Uzakta Bir Tren Sesi

gecenin karanlık güçleri 
sokaklarda başıboş
avare avare dolanırken 
hiç durmaksızın
pencerelerden sızan ışık 
gözüme yol gösteriyor

afak kıyamet kızılı
acılar aynı yüreğin dinmeyen sesi
ahlar aynı kalbin feryadı figanı
varoşlarda
mahşere yürür gibi sarhoş
mağlubiyetimi  taçlandıran 
bir gizin içinden geçiyorum
katran ve kurum kokulu

griye çalan şehrin çehresi
uzun bir süre boyunca sağanak işgali altında 
her nesnenin
bir başka şeyin gölgesi haline geldiğinde
ne kadar haklı olduğumu 
şimdi daha iyi anlıyorum 
meğer içimdeki buzdağının çatlama sesiymiş
şimşek parıltıları
gökyüzü yarılmış
çatırdıyor sanki

sadece sonu olmayan bir boşluk bu
içimde 
bir fırtınalı alem bu
yıllarca süren 
yok oluşu bu

basit, yalın, sade bir ölüm bu
tek hücreli bir kodeste
ıslak, soğuk ve karanlık bu
içine itildiğim 
bir boşluk bu

hiçbir yere varmayacakmış gibi 
görünen 
bitmeyen bir döngüye dönüşen 
bir boşluk bu 
başlangıç ve bitişi olmayan

boşluğu alnından öpüyorum
sonrası cesaretime biçilen gayya çukuru
cam kırıkları çiziyor tenimi
gece rüzgarına karışan çığlıklar
tanıdıklarınkine ne çok benziyor

amansız bir boşluktayım
düşüyorum.
alnımda biriktirdiğim secdeleri 
serpin üzerime
örtün üstüme
ellerimin ayasında sıkışan duaları
ezberim de kalan
ayetleri

biraz soğuk iyi gelir ruhumun kasavetine
belki içim açılır 
belki akşam yıldızı çıkar 
belki dolunay parlar gökyüzünde

elimde bir yiyecek kutusu
içinde bisküvi paketi
içimde açlık duygusu

ne tuhaf ki aynı şiddette acımasız
rüzgar
tıpkı hayat gibi… 
sallandıkça yapraklar 
hışırtılar duyuluyor elma ağacından

köklü bir değişim geçiriyor mevsim
gölgeler ile alacakaranlık arasında yalpalayıp
fabrika bacalarından çıkıyor  dumanlar 
evlerden çıkan kömür isine 
karışıyor
kurum ve katran soluyor gök

titriyor dalgalar 
öylece geziniyor denizin üstünde yakamozlar 
civardaki renkler titriyor
titreyen şehrin gölgeleriydi birde
ilerlerken şekil şekil
her adımda gecenin içine 

ayak sesleri duyuluyor uzaktan 
toprak titriyor 
uzakta bir tren sesi 
fevkalade ötesi 
zihnime yerleşen sanki bir uğultu silsilesi 
kah o cenahta 
kah bu cenahta
kül cinsinden atmosfer
puslu ve huzursuz
ve bir sis yumağının arasında ilerliyorum

her tarafta 
savaş uçaklarının bombardımanı 
her barut fıçısının üzerinde bir çocuk resmi 
türkü çok eski türkü 
hikaye çok eski hikaye 
ben aynı  ben
barut fıçısı üzerinde  

bir sürü silah sesi 
sesin arkasından yokuş aşağı koşuşanlar
ses isli bir fener gibi çılgın 
vuruluyorum…
gölgeler büyüyor, küçülüyor
rüzgarla kısılıyor sesim
annemin çığlığı 
rüzgar sesine karışıyor

redfer

( Uzakta Bir Tren Sesi başlıklı yazı redfer tarafından 16.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu