Kanmak Üzere


Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen 
Hayat hikayesinin 126.bölümü

öyle sanılıyordu
oysa gitsen de kalsan da candan olacaksın 
öyle demiyorlar mıydı
kalmaya direnmenin kime faydası var
ölümü geciktirmek kime hayat bahşeder
durduramadığın ölümü bir anlamla doldur

önünü alamadığın can verişini 
bir sevdanın pazarına sür
zaten eriyen sermayeni 
bir kutlu müşterinin eline koy
tükenmeden sat canı

değeri düşerken 
değerli bir bedele ver ömrünü
öncelediklerini ertele
ertelediklerini öncele
kaz ömrünün toprağını
altını üstüne getir hayat tarlasını

ağlamak değil ki görevimiz 
acılardan yeni filizler çıkarmak hayatımıza
kendimize ağlayıp yeni başlangıçlar yapmak
dik duruşun bedelini seve seve üstlenmek
gitme, kal diyen feryatlara 
bir daha kulak vermek
gidip de candan olmak mı
kalıp da  canlı kalmak mı

onun susması
haklı itirazlarından vazgeçişi
nefs-i müdafaa hakkından feragati
ilk o’nun dudağına değen sözün hatırına 
zerre gölge düşürmemek içindi

susarsa
vahyin duru pınarının dudağına serince değişine 
şahit tutacaktı herkesi
tevekküllü nefeslerinin sessiz limanına çekildi 
amansız saldırılar karşısında
emindi ki susma bedelini ödedikçe 
söz katışıksız gelecekti

vahyin berraklığına 
şeffaf kase olacaktı susuşu
nefsinin itirazlarını susturduğunda
vahyin içindeki sesleri 
uyandırdığını görmüştü

hakkını vermek içindi 
sessizliği üzerine şal diye örtüşü 
bekleyişine sadakatti susuşu
avuç içlerini kanata kanata susuyordu
suya değil 
susatana kanmak üzere 
susuyordu

*
resul-i ekrem efendimiz
bütün insanlığa en yüksek 
en kutsi bir ders olan veda hutbesini 
sona erdirdiği sırada 
hz. bilali habeşi 
öğle ezanını okumaya başladı

resul-i ekrem efendimiz ve ashab-ı kiram 
huşu içinde susup ezanı dinlediler 
ezan bitince, 
hz. bilal kaamet getirdi
 
fahr-i kainat efendimiz 
o muhteşem cemaata imam olup 
önce öğle namazını kıldırdı
sonra yine kaamet getirilerek 
ikindi namazını kıldırdı 
böylece resul-i ekrem efendimiz
bir ezan iki kaametle 
iki vaktin namazını birleştirdi

ikindiden sonraydı
vakit akşama yakındı
resul-i ekrem efendimiz
devesi kasva'nın üzerindeydi
bu sırada şu ayet-i kerime nazil oldu

‘bugün sizin dininizi kemale erdirdim
üzerinizdeki nimetimi tamamladım 
ve size din olarak islamı seçtim.’

resul-i ekrem bu ayeti okuyunca
ashab-ı kiram son derece sevinip ferah duydular
sadece biri ağlıyordu
hz. ebu bekir. 
sahabiler buna bir mana veremediler
niçin ağladığını sorduklarında 
bu ayet resulullahın (a.s.m.) vefatının 
yakın olduğuna delalet ediyor
onun için ağlıyorum cevabını aldılar

hz. ebu bekir'in söylediği 
anladığı sır doğru idi
zira bu ayet
fahr-i kainat efendimizin 
dünyadan göç etme zamanının 
yaklaşmış olduğuna ilk işaretiydi 
çünkü teklif ve tebliğ edilmesi gereken şeyler 
bittiğine göre
teklif ve tebliğ edenin vazifesi de 
son bulacak demekti

cuma günü
güneş battıktan sonra
fahr-i kainat efendimiz (a.s.m.)
devesi kasva'nın üzerinde 
terkisinde üsame bin zeyd ile birlikte
arafat'tan müzdelife'ye geldi
bu sırada akşam namazı vakti çıkmış
yatsı namazı vakti girmişti

resul-i ekrem bir ezan iki kaametle 
önce akşam
arkasından da yatsı namazını kıldırdı
efendimiz cumayı cumartesiye bağlayan geceyi 
müzdelife'de geçirdi
cumartesi günü sabah namazını 
orada eda ettikten sonra 
meş'ar-ı harama geldi

resul-i ekrem efendimiz, ashabına 
cemre'de atılacak ufak taşları toplayınız
diye buyurdu.
taşların nasıl atılacağını gösterdi
akabe cemresine birer birer yedi ufak taş attı
her taş atışında 
Allahü ekber diyerek 
tekbir getiriyordu

bu arada ashab-ı kiram da 
aynı şekilde cemre taşlarını atıyorlardı
peygamberimiz (s.a.v.) 
akabe cemresinde yedi taşı attıktan sonra 
mina'ya döndü

resul-i kibriya efendimiz oradan 
kurban kesme yerine gitti
ömr-ü saadetlerinin her bir senesi için 
bir kurban olmak üzere 
altmış üç kurbanı 
bizzat mübarek elleriyle kesti

saçlarını tıraş ettirdi 
kesilen saçlarını hatıra olsun diye 
sahabilerine birer ikişer dağıttı
bu da ashabından ayrılığının yaklaştığına işaretti

ayrıca
ey insanlar
haccın usul ve erkanını benden öğrendiniz
bilmem ama belki 
bundan sonra benimle görüşemezsiniz
buyurarak da bu işareti kuvvetlendirdi

peygamberimiz (s.a.v.)'in 
saçının ön kısmı tıraş edildiği sırada
hz. halid bin velid
ya resulallah dedi
alnın üzerindeki saçınızdan bana verir misiniz
efendimiz onun bu isteğini kabul etti 
kendisine saçının ön kısmından birkaç tel verip 
hayatında devamlı muzaffer olması için dua etti

hz. halid
mübarek saçları alıp gözüne sürdü
sonra da külahının önüne yerleştirdi
resul-i ekrem efendimizin 
o saç ve duasının bereketi hürmetine 
girdiği her harpten muzaffer çıkmıştır
nitekim kendisi de 
ben, onu hangi tarafa yönelttimse
orası fetholundu demiştir

resul-i ekrem efendimiz
kurban bayramının birinci günü 
öğle vaktinden önce 
ifaza- ziyaret tavafını yapmak üzere 
kabe-i muazzamaya gitti
müslümanlara da gitmelerini emir buyurdu 
tavafını yaptıktan sonra öğle namazını kıldı
zemzem kuyusundan su içti

resul-i ekrem efendimiz 
o gün akşama doğru mina'ya döndü
resul-i ekrem kurban bayramının 
ikinci ve üçüncü günü
güneş batıya doğru eğrildiği zaman 
yaya olarak mina mescidinden sonraki 
ilk cemrenin yanına vardı

oraya birer birer yedi tane çakıl taşı attı 
her birini atarken 
Allahü ekber diyerek tekbir getiriyordu
sonra ikinci cemre
sonra da cemre-i akabe denilen 
üçüncü cemre'nin yanına vardı
her birisine birer birer yedi taş attı
Her atışında
Allahü Ekber diyerek tekbir getiriyordu

zilhicce'nin on üçü, salı günü 
resul-i ekrem efendimiz
mina'dan muhassab denilen taşlık yere gitti
orada çadırı kurulmuştu
bu sırada ashab-ı kirama hitaben 
şöyle buyurdu

Allah, sözümü güzelce ezberleyip 
sonra da onu duymayanlara ulaştıran kimselerin 
yüzünü nurlandırıp neşelendirsin
olabilir ki, 
anlayan kendisinden daha iyi anlayana onu ulaştırır

iyi biliniz ki
üç şey mü'min ve müslümanların kalplerine 
kin ve kıskançlık sokmaz
Allah'ın rızasını gözeterek ihlas ile amel
müslüman olan amirlere nasihat ve itaatte bulunmak
müslüman cemaate itikat ve salih amelde tabi olmak

resul-i kibriya efendimiz 
sabah namazından önce
beytullaha tavaf için gidileceğini 
ashab-ı kirama ilan etti 
sonra kabe-i muazzamaya gidip 
veda tavafını yaptı

zilhicce'nin on dördü, çarşamba günü
resul-i kibriya efendimiz ve ashab-ı kiram
veda tavafından sonra
mekke-i mükerremeden 
medine-i münevvereye doğru yola çıktılar
gadir-i hum vadisinde konakladılar 
efendimiz orada öğle namazını kıldırdı

namaz bitince ashabına seslendi
ey insanlar biliniz ki
ben de bir insanım 
çok sürmez yüce Rabbimin elçisi gelecek
beni ebedi aleme çağıracak 
ben de onun davetine icabet edeceğim
yakında size veda edeceğim
 
sonra sözlerine şöyle devam etti
eğer sadakatle sarılırsanız
sizi doğru yolda muhafaza edecek iki şey bırakıyorum
onların birincisi Allah'ın kitabı kur'an'dır ki
içinde hidayet ve nur vardır 
ona sımsıkı sarılınız…

ikincisi de ehli beytim'dir 
bu sözlerinden sonra 
hz. ali'nin elinden tuttu
ben kimin mevlası isem
ali de onun mevlasıdır buyurdu 

ve arkasından 
Allah'ım
ona dost olana dost
düşman olana düşman ol diye 
niyazda bulundu

peygamberimiz (s.a.v.)'in yakında 
ebedi aleme göç edeceğini haber veren sözleri
ashab-ı kiramı hüzne boğdu 
uğrunda canlarını feda ettikleri
öz nefislerinden daha çok sevdikleri 
kainatın efendisi aralarından gidecekti
şimdiden adeta kendilerini
bir yetim kabul edip gözyaşları döküyorlardı

medine görününce
efendimiz üç defa tekbir getirdi
sonra adetleri olan duayı yaptı
Allah'tan başka ilah yoktur
Allah tektir, ortağı yoktur
mülk O’nundur
bütün hamd O’na mahsustur
O, her şeye kadirdir

Rabbimize yönelici 
günahlarımızdan tövbe edici
Rabbimize kulluk ,secde ve hamd edici 
olarak dönüyoruz

medine'ye girince efendimiz doğruca 
mescid-i şerife vardı
orada iki rekat namaz eda ettikten sonra 
hane-i saadetine döndü
bu resul-i kibriya efendimizin 
ilk ve son haccı oldu

redfer

( Kanmak Üzere başlıklı yazı redfer tarafından 21.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu