Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 5/6/2025
Okunma Sayısı : 451
Yorum Sayısı : 8
Çorbacı

Çok çok küçüktüm ama yine de hatırlıyorum.
İstanbul'un Fener semtinde yani Patrikhane'nin olduğu semtte, Patrikhaneye oldukça yakın, Ahşap bir binada oturuyorduk. Oturduğumuz sokakta çok sayıda Rum komşumuz vardı. Bu komşularımızdan kundura tamircisi Paraşko Usta, karısı Madam Evniki ( Biz ona Evniki Teyze derdik ) ve vücuduyla beyni aynı oranda gelişmemiş olan oğulları Gılyanti en sevdiğimiz komşularımızdı.
Babam, Madam Evniki'yi ayrı bir severdi ya orayı fazla karıştırmayalım.
Evet, Paraşko Amca kundura tamircisiydi lakin babam gerek ona gerekse cüssesi dev ama beyni kuş beyni olan oğlu Gılyanti'ye sık sık '' Çorbacı '' derdi.
Aşağı yukarı 15-16 Yaşlarında olan Gılyanti'ye okuma yazma öğretmeye çalışan Yusuf Dayımın göbeği çatlardı '' Sıçan '' dedirtene kadar. Israrla inatla '' Sıçar '' derdi de babam küplere binerdi '' Ulan doğru okusana çorbacı.'' Diye.
Aslında Gılyanti'nin de pek suçu yoktu zira İlkokul I. Sınıflar için hazırlanmış bir alfabede ''Fare'' kelimesi niçin '' Sıçan '' olarak yer alıyordu ki?
Neyse efendim, o zamanlar merak etmezdim tabii ki babamın neden çorba satmayan, çorba yapmayan Paraşko Amca ve Gılyanti'ye '' Çorbacı '' dediğine ama yıllar yıllar sonra Tarih Öğretmeni olduğumda öğrendim ki bir Rum yerleşim yerindeki Rumların ileri gelenlerine Osmanlılar döneminde '' Çorbacı '' denirmiş. Ama '' Çorbacı '' deyince asıl akla gelen Pontus Rumlarıymış.
Peki Rumlara, özellikle de Pontus Rumlarına neden '' Çorbacı '' denirmiş?
Efendim özellikle Pontus Rumlarında çorba, başlı başına bir kültürmüş ve Kırtharoşurv adını verdikleri bir çorba en çok içtikleri bir çorbaymış.
Bizim yayla çorbasına benzeyen bu arpa çorbasını özel kılan ise bizler nane kullanırken Pontus Rumları Zagoda adı verilen bir kurutulmuş yayla otu kullanmalarıymış.
Görüldüğü gibi Osmanlı Devleti zamanında Rumlara, bilhassa da Pontus Rumlarına Çorbacı denirmiş ama.
Ama sadece bu kadar değil. Osmanlılar döneminde Acemi ve yeniçeri Ocaklarının alt rütbeli komutanlarına da '' Çorbacı '' Denirmiş.
Evet, Yeniçeri ocağında Kul Kethüdâsı, Zağarcıbaşı, Samsoncubaşı, Turnacıbaşı, Haseki, Muhzır Ağa ve Başçavuş gibi yüksek rütbeli Subaylara Ocak Ağası, Katar Ağası, Sanâdîd-i Bektaşiyân veya Ağayân-ı Bektaşiyân denirken, daha aşağı rütbedeki orta ve bölük kumandanlarına Çorbacı denmekteydi.
Neden Çorbacı peki?
Çünkü Yeniçerilerin sabah kahvaltılarında mutlaka, diğer öğünlerde sık sık içtikleri çorbanın dağıtımı, Çorbacıların nezaretinde yapılırmış ama daha önemli bir husus var:
Yeniçerilerin eğer bir şikayetleri varsa, bilhassa da isyan etme noktasına gelmişlelerse kazan devirmeden önce kahvaltıda verilen çorbayı içmeyerek, hatta dökerek ilk uyarılarını yaparlarmış.
Bu uyarlar nazar-ı dikkate alınmazsa ve dahi Yeniçeri Ağası da uyarıları haklı görürse ( Haklı görmese de pek sonuç değişmiyor genelde ) isyan patlak verirmiş. İşte o sebepten yeniçerilerle ve acemi ocağı ile direkt temas halinde olan Çorbacılardan Yeniçeri Ağaları bile çekinirlermiş.
Bu çorbacıların neredeyse tamamının Rumlardan ve diğer Hıristiyan milletlerden devşirme ve sonradan Bektaşî olmaları da apayrı bir ilginçliktir.
****
Efendim, Çorbacı demişken değerli kardeşim Mustafa Gül'ün babası Tiritçi Bedir Usta'yı anmadan geçemeyeceğiz elbette.
Evet, eğer ayağınız Şanlıurfa'ya düşerse arayın bulun '' Gül Tirit''i ama öğleden sonraya kalmamaya bakın zira sabah erkenden tükeniyor yaptığı tirit çorbası.
Haa söylemeden geçemeyeceğim:
Bedir Usta evet bir çorbacıdır ama yukarıda bahsini ettiğim çorbacılarla uzak yakın bir alakası yoktur. O Tanrı Dağı kadar Türk, Hira Dağı kadar Müslüman bir çorbacıdır.
( Çorbacı başlıklı yazı Sami Biber tarafından 5/6/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu