Efendim, olgun insan eleştiriden hoşlanır çünkü eleştiri insanı geliştirir.
Mesela ilk kez yazılar yazdığım bir edebiyat sitesinde cümle sonlarına beş altı nokta koyuyordum hızımı alamayarak. Sitemizde de yazan Veysel Başer adlı bir dost '' Türkçede böyle bir noktalama işareti yok'' Dedi. Adam haklıydı, teşekkür ettim ve bir daha kullanmadım.
'' Bugün'' yerine ''Bu gün '' yazardım. Bir başka arkadaşın uyarısıyla düzelttim.
Benim için utanç vericidir ama maalesef Medine Müdafii Fahrettin Ömer Türkkan Paşa ile Fahrettin Altay Paşa'yı karıştırmışım bir yazımda. Doç Dr. Süleyman Coşkuner'in uyarısıyla hem okuyucularımdan özür diledim hem de düzelttim.
Bu girişi neden yaptım?
Dediğim dedik, çaldığım düdük bir insan olmadığımı, yanlış yapmışsam kabul eden, özür dileyen, düzeltmeye çalışan bir insan olduğumu anlatmak için.
Haklı ve insanın gelişimine katkısı olacak olan eleştiri başım gözüm üstünedir lakin sırf maksat yeşillik olsun kabilinden yapılan sataşmalar, argo tabirle kıllıklar benden her zaman hakkettikleri cevabı almışlardır almaya da devam edeceklerdir.
****
Ana konuya geçelim.
Bir taraftan Galatasaray Futbol Kulübünün tarihini, diğer taraftan ülkemizde pilav günlerinin nasıl gelenekselleştiğini anlatmak için kaleme aldığım dört bölümlük yazıma Sönmez mahlaslı üyemiz ''Sami Biberoğullarının Bu Pilav Çok Su Kaldırır Yazısında Bulunan Tarihi Vakalar Üzerine Eleştiri'' Başlığı altında bir yazı yazmış.
Pardon yanlış oldu.
Dört bölümlük yazıma değil, yazı dizisinin 2. Bölümündeki sekiz paragrafa eleştiri yapmış. ( Yazının o bölümü toplam 31 paragraf. ) Ancak sanırım başka eleştirileri de olacak.
Efendim, ben o sekiz paragrafta Galatasaray Lisesinin temelinin 1853-1856 Osmanlı Rus Savaşından( Kırım Harbi) sonra atıldığını belirtmek için bir iki cümle sarf etmişim ama öyle anlaşılıyor ki Fransa'ya, '' İngiltere'nin tasmasız köpeği '' demem, 1856 Islahat Fermanının bir demokrasi hareketinden ziyade mecburen, mecburiyetten yayınladığımız bir ferman olduğunu söylemem vatandaşı rahatsız etmiş ve üşenmemiş, öteden beri güzel bir ders vermeyi düşündüğü bana sayfalar dolusu yazarak Tarih dersi vermiş(!)
Kırım Savaşı, Paris Antlaşması ve Islahat Fermanını anlatmak istesem bu eleştiri yazısı kesinlikle kullanacağım bir yazı olabilirdi. Hele de verdiği kaynaklardan birinin yazarı fakülteden Osmanlıca Dersi hocam Ali İhsan Gencer olunca kesin kullanırdım o eleştiri yazısını , yorumlarına katılsam da katılmasam da. Ama ana konum Kırım Savaşı, Paris Antlaşması ve Islahat Fermanı değildi.
Ancak dananın kuyruğunun koptuğu ve benim kıllık dediğim kısım, eleştiri (!) yazısının son paragrafıydı.
O paragrafta diyor ki Sönmez Efendi
''Ali Suavi konusunu ise bir sonraki yazıya bırakalım. Ali Suavi’ye İngiliz ajanı iddialarından, sarıklı ihtilalci iddialarına kadar birçok ithamda bulunulmuştu fakat ilk defa terörist tanımlamasını Sami Hocam yapmış ve pilavın çok su götüreceğini sanmış fakat pilav lapa olmuş. ''
Evet, ben Ali Süavi'ye ilk defa terörist tanımlaması yapmışım(!)
Benim yazdıklarım ortada. İçinde Ali Süavi'nin adı geçen iki paragraf var o yazıda.
Birincisinde ''Evet, II. Abdülhamit'in tahta geçtiği yıl Galata Sarayı Mekteb-i Sultanîsinin müdürlüğüne ilk kez bir Müslüman Türk olan Ali Süavi getirilmişti ve işin garibi Ali Süavi, bu okulun açılmasına -Fransız nüfuzunun arttırılacağı gerekçesiyle - en çok karşı çıkanların başında geliyorken şimdi okulun müdürü olmuştu ama bu müdürlüğü uzun sürmedi. 1877'de istifa etti.'' Demişim
İkincisinde ise ''Evet, II. Abdülhamit'i tahttan indirip yerine kardeşi V. Murat'ı geçirmeye çalışırken Beşiktaş Muhafızı Yedi Sekiz Hasan Paşa tarafından öldürülen Ali Süavi gibi,'' Demişim.
Terörist tanımlaması nerede?
Hatta daha yukarılarda '' Müslüman -Türk vatanseverleri bu okulun açılmasına Fransa'nın, Osmanlı Devleti üzerindeki nüfuzunun artacağı endişesiyle karşıydı '' Demişim. Yani bir yerde Ali Süavi'den '' Müslüman-Türk vatanseveri'' Diye bahsetmişim.
Ama durun. Terörist kelimesini de kullanmışım. Bakın nerede?
''II. Abdülhamit'i öldürmeye çalışan teröriste '' Şanlı Avcı '' diyen Tevfik Fikret gibi...'' Demişim.
Yoksa II. Abdülhamit'i öldürmeye çalışan Edward Jorris'e( İsim belirtmeden ) '' terörist '' demem mi rahatsız etti anlayamadım ki?
Yahu Allah aşkına, böyle ciddiyetten ve iyi niyetten tamamen uzak, '' Ben Sami Hoca'dan daha uzağa işerim '' kabilinden sidik yarışlarıyla karşıma çıkılmasın lütfen. 71 Yaşında insanım. Vaktim çok kıymetli benim.
NOT:
1-Allah da biliyor mezkur yazıya asla cevap vermeyi düşünmüyordum ama site sakinleri '' Sami Hoca cevap vermediğine göre demek ki verilecek cevabı yokmuş.'' şeklinde düşünmesinler diye cevap verdim. Bundan sonra da cevap verip mezkur zâtın kırklarda, ellilerde sürünen okunma oranını 123'e çıkartmak niyetinde değilim. ( 16.03.2025 Saat 12.24 itibariyle )
Eleştiri yazdığı yazıyı gözleriyle değil başka tarafıyla okuyan bir insana cevap yazıp ne diye kendimi yorayım ki.
2- Mezkur eleştiri (!) yazısını o kadar umursamıyorum ki editör olarak o yazıyı siteden kaldırmam mümkün olduğu halde bunu yapmıyorum ve yapmayacağım.
(
Eleş/tırı Vırı başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
17.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.