Deneme / Hayata Dair Denemeler
Eklenme Tarihi : 26.06.2025
Refah’ın Kapalı Kapıları Sisi’nin Sessizliği ve Filistin’in Çığlığı
Mısır’ın, Filistin’e giden konvoylara mazlum kardeşlerine varmak için yola çıkanlara karşı, sınırlarını kapatma kararı, vicdanları sızlatan bir sessizliğin yankısıdır. Gazze’nin acılarla yoğrulmuş topraklarından, evlerini, umutlarını ve sevdiklerini geride bırakan Filistinliler, bir dost el beklerken beton duvarlarla karşılaşıyor. Mısır’ın bu tutumu, yalnızca bir sınır kapısını değil, insanlığın merhamet kapılarını da kapatıyor. Filistin halkının çığlıkları, Refah’ın ötesinde yankılanırken, Mısır’ın sessizliği, tarih boyunca "ümmet" dayanışması diye haykırılan sözleri gölgede bırakıyor. Bir halk, kendi vatanında tutsak, komşu topraklarda ise istenmeyen misafir ilan ediliyor. Bu, sadece bir siyasi karar değil; insanlık onuruna vurulan bir darbedir. Mısır, Filistinlilere kapıyı kapatarak, Nakba’nın yaralarını derinleştiriyor ve barış umutlarını bir kez daha erteliyor.
Bu sessizlik, yalnızca Mısır’ın değil, tüm bölgenin vicdanına ağır bir yük bindiriyor. Filistin’in kanayan yarası, sadece bir halkın değil, insanlık tarihinin sınavıdır. Mısır, Refah Kapısı’nı kapatarak, mazlumun yanında durma fırsatını elinin tersiyle itiyor; oysa tarih, kapılarını açanları kahraman, kapatanları ise unutulmuş gölgeler olarak yazacak. Filistinliler, bombaların gölgesinden kaçarken, Mısır’ın soğuk duvarlarına çarpmamalı; zira komşuluk, sadece coğrafi bir yakınlık değil, kalplerin birleştiği bir ahlaktır. Mısır’ın bu politikası, yalnızca Filistinlileri değil, kendi halkının da insanlık onuruna olan inancını zedeliyor. Refah, bir sınır kapısından fazlasıdır; o, umudun, dayanışmanın ve insanlığın sınandığı bir eşiktir. Mısır, bu eşiği geçmek yerine, ardına set çekmeyi tercih ediyor. Ama unutulmasın ki, hiçbir duvar, bir halkın özgürlük çığlığını sonsuza dek bastıramaz.
Uluslararası toplumun kayıtsız bakışları altında, Mısır’ın bu tutumu, Filistin halkını yalnızlığa itiyor. Refah Kapısı’nın kapalı olması, sadece Mısır’ın değil, insan haklarını savunduğunu iddia eden tüm dünyanın utancıdır. Filistinliler, her şeye rağmen direniyor; zeytin dallarını, yıkıntılar arasında filizlenen umutlarını ve özgürlük hayallerini bırakmıyorlar. Mısır’ın sınırları, onların bedenlerini durdurabilir, ama ruhlarını asla. Bu halk, tarih boyunca işgale, sürgüne ve ihanete meydan okudu; şimdi de Mısır’ın sessiz duvarlarına karşı aynı kararlılıkla dimdik ayakta duruyor. Mısır, bu kapıyı açarak, sadece Filistinlilere değil, kendi tarihine de bir umut ışığı yakabilir. Çünkü dayanışma, sınırları aşar; merhamet, duvarları yıkar. Filistin’in çığlığı, sadece Refah’ta değil, tüm insanlığın vicdanında yankılanmaya devam edecek. Mısır, bu çığlığa kulak verip kapılarını açmadıkça, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarına bir yenisini eklemekten kurtulamayacak.
Ve şimdi, binlerce Filistinli için yola çıkan konvoy konvoy araçlarla Refah Kapısı’na yığıldığı, ancak Mısır’ın bu umutsuz kalabalığa geçiş izni vermediği manzaraya bakalım. Gazze’den kaçan aileler, çocuklarının ellerini tutarak, birkaç parça eşyayla hayatta kalma umuduyla sınırda bekliyor. Ancak Sisi rejimi, bu konvoyları “güvenlik tehdidi” olarak görüyor ve kapıları sıkı sıkıya kapalı tutuyor. Bu, sadece bir idari karar değil; bir halkın yaşam hakkının gasp edilmesidir. Refah’ın kapalı kapıları, açlıktan, susuzluktan ve bombalardan kaçan binlerce insanın umutlarını bir duvara çarpıyor. Sisi, bu politikayı “ulusal güvenlik” ve “istikrar” gerekçesiyle savunurken, Filistinlilerin gözlerinde biriken gözyaşları, Mısır’ın bu bahanelerinin ardındaki ahlaki çöküşü açıkça ortaya koyuyor. Bu insanlar, terörist değil; evleri yıkılmış, çocukları yaralanmış, gelecekleri çalınmış masum siviller. Mısır’ın bu tutumu, zalimlerin ablukasına ortak olmak değil de nedir? Sisi’nin İsrail’le iş birliği, sadece Gazze’yi boğan bir ablukanın destekçisi olmakla sınırlı kalmıyor; aynı zamanda, Filistin halkının hayatta kalma mücadelesine sırt çeviriyor. Mısır, Gazze’ye insani yardım koridorlarını genişletmek yerine, İsrail’in güvenlik taleplerine uyum sağlıyor. X’te paylaşılan bazı gönderiler, Mısır’ın İsrail’e ticari sevkiyatlara izin verirken, Filistinlilere temel gıda ve ilaç yardımlarını bile kısıtladığını öne sürüyor. Bu iddialar, doğrulanmamış olsa da, “Sisi’nin politikalarının Arap dünyasında nasıl bir öfke yarattığını gösteriyor. Mısır’ın, Filistinli kardeşlerimiz için yola çıkan bugün ki konvoylarını geri çevirmesi, sadece bir sınır politikası değil; zalimlerin yanında durmanın, adaletsizliği sürdürmenin bir sembolü haline geldi. Sisi, Refah’ı kapatarak, Filistinlilerin yaşam umutlarını değil, kendi rejiminin ahlaki meşruiyetini de gömüyor. Müslüman kardeşlerimiz, bu ihanet karşısında bile pes etmiyor. Konvoylarının başında, ellerinde beyaz bayraklar, yüreklerinde özgürlük ateşiyle bekliyorlar. Mısır’ın duvarları, onların bedenlerini durdurabilir, ama iradelerini kıramaz. Sisi’nin zalimlerle ortaklığı, tarihin karanlık bir dipnotu olarak kalacak; ama Filistin’in direnişi, insanlığın vicdanında sonsuza dek yankılanacak. Mısır, bu konvoylara kapıyı açmadıkça, sadece Filistinlilere değil, kendi halkının vicdanına da ihanet ediyor. Refah Kapısı, bir gün mutlaka açılacak; ama o gün, Sisi’nin sessizliği, zalimlerin gölgesinde unutulmuş bir leke olarak hatırlanacak. Basından Alıntıdır ben bazı bölümlerini bu güne güncelleyerek düzelttim” Yaşasın zalimler için cehennem.
Mehmet Aluç
Not: Bu yazıyı geçen hafta kaleme alırken yayınlama fırsatım olmadı,bugün yayınlayacakken Filistin kapıları açılarak Türk tır’larının un yiyecek sevkiyatına başladığını duydum,kapıları kapatan ve açan Rabbimdir binlerce kez şükürler ediyorum,elhamdülillah