
Debdebeli bir nehrin debisinde edebi,
İçimdeki açların açı
ortayı gibi,
Madamın plevrası, adamın
tuttu dibi.
Yani ey
Yüce Sezar, inan ki sıkıntı
yok.
Yaşım yetmiş bir diye beni
bunak belleme.
Devinen nesneleri dokundurma kelleme.
Yanan pöç kemiğimi neşter vurup
elleme.
Bendeniz fena kızar, inan ki
sıkıntı yok.
Bîgâne pembelere bu nasıl bir saldırı?
Ne zaman
başlayacak sensöre baş kaldırı?
İçimde ukde oldu
baldıranın baldırı.
Hep yek geldi yine zar, inan ki
sıkıntı yok.
Esved sevdayı gören hemen ol dem koş olur.
Bahr-ı deniz dahlinde aşk şarabı hoş olur,
İtine aşkım dersen
üç talakla boş olur.
Söylesen de ne
yazar inan ki
sıkıntı yok.
Ekvator boylamında mevsimi kış görürsün.
Suşi restoranında Adana şiş
görürsün.
Senelerdir durmadan rüyanda düş görürsün.
Karışsın çarşı-pazar, inan ki
sıkıntı yok.
Senin nevazil ruhun, genç ömrümü bitirsin
Antisosyal Halime’m aklı, fikri yitirsin
Zangoç ezan okusun, rahip kamet
getirsin
Aman değmesin nazar, inan ki sıkıntı
yok.
Sami! Kondun bibere sormazlar mı yurdun ne?
Senelerce attın da söyle hele vurdun ne?
Açık söyle sıkılma, yahu senin
derdin ne?
Açıkla azar azar, inan
ki sıkıntı yok.