KAÇ PARÇAYA BÖLÜNDÜK?


   Bilmenizi isterim ki hayatta her şey hiçbir zaman tam olmaz. Kusursuz yaratılsanız bile kusurlu yaralarınız bir tarafınızı eksik bırakır. Şahane doğmuş olabilirsiniz fakat şahane hisler beslemediğiniz müddetçe yarımsınız. Ve arayıştasınız. Size bir haberim var! Bu arayış son bulmaz, bulamaz.


   Doğam gereği edindiğim tecrübeler bana bunu öğretti. İnsan olmanın insiyatifi yok. Daha iyi biri haline dönüşüm diye bir şey de yok. Kendine kattıkların terazinin bir kefesini ağırlaştırıyor o kadar. İşte mühim olan ne ağırlık ne alçaklık. Mühim olan denge. Umudun, karamsarlığın, saygının, aşkın her şeyin başı denge. 


   Mesela harika bir öyküyle bir yarışmaya katıldın. Çok umutlusun ve açıklanma tarihini iple çekiyorsun. Olmayacak. İstediğin gibi olmayacak. Baban ağır bir ameliyat geçiriyor ve sen sanki son kez bakıyormuşçasına vedalaştığın karamsarlığınla uğurluyorsun onu. Olmayacak. Düşündüğün gibi olmayacak. Hastanede kendini sıradan bir hekim gibi görüyorken başhekimlik teklifi geliyor ve itibarının, saygınlığının arttığını sanacaksın. Olmayacak. Dilediğin gibi olmayacak. İlk görüşte bir yüze, tatlı tebessüme, düzgün ve etkileyici muhabbete aşık oldun. Olmayacak. Sevdiğin gibi olmayacak. 


   Bu kadar olumsuz konuştuğuma bakmayın. Çünkü bakacağınız yer ne iyi ne kötüdür; bakmanız gereken tek yer gerçeklerdir.

   

   Kendimden örnek vereyim. Sabah saat 8’e gelirken kalkarım ve işe hep geç kalırım. Kendi alanımda başarılı bir hemşireyim ve hastanede moralimi yüksek tutup hastalara moral de veririm. Saat 5’e gelirken mesaim biter ve eğer yeğenime bakmazsam evime doğru yola koyulurum. Tek yaşamanın o yalnızlık hissi bazen beni sarar ve böyle anlarda hemen uyurum. Yok, kendimi güçlü hissedersem üniversite okumam, hevesimle beraber yarıda kaldığı için açık öğretim sınavlarına çalışırım. Kendime koyduğum kurallarım neticesinde geç de olsa başladığım okuma alışkanlığımla her gün kitap okurum. Haftada bir piyano kursum olur bazen giderim bazen gitmem. Yine haftada bir danışanımla görüşüp travmalarım üzerinde yoğun seanslar gerçekleştiririz.

 

   Ben size bunu niye anlattım? Çünkü benim gerçeğim bu. Bu dünyanın amacını sorgulamak bu dünyayı yaşamaya setler örüyor. Düşünsenize, hem bir evlatsınız hem de belki de bir anne. Hem bir çalışansınız hem de bir öğrenci. Hem sağlıklısınız hem de bir deli. Hem hem hem. 


   Bunlar arasında sadece bir şeysiniz aslında. İnsan. Ve durumlara göre farklılaşan sizken bölünen görevlerinizle yaşayan da sizsiniz.


   Ne kadar çatışırsanız da ne kadar anlaşırsanız da hayatla, sadece insan olduğunuz için. Her yol bir yere varıyor zaten. Bırakın yolu yürürken adımlarınızı saymayı, adınızı tekrarlamayı. Bırakın yaşanmış, yaşanması mümkün, yaşanacak olayları. Ve aranan tüm cevaplar için şunu deyin “insanım.” Çünkü varlığın, hiçbir zaman geliş amacını idrak edemeyecek. Özgür ruhun ibarelerini bedenle veriyorken sana da yolu yürümek düşecek.




TUĞSEL KARAKIRIK

( Kaç Parçaya Bölündük başlıklı yazı Tuğsel Karakırık tarafından 26.12.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu