Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 30.03.2025
Okunma Sayısı : 275
Yorum Sayısı : 11
Çanakkale  Cephesinde Ramazan  Ve Kurban  Bayramları  Nasıl  Kutlandı?-1.bölüm-
ÇANAKKALE  CEPHESİNDE RAMAZAN  VE KURBAN  BAYRAMLARI  NASIL  KUTLANDI?-1.BÖLÜM-

Biz  Müslümanları  bir  kez  daha  Ramazan  Bayramına  ulaştıran  Rabbimize  sonsuz  şükranlarımı  arz  ederek  ve Tüm  İslam  Aleminin  Ramazan  bayramını  en  içten  dileklerimle  kutlayarak  Bismillah  diyorum.

******

Sanırım  artık  herkes Çanakkale  Savaşlarının  18 Mart  1915  Sabahı  başlayıp  18  Mart 1915  Akşamı  sona  eren  bir  savaş  olmadığını  anlamıştır.

Peki aslında yaklaşık  on  bir  ay süren ve  hakkında  pek  çok  bilgiyi  artık edinmiş olduğumuz  Çanakkale  Savaşları  esnasında Ramazan  ve  Kurban  Bayramları  nasıl  kutlandı?   

Çanakkale  Savaşları  sürerken tablo  Mehmet  Akif'in  de  ifade  ettiği  gibi  aynen  şöyleydi:

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! 

Gökler  ölüm  indirirken,  yer  ölü püskürürken bir  bayramı  kutlamak  mümkün  müydü?

İşte  bu  sorunun  cevabını  verebilmek  için  önce Çanakkale  Savaşlarında  Ramazan  ve  Ramazan  Bayramının tam  tarihini  verelim.

Çanakkale  Kara  Savaşlarının  en şiddetlendiği  Temmuz  ayında,  13  Temmuz 1915'de Ramazan  Ayı  başlamıştı 

Hem  böyle  çok  sıcak  bir  aya  denk  gelmesi, hem oruç tutulacak  sürenin çok  uzun  olması,  hem  de  savaş  halinde  bulunduğumuzdan Şeyhülislam Ürgüplü  Mustafa Hayri Efendi, kutsal  cihat  ve  seferberlik  ilan  ettiğimiz 1914 Senesinde  fetvayı  vermişti: '' Savaşan  askerler  Ramazan ayında  oruç  tutmakla  mükellef  değildirler.''


İşte  bu  fetva  dolayısıyla Çanakkale'de savaşan  er  ve  erbaşların neredeyse  tamamına  yakını Ramazan  ayında  oruç  tutmamışlardı. Ancak  yine  de o  günlerle  ilgili  kayıtlarda Ramazan ayını çok zor şartlar altında geçiren askerlerin cephede daha rahat oruç tutabilmesi için hurma ve zeytin sayısının artırılması, oruç  tutanlara  daha  çok  reçel  verilmesi ile ilgili yazışmalar sebebiyle  bazı  er  ve  erbaşların  her  şeye  rağmen  oruç  tuttukları  anlaşılmaktadır  ki  özellikle birliklerdeki  imamlar, gönüllü  savaşan  tarikat  mensupları ve '' Şartlar  ne  olursa  olsun  ben orucumu  tutarım ''  Diyen  er  ve  erbaşlardı  bunlar,  sayıları  çok  fazla  olmasa  da..

İşte  bu  zor  şartlar  içinde  şartları  daha da  zorlaştıran  durum İngiliz  ve  Anzakların  en  kanlı  saldırılarını 9 Ağustosta  yapmış  olmalarıydı.  Yani  Ramazan  Bayramına dört  gün  kala düşmanla  en  kanlı  savaşımızı  yapmış ve  10  Ağustosta,  pek  çok  şehit  versek de kazanan  taraf  biz  olmuştuk (  Anafartalar  Zaferi  diyoruz  bu  zafere ) 

Derken  efendim 12  Ağustos günü  geldi  çattı.  Yani  Ramazan  Bayramı  günü.

Pek  çok  hatırattan  anladığımız  kadarıyla '' Türklere  saldırmanın  tam  zamanıdır.''  diye  düşünen  İngilizlerin  160.000  Kişilik  bir  orduyu  harekete  geçirdiği  bir  anda Türk  ordusunun  topluca  bayram  namazı  kılması  mümkün  değildi  ama yine  de  bazı  birlikler, mesela  11. Tümen, imamları  ile  birlikte  bayram  namazı  kıldı.

Yine  9.  Tümenin de  Bayram  Namazı  kıldığı  anlaşılıyor  her  ne  kadar bu  namazın  hikayesi  biraz  efsane  olsa  da.

Evet,  efsaneye  göre (  ama  anlatana  göre  gerçekten  olmuştur ) 9. Tümenin  komutanı  Vehip  Paşa,  tümenin  imamına bayram  arifesinde '' İmam  efendi ! Asker  ille  de  bayram  namazı  kılmak  ister. Ama  bu -düşman  saldırıp  dururken- çok  tehlikeli.  Sen  münasip  bir  şekilde  bu  şartlarda  bayram  namazı  kılınamayacağını  anlat  ve  askeri  ikna  et.'' der.

İmam, paşanın  yanından henüz  bir  iki  adım  atmıştır  ki  paşanın  yanına  nur  yüzlü biri  yanaşır  ve '' Oğlum ! Sakın  askere  bir  şey  deme. Allah  büyüktür. O'nun  dediği  olur.''  Der.

Ertesi  günü  yer-gök  nur  kaplanmışken  bizim  tarafta  tekbirler  yükselmeye  başlar.

İngiliz  ordusunda  bulunan  Müslüman  erler  bu  tekbir  seslerini  duyunca  bizim  tarafa  geçerler  ve  bizimkilerle  birlikte  bayram  namazını  kılarlar  ancak  o  erler  tekrar İngilizlerin  tarafına  dönünce  kurşuna  dizilirler. 

Evet, Osman  Nuri  Topbaş, ''Abide  şahsiyetleri  ve  Müesseseleri ile  Osmanlı '' Adlı  kitabında '' Tamamen  gerçek ''  diyerek  böyle  bir  olaydan  bahsediyor.  Bu  efsane  olayın  gerçekliği  elbette  tartışılır  ama yine de gerçek bile olsa  bu  olay  bize  tüm ordunun  değil  9.  Tümenin bayram  namazı  kıldığını  gösterir.  

12 Ağustos  1915'de bütün  erler  mümkün  olduğu  kadar  o  gün  en  temiz  kıyafetlerini  giydi, imkan  bulanlar  gusül  abdesti  aldı. Bayramlaşmayı  ise  birbirlerini  kucaklayarak yaptılar. Ama?

Ama Çanakkale  Cephesindeki askerin  çoğu 12  Ağustos  1915'in Ramazan  Bayramı  olduğunun  farkında  bile  değildi.  Farkında  olanlar  ise büyük  bir  hasret  ve  üzüntü  içindeydiler  zira pek çoğu  bir  önceki  Ramazan Bayramını aileleriyle  kutlamışlardı.

Çanakkale  Cephesinde  Ramazan  Bayramının ikinci  günü  çok  büyük  bir  üzüntü  yaşandı.

Evet, Çanakkale'de  Ramazan  Bayramının  ikinci  günü  de gavurun  saldırıları  durmamıştı. Tıpkı  bugün  İsrail  gavurunun Ramazan,  bayram  dinlemeyip  Müslümanlara  kudurmuş  köpek  misali  saldırdığını  gibi İngiliz  Gavuru  da  özellikle  bayram  günü  saldırıları  arttırmıştı  ve  işte  bu  saldırıları  sırasında Anafartalar  Grup  Komutanı  Mustafa  Kemal'in komutası  altında  bulunan  alaylardan  57. Alayın  komutanı Hüseyin  Avni  Bey,  Karargah  çadırının  üzerine  düşen  bir  obüs  güllesiyle  saat  14.15'de  ağır  yaralandı ve  akabinde  kurtarılamayarak  şehit  düştü. 

[ Bu  vesileyle  bir  hususun da altını  çizelim:  Çanakkale  Cephesinde  57.  Alay,  bazılarının iddia  ettiği  gibi  tamamen  yok  olmamıştır. Evet,  büyük  kayıplar  verdiği  doğrudur  ama  tamamen  yok  olma  diye  bir  şey  söz  konusu değildir.] 

Çanakkale  Savaşlarında  Ramazan Bayramı  işte  böyle  acılarla,  çilelerle  geçti.  Peki  Kurban  Bayramı?

Kurban  Bayramında  neler  yaşandığını da  2.  Bölümde  ele  alalım. 
*******
 
TÜM İSLAM  ALEMİNİN MÜBAREK  RAMAZAN  BAYRAMINI  BİR  KEZ  DAHA  EN  İÇTEN  DİLEKLERİMLE  KUTLAR BAŞTA  ÜLKEMİZ VE  ZULÜM  ALTINDA  İNLEYEN  TÜM İSLAM ÜLKELER İÇİN  HAYIRLAR  GETİRMESİNİ  NİYAZ  EDERİM  YÜCE  RABBİMDEN.  
( Çanakkale Cephesinde Ramazan Ve Kurban Bayramları Nasıl Kutlandı?-1.bölüm- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 30.03.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu