İçre dönük gamzesinde s/aklanıyorum
umudun ve de sahnesinde ölüm denen oyunun.
Racon kesen kabadayılar şehri
İlhamın tetiklediği ateşi
İçime çektiğim yalan değil
Sular gibi seller gibi ç/ağladığı da
kalemimin
Aşka namzet bir gülücükle özdeş adeta
şu sevdalı iklim.
Mağdur söylenceler aşkı ihbar eden
Yalnızlığınsa gayya kuyusunda saklı
şairin sönmüş albenisi
Muaf tutulduğum düzenek kıran kırana
Aşkı yüreğiyle yaşamaksa asalet
Demli içiminde çayın
Dere ağzında yatağın ölüme yataklık
ettiği
Bir düş’ ün uzamında gerçek bildiğim
ne ise…
Mefkûresi evrenin
Nasıl ki tezat kimi insan, aşkın
Evrelerinde yanıp sönen bir ışıldak
varsa yoksa
Matemi evrenin
Göğe salıncaklar kurduğum şiirin
güncesi
Ve güftesinde asılı kaldığım
Yalnızlık nasıl ki üst makamı
sevmenin
Aşka rağbet eden rüzgârın kuyruğuna
takılı aklım
Bir ümitse yazdığım şiir
Kekremsi acıların rağbet bulduğu gün
ve gece irkildiğim
Ansızın da gözden düştüğüm
Yeknesak değil üstelik
duyumsadıklarım
En uzak ülke iken mutluluk
Mundar eden kimse hasetle
Döngüsü ruhun bazen buhran yüklü
Bazen tüten buharı şehir vapurunun
İstifli onca duygu
Şerh düşülesi bir uydu aslında
Hayatın özlemle deşifre ettiği
Nice şarkı nice utku
Serin bir gecenin esmer teninde saklı
Şairin laneti
Öykündüğü değil aslında dünü
Öldürdüğü ne varsa hüzün yüklü
Devasa bir küfe
Sandukası ömrün
Seyyah sözcüklerse kıblesinde saklı
mabedinin
Şairden çok şiir olduğu
Şiir kadar da uçukken ruhu
Şimal Yıldızı belki de Kutup
Zıt kutuplar nasıl ki çekiyor
birbirini
Ehemmiyet arz eden yüreği ise kalemin
Tetiğine basılı
Ya yazacak şair ya ölecek
Ya sevecek ya da içine gömecek
Her mevsim ayrı hezeyan
Her günse yeni bir armağan
Titrinde yaşamın
Saltanatını süremediği kadar baharın
Battal boyu hüznün
Semanın derinliklerinden kopup da
gelen umudun
Bir veryansın değil asla
Bir nida ise hiç değil
Sus payı söylemde saklı şair
İzbelerin tutuşan eteğinde de değil
Bilakis evrenin merkezinde kayıtlı
İsmi ve cismi aşikâr.
Bir göl durgunluğunda hayat
ısmarlamışken
Bahtına esen rüzgârın elinde saklı
mutluluk
Nasıl ki rüzgâr hızıyla sever ve
yazar şair
Yoksa infilak ederdi küçücük
yüreğinde
Dağlandığı kadar
Ağırlandığı Allah katında
Kuytularda değil ayan beyan şehrin
ışıklarının altına
Serilmiş varlığı, kalemi
Bir üst makamsa ölüm
Ismarladığı günü hala teslim etmedi
posta güvercinleri
Onlar ki kanatları kırık
İçlerinde saklı adeta şenlik
Nasıl ki kuş tuttu ağzıyla şair
Kalemin de nüktesi aslolan
Devasa bir rahmeti ta içine çeken
Pervane olduğu kadar aşka ve şiire
Çektiği de dilin belası
Kalemin kurgusu ile de geçerken
hayatı…