
“Artık yürümeyi
öğrendim. Fakat hala düşmekten korkuyorum. Ellerimi bırakma baba!”
“Kalbi sevgi
dolu, sevecen, cömert, kibar, kucağı sıcak, anlayışlı, şefkatli. Bu vasıfların
tümünü taşıyan tek erkek… Ben ona baba diye sesleniyorum...”
Baba
olmak, öncelikle bir erkeğin kalbinde ve zihninde bir çocuğa yer açmakla
başlar. Düşünce ve davranışlarında tutarlı bir babanın olumlu ve nitelikli
ilgisi, çocukta disiplin anlayışının yerleşmesinde, özgüven oluşumunda,
liderlik yapısının gelişmesinde, sosyal bir varlık haline gelmesinde, arkadaş
ilişkilerinde olumlu kişilik kazanmasında önemli rol oynar.
Mahler'e
göre baba-çocuk etkileşimi, çocukta farklılaşmayı başlatır, bağımsızlaştırır ve
üreticilik kazandırır.
Baba, eşi ve çocukları için sevgi ve güven kaynağıdır. Fransız
Psikanalist ve Psikiyatr Lacan ın dediği gibi, “insanın her talebi sevgiyedir”.
Çocuklar babayı daha güçlü, daha çok bilen, daha çok saygı
uyandıran kişi olarak bilirler.
Çocuklara ayrılacak bir yarım saat, kısa bir gezinti, yemekte söyleşmek,
çocuklar için çok önemlidir.
Babalar
çocukların dış dünya ile kurdukları ilişkide köprü rolü üstlenirler. Babanın
onayı, kabulü çocuğa dış dünya tarafından da kabul edildiği, beğenildiği
mesajını verir.
Çocukların
sağlıklı gelişimi için anne kadar babalarıyla da iletişim ve etkileşim (kitap
okuma, oyun oynama, rol modeli olma) halinde olmaları gerekir. Çocuğun
düşünsel, sosyal-duygusal, cinsel-rol ve kimlik gelişimi üzerinde baba ile
etkileşimin önemli rolü vardır. Çocuğa, annesi dışında bir ötekinin de olduğunu
gösterir.
Babalarından
ilgi ve sevgi gören çocukların daha sosyal oldukları, arkadaşlarıyla sağlıklı
ilişkiler kurabildikleri, kendilerine daha çok güvendikleri, yaşamın zorlukları
ile baş edebildikleri, liderlik özellikleri taşıdıkları, uyumlu ve mutlu
oldukları bilinmektedir.
İleri
toplumların ileri olması, görünen modern teknolojilerden dolayı değildir. Anneye
saygı duyan babaların olmasındandır.
Çocuk,
kitapların yazmadığı, öğretmenlerinin öğretmediği pek çok yaşam bilgisini
babasından öğrenir. Baba-çocuk iletişimi, çocuğun kişilik gelişimini etkiler.
Bu iletişimi güçlü olan çocuklar, olumlu kişilik özellikleri geliştirir. İyi
bir baba-çocuk ilişkisi, çocuğun hayatla kurduğu ilişkiyi güçlü kılar.
Kız
çocukları babayı daha çok emniyet ve güven sembolü olarak algılarken; erkek
çocuklar babalarından, kararlı durabilmeyi, sabır ve sebatı örnek alırlar.
Babalar,
çocuklarına sevgilerini sözel olarak ifade etmekle birlikte, ilgi ve alakayla
davranışsal olarak da göstermeli. Çocuğa sevildiğini ve değerli olduğunu
hissettirmeli. Birlikte kaliteli zaman geçirmeli. Çocuklar öfkelendiğinde
onları yargılamadan, suçlamadan dinlemeye çalışmalı. Rol model olarak örnek
olmalı, söyledikleriyle yaptıkları tutarlı olmalıdır.
Kız
ve erkek çocukların yaşamında baba önemli bir özdeşim figürüdür. Çocuk dünyayı
babasının gözleriyle görür, onun gibi yürümeye, onun gibi davranmaya, onun gibi
konuşmaya çalışır.
Babanın
kız çocuğuna olan olumlu tutumu, onun; kendisine, erkeklere, kadınlara, var
olmaya, kendi ayakları üzerine durmaya olan tutumunu belirler. Yani kendi
başına başarabilen, kendine güvenen ve kendini seven bir kadın olmasını sağlar.
Aynı
evin içinde olduğu halde, babanın
çocuklara uzak ve soğuk durması, sadece bir disiplin figürü olarak yer alması,
çocuklarla ilişki kurmaması, hem kız hem erkek çocuklara baba yokluğunu
yaşattırır.
