Bildiklerim devrim geçiriyor
Uyku tutmaz gecelerin rahmine konan
Kelebek gibiyim
Nidalarım solgun
Ah, yüreğime yediğim vurgun
Siyahi düşlerin karartısında saklı
kara gece
Aşkı dahi ihbar edemezken sol yanım
Ve işte başladım saymaya soldan sağa
Lal heceler
Sözcüklere kumpas kuran duygular
Gönlün menşei kâh aşk kâh hüsran
Yargılanası bir yitim
Dimağımdan taşan anılar
Metruk heceler izbelerde saklı
Meczup iklimse veryansın etti mi
yüreğime
Ne kirim kaldı dünden ne kinim
Külliyesinde yorgun ömrün
İçtimada kaderim
Münferit hecelerden alıyorum
intikamımı
Alınmıyorum da artık arkamdan
gülenlere
Başım dik alnım ak
Kaybolan güftelerden soruyorum
Yalnızlığımı kutsayan o münafık
Rüzgâra sitemler yağdırıyorum
Yağmur yerine yaş yerine
Bir yasanın da muadili iken dinmeyen
yasım
Evirip çevirmeden seviyorum
Sevgi özürlü yüreklerde solan
Çiçeklere bakıyorum da
Sorguluyorum çiçek vasfımı
İmha edemediğim gölgeler hali hazırda
peşimde
İhbar etsem ne ki yalnızlığımı?
İhya edilesi varlığımda saklı hem
dokunulmazlığım
Okunaklı el yazımla not düşüyorum
güne
Gözümden düşenlere aldırmadan
Düşmemek adına yere
Endamlı bir mintan geçiriyorum arkama
Ama arkama bakmadan…
Ama kendime ya da başkalarına
aldanmadan
Temposu düşmüyor duyguların
Tekbir getiren evhamlı ruhumun
Kabaran dalgaları
Kaç üçgen saklı ise içimde
İhtiva ettiği varsıl bir dünya belki
de
Hayatın
Defolu mazim
Depozitosunun peşinen yatırdığım
Sevgi dolu mizacımla
Sürttüğüm değil zemine
Sürtük bir imge hiç değil
Ansızın peyda olan gök kuşağında
Nasıl ki saklı çocukluğum
Sandık dolusu anı
Anda kardığım mevcudiyetim
İmlecin şaşkın meali
Titrimde saklı varsa yoksa sevgi
İlahi Ateşe sokulduğum kadar
Kayda değer bir yol yorgunu
Arşınladığım yolların
Rast geldiğimse Rabbin Dergâhı
Bir o kadar ezelden içimde saklı
İhtimamla sevdiğim baki
İtina ettiğim neyse sevginin meali
Zıtlaşmadan kendimle
Yaşayacağım günlerin ve de ömrün
hayali…