Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen
Hayat hikayesinin 90.bölümü
can aynasıdır acıların kurbanları
bizi bize gösterir
unuttuğumuz güzel yüzümüzle tanıştırır
kerbela’yı hatırlayış da
adı güzel kendi güzel
bir hasan- hüseyin güzelliği
doğurmalı içimizde
hz. hüseyin ve ailesinin canlar feda ederek
hayatları gözden çıkararak
ayakta tuttukları yüce bir gerçek vardır ki
o gerçek şimdi
biz yaşayanların yüreğine emanet
kutlu bir titreyişin
derin bir ürperişin
yüce bir haşyetin
göğsümüze dokunan rüzgarıdır kerbela
Hakkın hatırını her şeyin üzerinde tutmanın
silinmez mührüdür hz. hüseyin hatırası
haksızlık karşısında
direnmenin aşılmaz dağıdır kerbela
diyor ki
kerbela şehidi
Allah rasulünün reyhan kokulu torunu
karşısındaki azgın topluluğa,
peygamber hukukundan azıcık nasibi olabileceğini düşündüğü
peygamber hatırasına azıcık hürmet edebileceğini umut ettiği
içlerinde yürek taşıdığını sandığı canavar gürüha
ey insanlar
soyumu söyleyin, ben kimim
sonra kendinize gelin, nefsinizi kınayın
bakın, beni öldürmeniz,
hürmetimi gözetmemeniz size caiz midir
ben, peygamberinizin kızının oğlu değil miyim
ben, peygamberinizin vasisi
ve amcası oğlunun oğlu değil miyim
ben, herkesten önce Allah’a iman eden
ve peygamber’in risaletini tasdik eden
kimsenin oğlu değil miyim
seyyid-uş şüheda olan hamza
babamın amcası değil midir
cafer-i tayyar amcam değil midir
peygamber’in benim ve kardeşim hakkındaki
bu ikisi cennet gençlerinin efendileridir
sözünü duymamış mısınız
eğer sözümü tasdik ederseniz,
bu söylediğim sözler bir gerçektir.
Allah’a andolsun ki,
Allah Teala’nın yalancıya gazab ettiğini
ve uydurduğu sözün zararını kendisine çevirdiğini
bildiğim günden beri
yalan söylemiş değilim.
eğer beni yalanlarsanız şimdi
müslümanların arasında
peygamber’in ashabından olan kimseler mevcuttur
bunu onlardan soracak olursanız söylerler size
cabir b. abdullah-i ensari
ebu said-i hudri,
sehl b. sa’d-is saidi,
zeyd b. erkam
enes b. malik’ten sorun, öğrenin
şüphesiz onların hepsi
resulullah’ın benim ve kardeşim hasan’ın
hakkında buyurduğu sözü duymuşlardır
bu sözler,
sizi kanımı dökmekten alıkoymuyor mu
ben ve kardeşim hakkında
peygamber’in buyurduğu bu sözde şüpheniz varsa
benim peygamberinizin kızının oğlu olduğumda da mı
şüphe ediyorsunuz
Allah’a andolsun ki,
doğu ve batı arasında bütün dünyada
sizin ve dışınızdakiler arasında da
resulullah’ın benden başka torunu yoktur
yazıklar olsun size
acaba öldürdüğüm bir kimse
veya zayi ettiğim bir mal
ya da size vurduğum bir yara karşılığında mı
beni cezalandırmak istiyorsunuz
ey insanlar
Allah’a andolsun bundan sonra
süvarinin bineğe binerek meydanda gezdiği süre miktarınca
dünyada kalırsınız
bu sözü babam,
ceddim resulullah’tan bana nakletti.
bilin ki hüseyin’in ümidi ancak yüce Allah’adır
çünkü hayatı
Allah’ın kudreti elinde olmayan kimse yoktur.
yok…yok…yok
*
hicretin dördüncü yılı şaban ayında
resul-i ekrem efendimizin torunu
hz. ali'nin ikinci oğlu hz. hüseyin
hz. fatıma'dan dünyaya geldi
doğumunun yedinci gününde
peygamber efendimiz bu nur topu torunu için
akika kurbanı olarak iki koç kestirdi
kulağına ezan okuyup ismini koydu ve saçını kestirdi
torunu hz. hasan gibi hz. hüseyin de
nebiy-yi muhtereme benzerdi
her iki torunu için efendimiz
Allah'ım ben, bunları seviyorum
sen de sev bunları diyerek dua etmişti
bir gün ebu eyyubi'l-ensari (r.a.)
resul-i kibriya’nın huzuruna girdiğinde
onun hz. hasan ,hz. hüseyin'le oynadığını gördü
ya resulallah, sen onları çok mu seviyorsun
diye sorunca,
efendimiz şu karşılığı vermişti
nasıl sevmiyeyim ki
bunlar, benim dünyada kokladığım iki reyhanımdır
hz. hasan’dan sonra
hz. hüseyin gelecekti ki dünyaya
o güzel nebinin yansıması tamamlansın yeryüzü aynasında
sevinç büyüktü
melekler daha da büyüttüler sevinci
hz. peygamber, hz. ali'den kapıda bekleyip
eve kimseyi sokmamasını istedi
zira melekler topluluklar halinde
ehl-i beyt’i ziyaret ediyor
peygamber sevincinden paylarını almaya çalışıyorlardı
bu mübarek evin birbiri peşi sıra gelen
binlerce görülmez davetlisi arasında
hz. hüseyin’in ismini Allah katından getiren
cebrail aleyhisselam da vardı
melekler alemi
cennet gençlerinin efendisi olacak bu çocuklarla ilgisini
doğumlarından sonra da devam ettirdi
hayatlarının her safhasında izlediler onları
oyunlarına bile dahil oldular
iki kardeş güreş tuttuklarında
efendimiz, hz. hasan'ı teşvik edince
anneleri hz. fatıma
ya rasulallah…büyük olmasına rağmen
hasan’ın tarafını tutuyorsunuz
küçüğe yardımcı olmak daha uygun değil midir
diye serzenişte bulundu da
hz. peygamber’den şu sarsıcı cevabı aldı
ya fatıma
cebrail aleyhisselam, hüseyin'e yardım ediyor
melekler bu güzel çocuklarla oynamakla kalmadı
onlara hediyeler de getirdi
hz.cebrail sahabilerden hz. dihye suretinde
hz. peygamber’le görüşmeye geldiğinde
çocuklar ticaretle uğraşan dihye’nin
seferden kendilerine hediye getirdiğini düşünerek
elbisesini yokladılar
hz. peygamber bu durumdan mahcubiyet duyunca
hz.cebrail sıkılmaya gerek olmadığını
anneleri namaz kılarken
bu çocukların beşiklerini dahi salladığını belirtip
ya Rabbi…beni habibinin yanında utandırma
diye dua ederek
oturduğu yerden ellerini cennete uzattı
bir salkım yeşil üzüm
bir kırmızı nar geldi eline
hz. hasan üzümü,
hz. hüseyin narı aldı
yağmurdan bile sakınıyordu torunlarını hz. peygamber
bir gün hz.hüseyin dedesinden annesine gitmek isteyince
hz. peygamber ellerini göğe açmış
hz. hüseyin eve gidinceye kadar, durmuştu yağmur
bazen çocuklar yağmur kesilene kadar büyürdü
bazen çocuklar yağmur olurlardı büyüdükçe
babaları hz. ali tarafından verilen
aziz bir görevi yerine getirdi hz. hüseyin
ağabeyiyle beraber
isyancıların kuşatarak susuz bıraktığı
hz. osman’ın evine su taşıdı
su ve hüseyin
biri anıldığında diğeri de anılıyor yüzyıllardır
susuza su taşıdığı için değil yalnız
suyla arasına etten bir duvar örüldüğünden
amr b. haccac’ın çirkin görevi
beş yüz süvariyle
su ve hz. hüseyin’in arasına girmekti
bir damla bile içmeyecekler diye
emretmişti çünkü ömer b. sa’d
duvarın çirkin tuğlalarından biri de
abdullah b. ebi husayn’dı
ey hüseyin suya mı bakıyorsun
hiç bakma
o, gökteki gibi sana uzaktır
ona, erişemezsin diyordu
yüzü kızarmadan.
vefatına kadar
ağabeyiyle aynı takva yolunu yürüdü
hz. Hüseyin
binlerce biata binaen kufe’nin yolunu tuttu
taraftarlarının sözlerinden döndüğünden habersizdi
abdullah b. Abbas
abdullah b. zubeyr
abdullah b. ömer gibi sahabilerin
kufe halkının güvenilmezliğini ileri sürerek
şartlar olgunlaşana kadar
mekke ya yemen’de ikamet etmesinin
daha yerinde bir karar olacağını
söylemelerine rağmen
düşüncesini değiştirmedi hz. hüseyin
hz. peygamber’i rüyasında görmüştü
başladığı işi tamamlamak zorundaydı
yolda karşılaştığı meşhur arap şairi ferezdak’ın
halkın kalbi seninle
kılıçları beni ümeyye’ylede
takdiri ilahi semadan nazil olur
Allah dilediğini yapar sözü bile
kuşku düşürmedi içine
haklısın, Allah’ın dediği olur elbette
Allah dilediğini yapar
Rabbimiz her gün yeni bir iştedir…diyerek
devam etti yoluna
aile fertlerinin de içinde bulunduğu
yaklaşık yetmiş kişi kaldı yanında
nihayet kerbela’ya vardı kafile
hz. hüseyin kendisini
kufeliler’in davet ettiğini söyledi
18.000 taraftarının biat ettikten sonra
sözlerinden caydığını
geri dönmesine ise hür b. yezid’in izin vermediğini
mecburen bu mıntıkaya kadar geldiklerini
anlattıktan sonra
müsaade edin dönüp gideyim dedi
ne geri dönmesine,
ne biat için halifenin yanına gitmesine
ne serhatlerde cihatla meşgul olmasına
izin verildi hz. hüseyin’in
suyla irtibatı kesilmiş
yorgun bir muhalif kolay kolay geçmezdi ele
bu zulme nasıl engel olacaklarını düşünerek
dua ve istiğfarla sabahladı hz. hüseyin ve sevenleri
yanlışı güzel bir üslupla düzeltmeyi
çocukluğunda öğrenmişti hz. hüseyin
doğrusunu yaparak yanlışını kendine buldurmaktı
ağabeyi hasan’la metotları
hz. hüseyin atına binip elinde kur’an olduğu halde
ömer’in ordusuna yaklaştı
yumuşak bir dille
hakkında insaflı bir karar vermeleri halinde
savaşmalarına gerek kalmayacağını
böylece manevi mesuliyetten kurtulacaklarını
kan akıtmanın büyük vebali olduğunu,
mazeretini dikkate almamaları durumunda ise
ellerinden geleni yapabileceklerini söyledi
sinan b. enes en-nehainin mızrağıyla
yere düştü hz. hüseyin
on sekiz bin kişi sözünden döndüğü için
kırıldı peygamber’in aynası
sonrasını kim anlatabilir
kuvvetlerin birbirine denk olmaması yüzünden
savaş görüntüsüyle kendini gizlese de
bir katliamdı kerbela
bir tarafın ordusu vardı
diğer tarafın bir avuç seveni
63 kahraman
hz. peygamber’in torununu koruyabilmek için
tek tek düşüyordu toprağa
hz. hüseyin’in yanında
sıcak ve susuzluktan bitkin düşmüş
birkaç kişi kaldığını gören şemir b. zülcevşen
bir zamanlar sıffin savaşı’nda
hz. ali’nin yanında olduğunu unutup
Allah’ın aslanı’nın sevgili oğluna
dört taraftan saldırılması emrini verdi
sonrasını kim anlatabilir ki
şöyle seslenmişti sevenlerine hz.hüseyin
olup bitenleri görüyorsunuz
dünyanın rengi değişti
tamamen faziletten yoksun hale geldi
her iyiliğin tortusu kaldı yalnız
görmüyor musunuz
kak ve doğru, yerin altına gönderildi
bilerek batıl işler peşine düştü insanlar
kötü gidişi önleyecek kimse kalmadı
zaman, her müminin Allah için hakkı savunma zamanıdır
şehit olmak istiyorum.
zalimlerle bir arada yaşamak da zulüm değil mi
hz. hüseyin’in mübarek başının
nereye gömüldüğünü tartışıyorlar hala
medine’de baki mezarlığı’na
necef’te babasının yanına
küfe dışında bir yere
kerbela’da cesedinin konulduğu kabre
dımaşk’ta bilinmeyen bir yere
rakka’ya, hatta kahire’ye
hayır, hayır
doğrusu
hz. hüseyin’in mübarek başının
mezhebi ve meşrebi ne olursa olsun
bütün müslümanların omuzlarının üstündedir
redfer