
Örülü bir sağanaktı adeta o
damlaların vaveylası
Kundaklanan dalgalar misali
Oysaki bir zerrenin müdavimi idim
Yasım, yaşım ve telaşım
Zehrolan günde saklı
Bir kuytunun da arazı
Hükmeden kaderle iştigal sehven ölü
olduğum
Ömrün açmadan solan her goncası.
Verilen emirlerdi belki de beni
ayakta tutan
Özneme sinen özlemin bakracı
Latif yüreğin debdebeli nazı niyazı
İnadın hüküm süren gece ve yalnızlık
Renkleri boğan sisi gibi
Sihrine yenik düşülesi aşkın tek
maruzatı
Günü b/ölen her hece
Dudağımda saklı bir gizin
Açmaya dair kapısını mutluluğun
Bakir ovalara serpilen tohum gibi
Ekip aşkı rüzgârına
Teslim olduğum zamansız bir vedanın
Hali hazırda sunduğu buse nazarında
Dokunmaksa aşka ve yüreğe
Elbet şiirdi gözümü sakındığım
Elbet hüzündü bohçamda sakladığım
Gel gör ki; kimi zaman
Gaipten gelen bir coşku ve heyecan
Yarıladığım yoldan ne miydi ardımda
kalan?
Azımsanan varlığım
Kilit vurduğum yüreğin kırık sazı
Hala gülümsemeye vakıf bir sızı
Olsa da arda kalan günün neşriyatı
Bukle bukle dizeler
Titreşen imgeler kadar
Özgür olabilseydim keşke
En azından yazarken, severken
Şükürler olsun içine düştüğüm bu
ateşe.