
Meczup bir hikâyenin firari
kahramanıyım ve içimin şenliğinde sonlandı ömür bir içimlik addedilmesin de
şiirlerim hele ki hele ki…
Yok mu o meddücezri sözcüğün:
Bir kıyım bir kıyam ile örtülü
Metruk hecelerde ansızın doğan güneş
gibi
Dinmedi de insanlığın kini nefreti
Nasıl ki eseriyiz Huda’nın
Zifiri karanlıktan çıkıp da teslim
olduğumuz rahmetin
Bitimsiz g/izi…
Seyrüseferi hüznün
Kanıksanası bir hikâye gibi
Bellekte saklı hazine
Deşen bir duygudan çıkıp da yola
Eşelediğimiz zeminden sökün eden
Toprak gibi ya da bir taş kaya
Dirayetin de asla sonlanmadığı bir
fasılda
İhanet eden kimse Rabbine
Dahi ışık tutar yüce Mevla
Af dileyen kuluna sirayet eden rüzgârda
Un ufak edilmiş mazlum yüreklerin de
ödenir kefareti
Azığa alınan iklimde
Saklı sırların riayet ettiği
Ansızın bir teselli de vuku bulur
tecelli
Mihrabı delen şimşeğin hızında
Takılı kuyruğuna kayan yıldızın
Neyin uğruna insan harcadıysa
hayatını.
Melundur dünya
Mahrum kılındığı neyse…
Tek tüfek devam eder yoluna
Mademki insan emanet İlahi Kudrete
Nam salansa şafak
Şakağına dayalı kalemin nezdinde
Pul pul dökülür sözcükler
İmgelerin nazarında
Devasa bir tanrıdır ilham
Mademki Mevla’dır bahşeden
Muhtırası verilir evrenin
Doğar da yeni gün.
Süzgün ihtirası matemin
Ölü döngüsü ihanetin
Aşksa kordur
Aşksa kördür
Aşksa külünden doğar
Âşıksa meramını özlemle sunar
Aşikâr aşktır şifresi evrenin
Döşünde iz
Dününde giz
Kokar nasıl da mis
Bazen rehavet dolu mizacı şairin
arsız
Değildir de nefis
Ne de olsa çoktan öldürdü sahibesi.
Şair ki kimliğine sığınır
Şair ki aşkla anar Rabbini
Şair ki kimliği kalem
Şair ki:
Yıkılmaz da kalesi.
Yılgın bulut yitik ömür
Devri âlem bir zafer
Deştiği her iz
Tanıklığında meleklerin takındığı
melankoli
İhbar ettiği dünü
Yaktığı kadar İlahi Ateşi
Tutunduğu tutamadığı
Tutarsız iklimde sökün eden
yalnızlığın nidası
Tükenen sözcükler ne ki?
Şairdir sonsuzluğun müptelası
Muadil olduğu kadar duyguya
Münazara ettiği iç sesi ve kalemi
Nasıl da âşık atar ruhuyla
Çözüldü çözülecek bilinmezin dili
Yeter ki ansızın da ‘’ol’’ desin yüce
Rabbi.
Tevazu yüklü yüreğin kanadığı kardığı
Hicreti ömrün kabından coşkuyla
taştığı
Varlık ki tek zerreden ibaret
Aşktır bu aşk yoksa neye delalet
Eder evren?
Aşkın kursağında takılıdır varsa
yoksa bitimsiz hasret
Hazzın da eşliği ile erdiği hidayet…