Böyle
babaların çocukları, boşluğu başka şeylerle kapatmaya çalışırlar. Genellikle bu
başka şeyler, çok da hayırlı şeyler olmaz. Bu nedenle birçok kanun dışı, ya da
olumsuz şeyden “baba” diye
bahsedilir. Baba olabilmek, bir çocuğun hayatında baba olarak yer alabilmek ve
bu babalığı düzgün sürdürebilmek gerekir.
“İşten
eve yorgun gelmiş ve kısacık bir sohbetten sonra televizyonun karşısında
uyuklayan” baba tipi günümüz çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamaktan, onları
mutlu etmekten çok uzaktır.
Çocuğa
doğruyu yanlışı göstermek, yapabileceklerinin en iyisini yapmaları için
cesaretlendirmek ve iyi seçimler yapmayı öğretmek babaların görevidir.
Günümüzde
baba figürü, çocuğun bakımıyla ilgili her şeyi yapabilen, onlarla paylaşabilen,
onlarla her türlü ilişkiyi, yakınlığı kurabilen, baba modelidir.
Çocuklarımız,
sahip olduğumuz eşyalar değildir. Görevimiz, onlarla beraber büyümek, arkadaş
olmak, sevmek, kabul etmek, anlamak, desteklemek, beraber oynamak, yol
göstermek, geliştirmek, kolaylaştırmak, kalıcı olumlu izler bırakmak, onları
kazanmak, olabildiğince ön yargısız olmaktır.
Dozunda ve destekleyici baba figürü, çocuğun
kendini daha rahat ifade etmesine, özgüvenini geliştirmesine ve stresle başa
çıkma becerisini artırmasına yardımcı olur.
Çocuğun
özgüven ve liderlik gibi özelliklerinin gelişmesi, kendini güvende hissetmesi
ve kaygılarının azalması, babası ile sağlıklı iletişim kurmasına bağlıdır. Her
çocuğun sevgi dolu, ilgilenen ve destekleyici bir babaya ihtiyacı vardır.
Babanın
rolü akşam eve gelince şikâyet edilecek otorite figürü olmamalıdır. Çocuğunu
dinleyen, uygun ve doğru davranışları öğreten, olumlu davranışlarını çekinmeden
(aman şimdi aferin dersek şımarır diye düşünmeden) pekiştiren babalar ile
çocukları arasındaki ilişki çok daha verimli olmaktadır.
Babasız
evlerde akşam erken olur. Babasız bir ev, duvaksız geline benzer. Babanın
faziletleri, çocukların servetidir. Babalar, oğullarının ilk kahramanı,
kızların ise ilk aşkıdır.
Bazı
süper kahramanların pelerini yoktur. Onlara baba denir! “Baba omzu” diye mutluluk
ve huzurun membaı bir yer vardır. Babanın erdemleri çocuklarının servetidir.
Bir
babanın çocuklarına yapabileceği en büyük iyilik, onların annelerini sevmesidir.
Anne gezinilen bağ, baba yaslanılan dağdır. Ömrümüzün en güzel çağı anne ve
babamızla geçen zamandır.
Baba
olmak yeterince zordur. Kendi kendine yetmeyen bir çocuğun ihtiyaçlarını
karşılamak, onu hayata hazırlamak, bir yetişkinin üstlenebileceği en büyük
sorumluluktur.
Anne
baba olmanın en zorlu yanlarından biri de,
“yeterince iyi bir anne baba mıyım?” sorgulamasıdır. “Mükemmel anne babalık yoktur” diyor Prof. Dr. Neriman Samurçay ve “Kendini
mükemmel sanan anne babalar vardır ama mükemmel anne babalık yoktur” diye ekliyor.
Bir
başka uzman, Leyla Navaro, “Beni Duyuyor musun?” adlı kitabında,
“Diğer
meslekler deneme yanılmayı kaldırabilir ancak anne babalık mesleğinde deneme
yanılmaların sonucu ne yazık ki çok ciddidir” diyerek konunun önemini
vurguluyor.
Aynı
kitaptaki şu sözleri de hatırlatalım; “İnancımız, mükemmel anne babanın mükemmel
çocuk yetiştirdiği değil, mutlu anne babanın mutlu çocuk yetiştirdiğidir”.
Babalar! çocuğunuz için önemlisiniz. Çocuklarınızı
yeterince sevin, onlara kaliteli zaman ayırın, değerli olduklarını hissettirin.
Örnek model olun, hayatı birlikte paylaşın. Yarının huzurlu, mutlu, başarılı
bireylerini yetiştirmek sizin ellerinizde. Çocuklarınızın, paranızdan çok
sevginize ihtiyaçları var.
Sevgiyle kalın...
Seyfettin Karamızrak