Düşlerin
tarhında, sen sevdalı mehtaplı gece
Ah,
aşkın ambarında b/andığım aşka
Uyruğum
ne yalnızlık ne tek hece
Uzandığımsa
t/uzak gönle
Hecelerin
şerrinden sığındığım
Hacminde
evrenin
Oysaki
nasıl da minik bir boşluktur
Kapladığı
gövdemin
Soluksuz
kaldığımın da yoktur inkârı
Solduğum
bilumum bahçe
Saldığım
hayalleri
Metruk
hanelerde saklı bir rivayet
Belimde
aşkın ve göğün kuşağı
Mevsimdir
silik varlığıma eşlik eden
Meali
sözcüklerin
Tırmandığım
o yüksek dağ
Aslında
yamacına takılı bağlandığım
Bir yar
ki yarenlik eden kalemin
G/izinde
yap-boz adeta sözcüklerin
Kaydığı
kubbe
Melun
gece manidar yıldızlar
Yaldızlı
yolundayım efkârın
Aşk
diye başımı vurduğum
Gel
gör ki kapı duvar her yer
İçimi
sunduğum yâre
Nazarında
silik bir gölgeyim
Aşkı
katık ettiğim ömrün
Efkârıyım
özlemi ile sandıklarım kilitli
Sandukam
eski
Pejmürde
yüreğin demir parmaklıkları
Tırmandığım
adeta en ulu tepe
Ulağı
mı yalnızlığın?
Yoksa
buyruğu mu bu sefil aşkın
Külünde
doğumumu müjdeleyen
Şiirimi
muştulayan
Varla
yok arası mutluluk
Kopup
da geldiğim dünün fermanı
Yazdıklarımdan
ibaret sanmayın sakın hayatımı
Gözümü
sakındığım bir iklim ki
Yarıladığım
ömür
Köpürüp
taşan şu ırmak
Ilıman
bir iklimin özlemi ile
Deştiğim
yer gök
Kaybolduğuma
tek şahit
Varlıkla
eşleşen bir nakarat
Adadığım
yâre
Andığım
kadar sevdayı
Ar
bildiğim neyse uğruna bu aşkın
Bıraktığım
dünde