
‘’Yanlış, daha baştan yanlış
Bir şiirdi bu, biliyorum
Ve belki ömrümüzün yakın geçmişi
Bu kadar doğruydu ancak, kim bilir
Kalbim unut bu şiiri.’’(A. Telli)
Bir susku giyindim
Tehir edilesi mutlu yalnızlık
Sözcükler ebegümeci fıtratında
mevsimin
Duyduğum uyku sersemi
Kuş sesleri.
Oysaki doğmadı güneş henüz
Doğurmadığım binlerce yenilgi
Hapsetmişken müfreze yüreğimi
Sezilerden doğan rahmet
Aşk hem cefa hem külfet
Göğün sancılandığı her vakit
Gözlerime düşer hasret
Kimlik bozması sefil varlığım
Eyvallah, yaşlı dünya densiz
mihrabım.
Bir caka ki satılası
Kemikleşmiş hüzün nasıl da görüşmeyeli:
Sandıkta naftalin kokusu
Kulpu kırık bir cezve
Kaynattığım fokur fokur demli mizacım
Anlatmaktan yorgunum artık
Her reddin kabulü illa ki güç.
Bir gövde gösterisi değil hem
sakındığım gözümden
Koyu ve lacivert gece
Haydi, firar edelim dercesine
Feryat figan doluşan içime
Katre katre sözcükler
Yıkıp uğruna hayatın
Derdimle hemhal eşref saati şiirin
Kölesi isem kaderin ne gam ne gam.
Bir düşse giyindiğim
Efemine bir mevsimde gömdüğüm
sayfalar
Kırık kelamın beş para etmez ciğeri
kimi zaman
Sükûn dileyen bir tebessümün eşiği
Ne zamanki dayansam ulu dağlara
Ne efkâr kalır ne yalnızlık
Bıçak gibi d/ağlayan her yamaçta
saklı
Bir minval ki şehir dar gelir ruhuma
Gözlerimde yanan elbet aşkın feneri
Gel gör ki çöktüğüm ansızın
Kâh kaybolup kâh göründüğüm
Sıfatların canı cehenneme, sevgili…
Kurşun misali öyküm
Aşka öykündüğüm kendimi bildim bileli
Cafcaflı olmasa da yaşam
Cendereden kurtulurum
Her andığımda seni
Elbet çınlar kulakların.
G/ördüğüm her düşte sığındığım
masallar
Nöbeti devrettim meleklere
Varsın sürüneyim şiirin gölgesinde
Aşksa yarımlardan doğan
Yarınlar madem matemden taşan
Her yılgıda örtündüğüm
Gizin peçesi mubahtır elbet.
Akar da akar çeşmesinden şiirin ölü
sözcükler
Aksa alnım eğer
Andıkça Rabbimi ve imkânsızı
Sığındığım bir küre
Bozguna uğradığım aralıksız.
Kürediğim her dehliz kaybolduğum
Kandığım her sözcük kendimle
cebelleştiğim
Tutuşan göğün her zerresine talibim
üstelik
Nasıl ki sonsuzluğa denk düştüğüm
Kabul görecek evrende günün birinde
Varsın ulaşmayım da mutlu sona.