Hikaye / Fantazi Hikayeleri

Eklenme Tarihi : 6.02.2025
Okunma Sayısı : 3037
Yorum Sayısı : 15
Kelkitli Akıncı Saltuk, Şeyhülislam Kızı Rahibe Maria, Ferdi Tayfur Ve İstanbul'un Fethi
KELKİTLİ AKINCI SALTUK, ŞEYHÜLİSLAM KIZI RAHİBE MARİA, FERDİ TAYFUR VE İSTANBUL'UN FETHİ

İstanbul'un fethiyle ilgili pek çok efsane duymuşsunuzdur mutlaka ama az sonra okuyacaklarınızı ilk kez okuyacaksınız.

Evet, İstanbul'un fethiyle ilgili bilinmeyen hikaye kalmamış gibi olsa da eminim bu fetihte rahmetli Ferdi Tayfur'un önemli bir katkı payının olduğunu hiç kimse bilmez.

Şimdi eminim hepiniz '' Ferdi Tayfur ve İstanbul'un fethi mi? Sami Hocam ! Bu sefer bayağı uçmuşsun.'' dediniz değil mi? O halde oturun dizimin dibine ve ben anlatayım sizler dinleyin.

***

''Mehmed Fetihler Sultanı'' adlı tarihi belgesel(!) dizi filme göre oldukça psikopat bir padişah olan Sultan II.Mehmed...

Yahu durun. Hemen itiraz etmeyin. İdam edilmesi gereken kişilerin kafasını bizzat kendisi kesen ya da topuz ile darmadağın eden, ( Bunu tabii ki bir de cellatlara maaş ödememek için yapıyor.) ordusuyla birlikte İstanbul'a girip bizzat Bizans keferesine karşı kılıç sallayan, kızdığı zaman bir pankreas güreşçisi gibi, ya da hâşâ bir goril gibi göğsünü yumruklayan bir padişaha psikopat demezsiniz de ne dersiniz?

Neyse Efendim...

Sultan II. Mehmed, Bizans'ın savaş planlarını öğrenmek için İstanbul'a sayısız casuslar gönderir ama bu casuslar içinde en etkili ve yetkili olanı Şeyhülislam Molla Gürani'nin kızı Fatma Hatun'dur

Neden Fatma Hatun?

Yukarıda da ifade ettim. II. Mehmed, psikopat bir padişah. Ülkesinde bir sürü casus olabilecek hatun varken ''ille de şeyhülislamın kızı olacak.'' diye tutturur.

Bu arada Fatma Hatun da çok heveslidir babası şeyhülislam olduğu halde bir Bizans rahibesi olup Maria adıyla Osmanlı adına casusluk yapmaya. Hem de bizzat Ortodoks Hıristiyan aleminin babası Partik Gennadios'la birlikte ve Patrikhanede...

Tabii ki babası, şeyhülislam efendi de '' Padişahım ! ülkede bu kadar potansiyel casus varken neden benim kızım? Bana bir gıcıklığınız mı var?'' Diye soracağına '' Fatma siye heyran olsun lo lo, Fatma siye gurban olsun lo lo'' Diyerek Mahmut Tuncerleşmektedir.

Bizim Fatma, Maria olarak Bizans Sarayında ne konuşuluyorsa güvercinler vasıtasıyla Sultan Mehmed'e bildirir. Ancak hem Patrik Gennadios hem Grandük Notaras, Fatma'dan şüphelenirler. Velhaslıkelam Fatma'nın kelle tehlikededir.

Fatma, Sultan Mehmed'e '' Benim kelle tehlikede, acil bir ekip gönder yoksa vaziyet kel.'' diye haber uçurunca Sultan Mehmed hemen Malkoçoğlu Bali Bey ve Mihailoğullarından Battal Bey'e '' Dama vurdum çatmayı / Gidin kurtarın Fatma'yı.'' der.

Bali Bey, iki adamını görevlendirir, Battal Bey ise kendisi gitmeye karar verir.

Ancak, Bali Bey'in en has adamı Kelkitli Saltuk ( Bayburtlu da olabilir. Şivesi ikisine de uyuyor.) daha önce İstanbul'a defalarca gidip gelmiş ve Fatma Hatun'u görüp ona aşık olmuştur. O sebeple Bali Bey'in görevlendirdiği adamları bayıltıp onların yerine geçer ve İstanbul'a girer Battal Beyle...

''Ferdi Tayfur bu hikayenin neresinde?'' diyorsunuz değil mi? Az sabır.

Bizim Fatma Hatun tam infaz edilmek üzere götürülürken Battal Bey, elde kılıç dalar küffarın içine ve başlar pırasa gibi doğramaya. Hepsini doğrar ve son olarak Notaras'ı alır ayağının altına altına. Tam gebertecekken Fatma Hatun sırtından hançerleyerek öldürür Battal Beyi.

Notaras ayağa kalkar ve '' Seni sanıyordum kötü/ Sayende kurtardım gözü'' dedikten sonra '' Hakkını helal et bacım'' diyerek helallik ister. Patrik Gennadios da '' Beni de affet ey azize. Bundan böyle Konstantiniyye'de benden sonraki dini lider sensin'' Der. Böylece Fatma Hatun, üzerindeki casus şüphelerinden kurtulur.

Saltuk ise paçayı kurtarmış olan Fatma Hatunun evine gider ve orada yemin eder '' Battal Bey'i kim öldürdüyse onu kıçından çengele asmazsam bana da Saltuk demesinler'' Diye

Fatma Hatun '' Battal Beyi ben öldürdüm '' Deyince Saltuk '' Sen öldürdüysen sorun yok. Mutlaka bir yanlışlık, bir terbiyesizlik yapmıştır sana karşı, sen de vurup öldürmüşsündür.'' Demez... ( Senarist ben olsaydım dedirtirdim de senaryoyu yazan burada saçmalamamış nasıl becermişse.)

Saltuk, Battal Beyin kendisini feda ettiğini anlayınca üzülür, ağlar, gözlerinden kanlı yaşlar boşaldıktan sonra kendine gelir ve ''Ölenle ölünmez, hayat devam ediyor mantığı ile ne zamandır içinde biriktirdiği derdini Fatma Hatun'a açar:

-Fatma Hatun! Ben buraya niçin geldim biliyor musun?
-Tabii ki sultanın buyruğunu yerine getirmek için
-Yok Sultanın bana bir buyruğu yoktu.
-Eee o zaman niçin geldin?
-Seni görmeye geldim.
-Sebep?
-Çünkü ben sana sevdalandım.
-Bre sen ne dersin? Ne saçmalarsın? Önümüzde İstanbul'un fethi gibi bir dava varken sevdalanmanın, aşkın meşkin sırası mı?

Saltuk içinden '' Bir akıncı değil de - çok yaşlı olmasına rağmen- Evrenosoğlu Ali Bey gibi ( Serdar Gökhan ) yakışıklı ve Bey olsaydım böyle demezdin di mi zilli?'' diye geçirse de içinden geçenleri dışına yansıtmaz, sessizce boynunu büker ve işte o anda fonda Ferdi Tayfur'un ölümsüz şarkısının müziği çalmaya başlar.

Uykusuz gecelerin sabahını bana sor
Yarım kalan aşkımın acısını bana sor
Bana sor yalnızlığı, ayrılığı bana sor
Mutluluğu bilirsin, mutsuzluğu bana sor

Vallahi de billahi de 04. 02. 2025 Tarihinde yayınlanan Mehmed Fetihler Sultanı dizisinde Fatma Hatun'un ( Ya da Rahibe Maria'nın ) akıncı Saltuk Bey'in aşkını reddetmesi sahnesi ile başlayan bölümde fonda Ferdi Tayfur'un işte bu şarkısının müziği çaldı.

'' Peki bu müzikle İstanbul'un Fethinin ne alakası var?'' Diye soracak olursanız.

Daha ne olsun ki. Normal şartlarda tek başına yüz kafir tepeleyen Saltuk, reddedildikten sonra tüm öfkesini küffardan çıkardı ve o öfkeyle Şehr-i Konstantiniyye'de küffar komadı doğradı...

Bir dahaki bölümde herhalde Fatih Sultan Mehmet, Yeniçeriler tarafından öldürülen akıncıları gördüğünde fonda Orhan Babayı dinleriz garanti.

Yazıklar olsun, yazıklar olsun
Kaderin böylesine, yazıklar olsun
Her şey karanlık, nerde insanlık
Kula kulluk edene yazıklar olsun.
Batsın bu dünya, bitsin bu rüya
Ağlatıp da gülene, yazıklar olsun
( Kelkitli Akıncı Saltuk, Şeyhülislam Kızı Rahibe Maria, Ferdi Tayfur Ve İstanbul'un Fethi başlıklı yazı Sami Biber tarafından 6.02.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu