
Bir Sesin Kıyısında
Sabahın ilk ışığında bir
ses uyanır içimde,
Geceden kalma bir umut
gibi, sessizce büyür.
Dokunulmamış bir rüyanın
kıyısında beklerim,
Adını anmadan, varlığını
duyarak.
Bir bakışın yankısı geçer
içimden,
Kırık saatler yeniden
çalışır gibi.
Gizli bir ritimle yürür
kalbim,
Seninle denk düşen her
adımda.
Yolun kenarındaki taş
bile hafif gelir,
Senin geçtiğin yerden
sonra.
Ve ne zaman sessizlik
çoğalsa,
Senin varlığınla dolup
taşar dünya.
Bir sesin kıyısında durur
zaman,
Adını anmadan seni çağırır
rüzgâr.
Kırık bir cam gibi parlar
içimde özlemin,
Her kıymık, seni daha çok
anlatır.
Gölgeler bile seni taklit
eder akşamüstü,
Bir adımın yankısı
dolanır sokaklarda.
Ve ben, suskun bir şarkı
gibi beklerim,
Seninle tamamlanan her
ezgide.
Bir fincanın kenarında
unutulmuş sıcaklık,
Seninle içilmiş bir
zamanın izi gibi.
Ne zaman sessizlik
çoğalsa,
Seninle konuşur duvarlar
bile.
Bir pencerenin kenarında
unutulmuş zaman,
Seninle geçmiş gibi
değil, seninle kalmış gibi.
Bir çocuğun düşürdüğü
oyuncak kadar sessiz,
Ama içimde gürültüyle
çarpan bir hatıra.
Yürüdüğüm sokaklar seni
tanıyor artık,
Adını bilmeden, sesini
duymadan.
Bir taşın yerinden
oynaması gibi,
Sen geçince değişiyor
şehir bile.
Kâğıda düşen kelimeler
seni arıyor,
Ama hiçbir harf yeterince
yakın değil.
Bir boşlukta yankılanan
ses gibi,
Seninle dolu ama sana
ulaşamayan,
Bir ben ulaşamıyorum sana
Mehmet Aluç