangıcı

yeni kavuştuğum diğer âlemin

nadide çiçeği ve ismimle müsemma

Narin düşlerim

unutulmuşluğum kadar da hâkim iken

olan bitene ve mücbir sebeplerden

kavuşulası bir iklim bellemişken

dünde kalan tüm sevdiklerim…

 


( İsmimle Müsemma Narin Düşlerim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 17.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu