Cennet Ehli Kimler Olacaktır.
Kürsiden gönüllere .

CENNET EHLİ KİMLER OLACAKTIR.

Cenabu Hak Cibrul-u Emin Namusu Ekber  vasıtasıyla Peygamberimiz Muhammed Mustafa sallallahu taala aleyhi ve sellem-'e selâm efendimiz hazretlerine inzal buyurmuş olduğu Ku’an’ı Azimüşşanın da ve bahusus okuduğumuz ayet-i celilerinde buyuruyorlar. Esteizu billah ;

"Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da gruplar halinde cennete sevkedilecek. Nihayet oraya vardıklarında cennetin kapıları açılmış olacak; bekçileri onlara, “Selâm size! Hoş geldiniz! Ebedî olarak kalmak üzere buyurun girin cennete!” diyecek.

Onlar da “Bize verdiği sözü yerine getiren ve cennetten bize dilediğimiz yerinde mesken kurabileceğimiz yurt bağışlayan Allah’a hamdolsun!” diyecekler. (Bunun için) çalışıp çabalayanların ecri ne güzel!
"Meleklerin de rablerine hamd ile yüceliğini dile getirerek arşın çevresini kuşattıklarını görürsün. Böylece insanlar arasında doğruluk ve adalet ölçüsüne göre hüküm verilir ve şöyle denir: Bütün övgüler âlemlerin rabbi olan Allah içindir."
Zümer Suresi - 73-75 . 

Hoca Efendi kafirlerin başına geleceklerle epeyi korkuttun bizi .Birde Müslümanların başına gelecekler iyiliklerden biraz bahsette şöyle kalbimiz biraz ferahlansın.

Zaten Cenab-u Hak öyle yapıyor. Kafirlerin başına gelecekleri nasıl anlatıyorsa ,Müslümanların başına gelecek iyilikleri de anlatıyor tabi. Bakın şimdi “Rab’lerinden korkanlar “ Allah’tan korkanlar ,kendilerini koruyanlar “ bölük bölük ,zümre zümre  cennete sevk olunacaklardır” İnşaallah hep beraber cennete sevk olunacağız. 

Allah’ın lütfuyla, Allah’ın keremiyle, Cenab-u Hak kusurlarımızı af edecek ,bağışlayacak inşallah. O’nun rahmetiyle hep beraber cennete gireceğiz. Fakat burada “Sevaplarından  korkanlar “ diyor. Bu korkmak şu …Muttekiler ; mutteki demek ,kendisini koruyan kişi demektir. Yani nerden ,tehlikelerden .

Ne gibi tehlikeler vardır  ? bunu  kısaca 3 maddeyle açıklayacağız.
1.En büyük tehlike küfürdür. Küfür tehlikesi. 
Küfürden neyle koruruz kendimizi iman ile .Kur’an’ın ,Peygamberimizin,
İslamın,müçtehitlerin  bize bıraktıkları iman ile .Kısaca nedir bu ben Allah’a ,Allah’tan gelen bütün hakikatlere  iman ettim. Ben Peygamberimize, onunla gelen bütün gerçeklere iman ettim. İşte burada ki iman bu.

Dilin kalemi “Eşhedü en la ilahe illallah. Ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve resuluh “ Bilmediğin taraflar vardır. Bilmediğin taraflar çok olabilir .amam ben Müslümanlık ne ise onu bir bütün olarak kabul ediyorum. İşte imanınız bu olacak.

İslam ne ise Hazreti Kur’an’ın Sevgili Peygamberimizle insanlığa bildirdiği Müslümanlık  ne ise ben onu tamamıyla kabul ediyorum. Yani işime gelen kısmını kabul ediyorum da, işime gelmeyen kısmını kabul etmiyorum değil , ben onun tamamını kabul ediyorum. İnanıyorum. Helalini helal biliyorum. Haramının haram biliyorum. Dediği zaman bir insan. İşte o kimse iman sahibidir. İman sahibi olduğu vakit nereden kendisini korumuş oluyor. Küfürden. Yani küfre karşı atom bombası atsanız kurtulamazsınız. En büyük silahı kullansanız kurtulamazsınız. 

Müminin silahı imandır. 
Onun için de imanın ne olduğunu bilmek lazım. İsyan, Allah’a  asi olmak . Ne zaman insan Allah’a asi olur.

a-Emrolunduğu şeyleri yapmamakla Allah’a asi olunur. 
Mesela namaz emredilmişti değil mi ? Kılınmazsa ne olur …İsyan olur. Oruç tutulmazsa isyan olur .Zekat verilmezse isyan olur.  Allah’ın emirlerinden birini yapmadığınız zaman Allah’a isyan olur .Günahkar olur


b.Allah’ın yasak kıldığı her hangi bir şeyi yapmakla  Allah’a isyan etmiş oluyoruz. Mesela içki yasaktır. İçilirse  işte isyan olur. Kumar yasaktır ,oynanırsa  Allah’a isyan olur. Faiz haramdır, kati surette haramdır. Yapılırsa işte bu isyandır.

Demek ki bir Müslümanın Allah’a asi olmasının iki sebebi olduğunu öğrendik. Peki bunlardan kurtulmanın sebebi  ve yolu nedir . 

Allah’ın emirlerini hiç noksansız yapmak ,yasaklarından kaçınmak, kusurlarımıza tövbe etmektir . Bazı gençlerimiz  bazı şeyleri ,yanlış ,eksik  anlayabilirler. Şöyle düşünebilirler  Müslümanlığı tam manasıyla yapamıyoruz , yarısını da yapmaya lüzum yok  o zaman Müslümanlığın tamamını bırakmalıyız. Bu çok yanlış .Ne kadarını yapabilirsek yapacağız. Yapamadıklarımızı telafi edeceğiz., tövbe edeceğiz, nedamet duyacağız.

Ya hep ,ya hiç öyle değil. Ne kadarını yapabilirsek. 
Mesela beş vakit namazı kılacağız. Gayet tabi bir Müslümanın vazifesi bu. Ancak ben beş vakit namazın ,ikisini kılabildim, üçünü kılamadım. Madem ki  üçünü kılamadım ,o zaman beşini de bırakıyorum .Hayır .Hayır  olmaz bu .evet beşini kılmalısın .Ama kılamadım da üçünü kıldım. Evet üçünü kıl .Üçüne de razıyız. Sonra Allah sana imkan verecek diğerlerini de kılacaksın.

Efendim ben oruç tutuyorum amma  namaz kılmıyorum. 
Namaz kılmadığıma göre niye oruç tutayım ben. Hayır… hem oruç tut ,hem de namaz kıl. Ama namaz kılmıyorum diye sakın orucu bırakma. Orucuna devam et. Çünkü o ayrı bir vazife, öbürü ayrı bir vazife. Çünkü her ikisinin de hesabı ayrı ayrıdır. Yapabildiklerinin hesabından kurtulmuş oluyorsun . 

Onun için ben madem ki tamamını yapamıyorum , o zaman tamamını terk etmeliyim demek  İslam’a uygun bir düşünce değildir. Gücünün yettiği kadar ,yapabildiğin kadarını yerine getireceksin. Bugün yüzde kırkını yaptın, İnşaallah  yarın Allah’a söz verecek yüzde atmışını yapacaksın. Öbür gün maneviyatın artacak yüzde seksenini  yapacaksın. Bir gün gelir elhamdülillah bir bakmışsın ki yüzde yüzünü yapıyor ,Müslümanlığı tam anlamıyla yaşıyorsun. 

Onun için din kardeşlerimiz yanılmasınlar, bir hataya düşmesinler .Allah-u Zülcelal ve Tekaddes Hazretleri’nin bizden ne istediği bellidir. Tabi ki bunları yapacağız. Ama eksiğimiz vardır, noksanımız vardır, kusurumuz vardır .Kusurlarımızı telafi etmeye çalışacağız. Tövbe edeceğiz ,istiğfar edeceğiz ,Allah’tan af dileyeceğiz .Mevlamız af edicidir ,af edecektir bizi inşallah.

Onun için muhterem müminler … 
“vetteki” imanla kendisini küfürden korumuş kişi ,ibadet-i taatla da isyandan korunmuş kişi. İkinci tehlike isyan değil miydi ,ondan korunmuş kişi.

Üçüncü bir tehlike var. 
Beş vakit namazının kılan Müslümanlar için. Namazında ,abdestinde olan Müslümanlar için üçüncü bir tehlike var. Ehl-i sünnet itikadına sahip olduğunuz için küfürden inşallah kurtuldunuz ,İbadetlerimizi yaptığımız için isyan tehlikesinden de kurtuldunuz. Ama üçüncü bir tehlike daha vardır. Oda nedir ? Gaflet .Müslümanın gafleti.

Gafleti nasıl anlatalım. Nasıl ifade edelim. 
Yani Müslüman feraset sahibi olması gerekiyor. Müslüman biraz ilerisini görecek. Müslüman iyiyi, kötüden tefrik etmesi icabet eder. Ayırt etmesi icap ediyor. Şu imandır, şu küfürdür ,şu Müslüman , şu kafirdir ,şu müspettir ,şu menfidir bunları çözmesi gerekiyor. Gafil olmaması ;biraz sonra başına gelecek felaketleri bir an önce görmesi ,fark etmesi gerekiyor. 

Gafletin ne olduğunu şöyle bir misal ile anlatayım…
Şimdi insanlar uyanık insan bir, uykuda insan iki ,ölü insan üç . Manen uyanık insan , gafil insan uykuda insan ,ölü insan kafir insan .Kafir insan ölmüştür. Dirilmez. Onu uyandıramazsın. Ama uyuyan insanı uyandırabilirsin. İşte gafil Müslüman budur. 

Şimdi bir insan uyuduğu zaman  yanında ki konuşulanları duymaz, olup bitenler de görmez. Çünkü gafildir ,uykudadır ,fark etmesi mümkün değildir .İşte onun uyandırılmaya ihtiyacı var. İşte onu uyandıracağız. 

-Uyan ey Müslüman …Uyan 
Bak neler oluyor etrafta .Biraz sonra başına ne felaketler gelecek. Uyan bak gör .komşuların çocukları nerelere gitti .Biraz sonra seninkilerde gidecek.

-Uyan ey Müslüman …Uyan
Bak komşunun evi tutuşmuş yanıyor . Ahlakı yanıyor, edebi yanıyor ,fazileti yanıyor, haya perdesi yırtıldı . Biraz sonra bu ateş senin evini de yakacak .Uyanda komşunun evini söndür ki ,kendi evini kurtarasın. İşte uyanık Müslümanlık bu. Gafletten uyanmak lazımdır.

Bugün Müslümanların büyük bir kısmı ; üzülerek söylüyorum gafildir. Gafletteyiz hepimiz .biraz sonra başımıza gelecek felaketlerden haberdar değiliz. Onun için de kurtulamıyoruz bütün bu belalardan ,musibetlerden.

Buda ancak zikirle olur. 
Bir Müslümanın kalbi Allah diyorsa o Müslüman gafil değildir. Ne zaman kalp Allah…Allah…Allah diye feryat ederse  o Müslüman gafil değildir. Kalbi gafil olanlar ,kalbi Allah’ı zikretmeyenler gafil  Müslümandır. 

Öyleyse, kimler sevk olunuyor cennete ,bakın dikkat edin. 
“İmanla ,kendilerini küfürden koruyanlar ,ibadet-i taatla isyandan kendilerini koruyanlar , Allah’u Zülcelale kalplerini vererek, kalpleriyle Mevlalarını zikrederek tespih ve takdiste bulunup gafletten kendilerini koruyanlar da bölük bölük, zümre zümre cennete sevk olunacaklardır. Elbette makam ve mevkilerine göre .

Cennette peygamberlerin makam ve mevkileri başka ,onların varislerinin makam ve mevkileri başka olacaktır. Ama şunu da iyi bilelim ki, şu dünyanın en büyük saltanatından cennetin en alt mevkii daha güzeldir. Elbette güzeldir. Cennet ile dünya hiç mukayese edilir mi  ? Edilmez tabi. 

“O müminlerde cennetin kapısına geldiklerinde “  evet bakalım şimdi ne oluyor. Biraz önce gördük kafirlere neler oldu. “o cennetin kapıları da açıldığı zaman “ Evet bakalım ne var içeride .Cennetin içinde ne var .Bize söylüyor  muhterem müminler. 

Cenab-u Hak cennetin içinde neler olduğunun şöyle anlatıyor “ tafsilatıyla anlatıyor da kısa olarak şöyle buyuruyor “Ben mümin kullarıma ,cennette öyle bir saltanat hazırladım hiçbir gözün görmediği bir , hiçbir kulağın duymadığı iki , hiçbir insanın hatır ve hayal edemediği üç saltanat hazırladım ’

Şimdi gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, insanların kalbine düşmediği ,hatır ve hayal edemediği o muhteşem saltanatı kelimelerle  ifade edebilmek mümkün mü. Tabi ki değil .Yani cennetteki Müslümanlara verilecek saltanat anlatılamaz. Anlatılsa da kafi gelmez. Cennette makamı en küçük olanlara şu dünyanın en büyük saltanatından on misli büyüklükte bir saltanat verilecek. 

Orada melekler Müslümanları karşılayacak. Şu dünyanın meşakkatine, zahmetine göğüs gererek imanından ayrılmayanlar. dininden ayrılmayanlar ,kitabından ayrılmayanlar ,peygamberinden ayrılmayanlar ,Allah yolundan ayrılmayan bu müminlere ,şimdi oradaki melekler bakın ne diyor 

“Ey Allah’ın sevgili kulları …Allah’ın selamı üzerinize olsun sizin (Selamünaleyküm)” 
Nedir bu selam biliyor musunuz  .Bundan sonra sizin için hüzün yok, tasa yok, kaygı yok .kuşku yok ,ızdırap yok ,endişe yok ,hiçbir şey yok . Selamet var . Ne kadar güzel oldunuz.

Hatta cennette ki melekler 
-Kimdir bunlar ? Bunların nuru bizim nurumuzu söndürdü .diyecekler .
-Kim bunlar ? Siz ne kadar güzelsiniz ?

Aziz kardeşlerim, 
İmanımızın nuru sizi ihate edecek orada. Bütün yaptığınız ibadetlerinizin, evradu ezkarınızın nuru orada sizi ihate edecek .Sağınızdan, solunuzdan ,tüm cihetlerinizden nur sizi içine alıp o şekilde ihate edecek .

 İlahi nur ne demektir  ,ondan daha güzel ne olabilir ? 
En güzel şey Allah’ın nuru .İşte o nur ile o kapıya varıyorsunuz. Onun için meleklerde hayretler içerisinde 
-Siz ne kadar güzelsiniz …
-“Bir daha çıkmamak üzere girin Allah’ın rahmetine “ diyecekler .

Büyük bir merasim ve törenle ehl-i iman Allah’ın rahmetine ,cennetine girecekler. Oraya girince ne olacak biliyor musunuz muhterem müminler ? Bakacaklar ki Kur’an’da ki vaat yerine getirilmiş. Peygamberin vaadi yerine gelmiş. Şimdi verilen sözler yerine getirildiğine göre buna teşekkür etmek gerekiyor. İşte orada bütün müminler ,dikkat buyurunuz .Şimdi cennetlikler bakın ne diyorlar.

-“Bize verdiği sözde duran, bizi buraya, cennete varis eden Allah’a hamdolsun.” 

Kur’an’da söz verdi ya Cenab-u hak ,sizi cennetime koyacağım diye. Şimdi de sözünde durdu mu ? Koydu mu cennete ,koydu. Şimdi Müslümanların buna teşekkür etmesine geleceğiz. 
-“Bize verdiği sözde duran, bizi buraya, cennete varis eden Allah’a hamdolsun. Cennette istediğimiz yerde oturabiliyoruz. “ keyfimizce geziyoruz, dolaşıyoruz, seyrediyoruz .

-”İman eden ,ibadet eden ,Allah yolunda kulluk edenlerin mükafatı ne kadar güzeldir.” Diyecekler ve Hazreti  Allah’a böylece hamt edeceklerdir. 

Aziz müminler ;
İnşallah Canab-u Hakkın lütfu ve keremiyle şu ayette bildirilen ,şu şekil Allah’a hamt eden ,melekler tarafından selamlanıp karşılanan kulların zümresine Cenab-u hak bizleri de şu mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine ,Hazreti Kur’an yüzü suyu hürmetine ,bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi hürmetine, bizleri bu müminlerin zümresine inşaallah ilhak buyurur.

Allah’u Taala ve tekaddes hazretleri kusurlarımızı af eylesin. Bizleri mağfiret buyursun. Cennet ve cemaline mazhar olan kulların zümresine ilhak buyursun. Amin diyen dillerimizi nar-ı cehenneminden azat eylesin.

Sübhane rabbike rabbil izzeti amma yasifun ve selamün alel murselin velhamdülillahi rabbil alemin." El Fatiha

( Cennet Ehli Kimler Olacaktır. başlıklı yazı redfer tarafından 20.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu