Nevruz ile ilgili gelenekler anlatılırken genelde Osmanlı döneminden bahsedilir. Peki Selçuklularda Nevruz kutlaması yok mudur?
Pek çok kaynak tüm Türk devletlerinde Nevruz kutlamalarının yapıldığını, Nevruzla ilgili geleneklerin olduğunu yazar ama Selçuklularda da olduğunun en kuvvetli delili sultan Melikşah adına yapılan Celali Takviminde yıl başının 21 Mart olmasıdır.
Ayrıca Nizamü'l Mülk'ün Siyasetnamesinde, Kaşgarlı Mahmut'un Divan-ı Lügatü't Türk'ünde de Türklerin Nevruz Bayramı kutladıklarından bahsedilir.
Peki Nevruz Bayramına ya da kısaca Nevruz'a neden Nevruz-u Sultanî denmiştir?
Bunun en önemli sebebi sultanın ve diğer devlet ricalinin bu günde saraylarından, köşklerinden çıkıp halk arasına karışarak, halkla birlikte bir bayram kutlamalarıdır.
Bir diğer sebep de bu bayramda astlar üstlere hediye verirdi. Mesela sadrazam, vezirler, diğer devlet ricali padişaha hediye verirlerdi. Şairler padişaha, vezir-i âzâma, vezirler vb. Nevruziye denen şiirler sunarlardı.
Ha, bu sunulan hediyelerin ve Nevruziyelerin karşılığını elbette alırlardı ki buna da Nevruz Pişkesi denirdi.
Nevruz Gününe hazırlık olmak üzere yapılan başka bir etkinlik var mıydı?
Fakülteden Hocam ( Bizim zamanımızda asistandı ) Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun tespitine göre çok ilginç ve bir o kadar da insani, ince bir gelenek vardı ki bu geleneğe '' Kuru Yemiş Bayramı'' Denirdi.
Nevruz'dan önceki üç Cuma gününde insanlar kuru yemiş yemeye teşvik edilir, kuru yemiş ikramları yapılırdı. Neden? Nevruz'dan sonra tazelerin çıkacağı düşünülerek, kuru yemiş satan esnafın elinde kalıp zarar etmemeleri için.
Nevruz deyince akla gelenlerden biri de Nevruz Macunudur.
Bu macunun sarayda yapılıp halka da dağıtılanına kırk çeşit madde katılırdı ki o maddeler ( genelde baharat ) şunlardı: Karanfil, yeni bahar, zencefil, kalanga, kara biber, krem tartar, kişniş, havlican, kebabiye, hindistan cevizi, anason, hıyar-ı şenbih, sakız, zahferan, tarçın, udü'l-kahr, çöp-i çin, hardal, mirr-i sâfî, iksir, çivid, meyan balı, kalem-i bârid, tiryak, sarı halile, râziyâne, kimyon, zerdecal, tarçın çiçeği, hindistan çiçeği, çörek otu, dâr-i fülfül, râvend, limon tuzu, kakule, sinameki, vanilya, portakal kabuğu, topalak kökü ve şeker.
Evet, bugün artık sadece Manisa Mesir Şenlikleri dolayısıyla adını sanını duyduğumuz Nevruz Macunu, çok uzun süre Nevruz Bayramlarının vazgeçilmezleri arasındaydı.
Cumhuriyet döneminde de Nevruz kutlandı mı?
Mustafa Kemal Atatürk'ün 22 Mart 1922'de, Büyük Taarruzdan hemen önce Nevruz Bayramı törenlerini izlediğini biliyoruz fotoğrafta da görüldüğü gibi. Behçet Kemal Çağlar'ın Ergenekon adlı tiyatro eserinde Ergenekon'dan çıkışımız ile Milli Mücadelenin benzer yönleri ele alınır.
Ancak 1935 Yılında yürürlüğe konan Milli Bayramlar ve Genel Tatil günleri ile ilgili kanunda Nevruz Bayramı adlı bir bayrama ya da bu günün tatil olduğuna dair bir hüküm olmadığı gibi daha sonra yapılan hiç bir düzenlemede Bayramı ya da Nevruz Tatili diye bir bayram ya da tatil yer almamıştır. Daha da ilginci 1935 Yılında düzenlenen bu kanunda bir Bahar Bayramı ve tatili vardır ama bu tarih 21 Mart değil 1 Mayıs'tır.
Nevruz bayramlarında halkın oldukça ilginç adetleri yerine getirdiğini görmekteyiz ki memleketim Kars'ta, Iğdır'da bugün bile - Başka günler çok çok ayıp olan - kapı dinleme adeti vardır.
Oldukça önemli bir gelenek olup günümüze kadar gelen bir başka Nevruz geleneği de Karakeçili Türkmenlerinin bu tarihte Söğüt'teki Ertuğrul Gazi Türbesine gelip burada şenlikler yapmalarıdır.
*****
Gelelim Nevruziye örneklerine.
Gelecek bölümde gelelim..
(
Nevruz-u Sultanî Ve Nevruziyeler-2.bölüm- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
3/22/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.