Hasretimin Yüksek Debisi
Ey aşk debisi yüksek bir nehir gibi
Sularında kaybolan bir yolcuyum
Düşlerimin kıyısına vurduğun dalgalarda
Ben kendi gölgeme bile hasretim
Zaman çatlarken yüreğimin duvarlarını
Bekleyişiyle büyüyen bir şehirim
Sensizliğe alışmak bir ayaz gecesi
Ama ben hâlâ senin mevsimindeyim
Sesin yankılanır boş sokaklarda
Sükût en ağır kelimedir bugün
Sana varmak mıydı yoksa yolda kaybolmak mı?
İkisini de yaşadım ikisini de sevdim
Aşk, bir yıldız gibi göz kırpar gecenin koynunda sinyal gibi
Bazen kayıp düşer bazen sonsuza dek parıldar sinyali
Gözlerinde aradığım bir harita gibisin
Her bakışında kaybolduğum bir kıtadayım
Gelişin bir bahar gidişin bir ayazdı
Bütün mevsimler seninle değişirdi
Kalbimde fırtınalar koparken
Ben hep aynı melodiyle esen rüzgâr da savruluyorum
Hasret, bir çöl gibi geniş
Ama sen bir vaha gibi yakındın bana
Sesin yankılanırken duvarlarda
Bütün yollar yine sana çıkardı
Sen gittin, ama gölgen kaldı gecede
Sessiz bir yağmur gibi dokundu caddelere
Aşka sürgün düşen bir şehirdeyim
Hasretin sokaklarımın içine işledi
Gelişin bir ilkbahar gidişin bir sonbahar
Ben mevsimler içinde aynı duayı fısıldıyorum
İçimde yankılanan bir ezgi var Rabbim onu geri ver
Adını koyamadığım bir buruk melodi içimde çalıyor
Yalnızlık, eski bir sandık gibi
Seninle dolu, ama bana kapalı
Zamanı açsam anılar saçılacak
Her bir anı senden hasreti bana yine taşıyacak
Mehmet Aluç