''Allah bir beldeye felaket verince neden masum çocukları bu felaketten muaf tutmuyor? En azından bu kadarını yapamaz mı?''
Her şeyden önce Allah için '' Yapamaz mı?'' şeklinde bir soru sormak O'na inanan bir insana yakışmaz. Çünkü kişi Allah'a inanıyorsa O'nun kudretinin sınırı olmadığına da iman etmiş demektir.
Evet, Allah dilese bir yere bir felaket verdiğinde masumları bu felaketten muaf tutar, cezayı sadece günahkarlara, suçlulara keser. Peki neden böyle yapmıyor?
Bunu anlayabilmek için yine depremlerden örnek verelim.
2011 Yılındaki Van Depreminden hafızalarımızda kalan en etkili görüntü neydi? 1 No'lu fotoğraf değil mi? Göçük altında kalan 13 Yaşındaki Yunus'un acı dolu kurtulmak için bekleyişi ( Kurtulamadı maalesef )
Peki 6 Şubat 2023 Depreminden aklımızda kalan en etkili görüntü neydi?
2 No'lu fotoğraf, öyle değil mi? Göçük altında kalan 15 Yaşındaki kızı Leyla'nın elini asla bırakmayan baba Mesut Hançer'in fotoğrafı ( Leyla da kurtarılamadı maalesef )
Diğer tüm resimler, fotoğraflar unutuldu ama bu iki masumun fotoğraf unutulmadı.
Oysa Allah 2011'de uyarmıştı: '' Aklınızı başınıza devşirip depreme karşı önlemlerinizi almazsanız başınıza bu acı tablolar gelmeye devam eder.'' Diye.
Yunus'un çaresizliği ve ölümü hepimizi derinden yaraladı, üzüldük, göz yaşı döktük. O zaman da Allah'ı suçladık (hâşâ ) '' Nerelerdesin? Niçin Yunus'un, Yunus'ların yardımına koşmadın'' Diye...
Evet, Allah Yunus'un ve daha nice masum Yunus'un yardımına koşmamıştı '' Yunus size ders olsun, unutmayın ki yeni Yunus acıları yaşanmasın'' Demişti ama Yunus kimilerine ders oldu, kimileri unuttu gitti.
Yunus'tan ders alanlar depreme dayanıklı binalar yaptılar. 2023 Yılının 6 Şubatında Elazığ'da o binalardan bir tanesi bile yıkılmadı.
Ders almayanlar da oldu. Onların yaptıkları ve ''Cennetten Bir Kare '' reklamıyla satışa sundukları 250 Dairelik rezidans, henüz daha yepyeni bir yapı olmasına rağmen yerle bir oldu aynı 6 Şubat 2023 Depreminde.
Şundan emin olabilirsiniz: Eğer Mesut ve Leyla Hançer'in fotoğrafından da ders almazsak bir sonraki depremde çok daha içimizi yakan fotoğraflarla karşılaşacağız.
Türkiye'de 7.6 Şiddetinde bir deprem 11 Şehrimizi üzerine atom bombası atılmış gibi perişan ederken 1945'de iki şehri atom bombasıyla perişan edilen Japonya'da 9 şiddetindeki bir deprem bile neden salıncakta sallanmış etkisi yapıyor? Neden ölen mölen olmuyor? ''Allah Japonya'ya torpil geçiyor.'' ya da ''Allah, dinsiz Japonları çok seviyor ama kendisine iman eden Müslümanları sevmiyor.'' diye mi yorumlamalıyız bu durumu?
Bazen de bazı insanlar şöyle diyorlar:
'' Yahu Allah, depremleri, selleri, kasırgaları vb. felaketleri hiç yaratmasaydı da insanlar bu felaketlere karşı önlem almak zorunda kalmasalardı?'' Ya da '' Allah insanların kalplerine kötülük denen duyguyu hiç sokmasaydı da insanoğlu mesela cinayet işlemeseydi, minicik bebeklere tecavüz etmeseydi ve benzeri bir sürü aşağılık şeyler yapmasaydı? ''
Böyle düşünen vatandaşlar bir yerde '' Allah'ım! Bir dünya yaratmışsın ama eksikler, noksanlar bir hayli fazla. Tam becerememişsin. Gel seninle kafa kafaya verelim, birlikte şöyle cennet gibi bir dünya yaratalım. Ben söyleyeyim sen yap. Kimseler öteki alemdeki cennetin hayalini kurmasın. Cenneti bu alemde yaratalım. '' dediklerinin farkındalar mıdır acaba? Yahut da hâşâ Allah'ı emirlerine amade bir memur zannettiklerinin?
'' İyi de hocam. Madem ki Allah nazarında din İslam'dır o halde neden bugün zafer İslam'ın değil de dünya nüfusunun 567'de biri kadar ancak olan Siyonist Yahudi'nindir? Allah neden Ebabillerini gönderip yok etmiyor Yahudileri?''
Gazeteciler Şimon Perez’e “Kuran-ı Kerim sizin devletinizin yıkılacağını haber veriyor” diye hatırlattıklarında; Perez şu cevabı veriyor: “Kur'an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin düşünürüz!”
Allah, fillerini ne zaman gönderir biliyor musunuz?
Kâbe’yi yıkmaya gelen Ebrehe, Mekke’nin önde gelenlerinin deve sürülerine el koyar. Mekke’nin ulusu, Peygamber Efendimizin dedesi Abdülmuttalib, Ebrehe ile görüşme talep eder. Ebrehe, Abdülmuttalib’in “Kâbe’yi yıkma, ona dokunma” diyeceğini zannederken Abdülmuttalib “Aldığın develerimi geri ver” deyiverir. Ebrehe duruma şaşırıp, “Kâbe’yi yıkmamam için yalvarmayacak mısın?” diye sorduğunda Abdülmuttalib o tarihi cevabı verir: “Kâbe’nin sahibi Allah’tır. O, evini korur. Ben develerimin derdindeyim.”
Evet...Ne zaman ki Abdülmuttalip'in imanına sahip oluruz, ne zaman ki başlarında Hz. Peygamberin olduğu bir ordunun Uhud'da niçin yenildiğini idrak edebiliriz işte o zaman Allah'ın dünyadaki kötülüklere neden müdahale etmediğini, ya da müdahale ettiği halde bizim bunu niçin göremediğimizi de idrak edebiliriz.
Peki bizim şer olarak gördüğümüz her şey şer midir?
Bu sorunun cevabını doğrudan doğruya Allah versin ne dersiniz?
Gelecek bölümde inşallah.
(
Bunca İnsan Ölürken Allah Neredeydi?--2. Bölüm -- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
31.01.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
