Sili yaylada Devre'yi tanıdığı evreyi hayatının en anlamlı,en güzel yaşadığı süresi olarak düşünüyor,çok kısacık geçen o anları kafasından bir türlü çıkaramıyor,atamıyor,bu kısacık zamanların derinine,derinine inip,ummanlar büyüklüğüne dönüşen düşünce denizinin diplerinden bir türlü çıkamıyordu.Kar,tipi,boran aldırmıyor daraldığı Sandı'dan biran evvel çıkıp Devre'sine kavuşmak istiyordu.Hacının oğlunun Mehmet'in evinin oraya kadar geldi.Acıkacak,susayacaktı ama bunları düşünecek halde değildi.Dağlardaki akıtlardan sular içecek,gerekirse otlar toplayıp yiyecek ama Devre yi muhakkak bulacaktı.Büründüğü kepeneğin içine alıp koltuğunun altına aldığı kavalı,yeterli miktarda diye sırtladığı dağarcığı vardı.Dağarcığına imansız keş ve şebit ekmekler tedarik olarak açlığında azar azar yenecek uzun bir müddet idare edeceği şekilde yerleştirilmiş susuzluğu ise oluklardan giderilecekti.Düşünemiyordu Sili zemheride tüm olukların donacağını,belkide içindeki sevda bu yönde düşüncelerede fırsatlar vermiyordu.Kavalını bir kez daha eliyle yokladı,koltuk altından alarak koynuna daha sağlam bir yere aldı.Orada olması daha güvenceli geldi ve bu durum rahatlamasına neden oldu.Kavalıyla arayacaktı Devre yi,Devre kaval sesini duyup herkesleri hiçe sayıp akıp gelecekti.Bu düşünceler içini rahatlattı.Bu düşüncelerle yol alırken yayla yol ayrımı başına geldi.Bu yolun sol başında Hacının oğlunun Mehmedin evi vardı.Hacının oğlunun Mehmet'in evinin sağ tarafında tahir Coşkun'un bahçesi vardı.Çitlerin hemen köşesinde Tahir Coşkun'un babası Hafız'ın karısı İlerde Nine nin yaz aylarının ikindiye vuran anlarında eğrilmiş belinin otururken de belirginleşen kamburluğunun görüldüğü ve devamlı o köşede oturup köyün o alanını seyrettiğ yassı,oturacak şekilde yüksek bir kayası vardı.O kayaya baktı,kaya nerdeyse yağan karlarla örtülüp kapanmış ve olduğu yerde top şeklinde kocaman beyaz bir görsele dönüşmüştü.Tahir Coşkun'un çiti ve Hacının oğlunun Mehmet'in evinin köşelerinin arasındaki yola girilince karşıda Ahmet Ali'nin evi vardı.Ahmet Ali'nin evinin sağ tarafı Çiftlik köyüne,sol tarafı Kayacık köyüne giden yollara ayrılıyordu.Sağ taraf aynı zamanda hem çiftlik köyü hemde köyün yayla yoluydu.Yayla yolu istikametine girip önünde bembeyaz koskoca bir yorgan görünümündeki ve ardı arkası kesilmeyen kar yağmalarıyla yollarında kapanıp bu yorganın parçası haline dönüşen zemini üzerinde ilk yürüyen olarak adımlar atıyordu.Yolu daha evvelki deneyim ve bilgileriyle bildiği için kardan kapanan yolda tahmini yürüyor,bu beyaz düzleme ayaklarıyla basmalarıyla karlardan hart hurt sesleri geliyordu.Belinde,ayaklarında,boynunda gözle görünmeyen sevda ilmikleri vardı ve bu ilmiklerin diğer uçları yayladaki Devre'deydi ve Devre bu elinde tuttuğu iplerin ilmik uçlarından bu karlı kış gününde Sili'yi yaylaya doğru asılıp,çekiyordu..8/Haziran-2022 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Yazarın
Önceki Yazısı