Sensin.
Gecem, gündüzüm.
Evim.
Öyle bir sevda ki bu...
ölümün kıyısında gülümseyerek beklemek gibi.
Semadan düşmek, bir ödülmüş gibi.
Sensin, sevgilim.
Tek arzum, aşkım.
Güneşim, yıldızlarım.
Gözlerin, cennetimin anahtarını saklıyor parıltılarında.
Dudakların, ruhumun mührünü basıyor fısıltısına.
Her yara izin, bir yol çiziyor kalbime.
Her yol, bir nefes daha yaklaştırıyor beni karanlığına.
Öyle methiyeler dizmeyeceğim ışığına—
çünkü ne sen seversin, ne de ben.
Biz gölgelerin çocuklarıyız.
Karanlıkta doğduk, onunla gördük hakikati.
Hayat başkalarına gökkuşakları sunarken—
biz, masalların peşinde
bir altın kazan mı aradık?
Yoksa sadece...
bir dört yapraklı yonca mı?
Belki de hak etmedik Tanrı’nın şefkatini.
Lucifer bile düşmüşken... Melkor bile susturulmuşken...
Tanrı, en sevdiklerine en dikenli yolları sunar.
Bizim aşkımız da böyle değil mi, sevgilim?
Yasaklar... yalanlar... oyunlar...
Birbirimizi gördüğümüz ilk an bilsek de,
sakladık her şeyi içimizde.
Görmezden geldik, çünkü görmek—
bilmek...
daima acı verdi bize.
Ben, seni gördüğüm an anladım.
O yüzü gördüğüm an, küllerinden yandı bir ateş.
Başka bir evrendeki halimizi hatırlamaktan bahsetmiyorum.
Hayat ateşi—Kutsal Alev, derim ben ona.
Sensin.
(
Sensin başlıklı yazı
irem-dogan tarafından
13.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.