
Sensizlik
Bir
şey var sende, adı konmamış,
Bakışlarında
durulmuş zaman gibi.
Sanki
çocukluğumun unutulmuş bir günü,
Bir
salıncağın ucunda asılı kalmış gibi.
Gözlerin,
hep öyle mi bakar?
İçinde
yanan o uzak ışık,
Bir
yolculuğun başı mı, sonu mu?
Ben
hep ortasında kalıyorum, ılık, ılık.
Konuşmasan
da anlatıyorsun,
Bir
rüzgâr gibi geçiyorsun içimden.
Kıyısında
durmuşum en sakin denizin,
Ne
dalga var ne ses, sadece sen.
Bir
gülüşün var, telaşsız ve ince,
Sanki
bir yaz akşamı, gölgeler serin.
Ben
seni izlerken, kendimi unutuyorum,
Bir
aşk gibi taşıyorum seni derin hislerimle.
Bir
şey var sende,
Adını
koyamadığım bir duygu sağanağı.
Ne
bir telaş, ne bir acele…
Sanki
zaman seninle durmayı öğrenmiş.
Gözlerin,
Bir
kıyı gibi sessiz.
Orada
dalgalar bile usulca vurur,
Ve
ben, o kıyıda bekleyen bir yolcu gibiyim.
İçinde
bir ışık yanıyor, Uzak ama tanıdık.
Belki
bir çocukluk anısı,
Belki
hiç yaşanmamış bir düş.
Sen
konuşmasan da,
Bakışların
anlatıyor her şeyi.
Bir
gülüşün,
Bir
mevsimi başlatıyor içimde.
Ve
ben,
Sana
baktıkça eksilmiyorum.
Tam
tersine,
Kendimi
buluyorum gözlerinin kıyısında.
Sensizlik,
Bir
sesin yankılanmadığı oda gibi.
Ne
kadar dinlesem,
Senin
sesin gelmiyor duvarlardan.
Geceler
uzun değil artık,
Sadece
sessiz.
Saatler
geçmiyor,
Sadece
duruyor senin olmadığın yerde.
Bir
bardak suya bakıyorum,
İçmiyorum.
Çünkü
seninle paylaşmadığım her şey
Eksik
kalıyor.
Sensizlik,
Bir
fotoğrafın eksik köşesi gibi duruyor.
Sen
yoksun ama izlerin var,
Gözümde
değil, içimde kalan.
Ve
ben,
Her
gün seni unutmaya çalışırken
Biraz
daha seni hatırlıyorum.
Sensizlik,
seni en çok hissettiğim yer.
Mehmet
Aluç