
Yanlışa düştüğüm bir düş’tün
Sezilerimde saklı rahmeti pay ettiğim
Yosun tutmuş yüreğin na’şında saklı
bir yemindin
Adını dahi söylemeye kıyamadığım
En çok da yalnızlığın tortusu
Elbet hüzünle gölgelenen varlığımdan
Dökülen yaştın ve yastın
Yaşamadığım kadar yaşattığım sevginin
Rahmetine dolan ay ışığı idi sevdan…
Bir peri misali s/üzüldüğüm
Sözcüklerde saklı münferit gönlümün
Son halkasıydın
Elbet sessizce diktiğim
Ölümün yarasından bile büyüktün
Mevsimde saklı bir rüzgârdın
Rüzgârın estiği çöl topraklarında
açan
Çiçeğin tohumunda saklı bir masal
kahramanı
Oysaki masalım yoktu benim
Masal sandığım hep düşlerimin
Özet geçtiği bir şiirden
Dökülen heceler.
Tırnaklarımla kazdığım şu zemin
Zemherilerde saklı bir güldüm
Boca ettiğim
Gözyaşıma da muhaliftin
Öykündüğüm asla değildi ölümün
Öncesi hicabımla asılı kaldığım kadar ufkun mavisi
Öznesi idin aşkın
Aslında bir rivayet misali
Tırmandığım şu darağacında boynuma
takılan
Bir çelenktin.
İstem dışı sevdiğim
Kürediğim ömrün kim bilir kaçıncı
hücresi
Hapsolduğum solgun duvarlarında
yalnızlığın
Biçtiğim değerdin
Ekilen her düşte saklı bir masal
kahramanı
Elbet kara gözlerinde gecenin
Hala aydınlık kılabildiğim
Şu yolun da tozunu dumanına katan
Bir kelime bir hece
Aslında sonsuzluktun içimdeki meali
Özveri ile yaşar ve severken
Saklı rakımı idin erişemediğim.
Nihayetinde içimden taşan boşalan
Rüzgârın tefe koyduğu kopuk bir
yapraktan ötesi değildim
Sevgimle, umudumla asılı kaldığım çınarımdın
Gölgende yazar ve yaşarken
Renk körü düşlerin
Münferit rengiydin
Hem beyaz hem pembe asla da solmayan
Bir çiçeğin saklı hutbesinde
ıssızlığıma kandığım kadar
Rabbime düşkünlüğüm
Elbet aşkın rüzgârında salındığım efkâr
Yüklü gövdemde saklı
Saltanatını sürdüğüm aşkın bekası
Saf tuttuğum safiyet yüklü varlığımın
da tek kanıtı.