Ne tuhaftır—
kalemini eline almadan,
şiirler dökülür parmaklarından.
Sayısız ruh dinler—
biri bile tutamaz gözlerinden.

Anladım...
Zor olan, yaşamak değil.
Kendine rağmen yaşamak—
korkmadan, arzularının peşinde—
ayaklarını yakan o kızıl kumlarda bile.

Belki gencim,
belki hâlâ vaktim var.
Öyleyse, neden üzerimde bu kasvet?
Neden dağılmıyor bileklerimdeki zincirler?

Sahi, gençlik ne?
Gerçekten...
zamanım var mı?

Yoksa—
yine, kendimi mi avutuyorum?

Pişmanlıklarımın gölgesinde,
hayallerimin ışığını mı arıyorum?

Öyle geç kaldım ki...
Öyle erken geldim ki.

Belki de, zaman—
o lanetli, o kutsal zaman...
bir bütündür.
Sonsuz bir sarmal.

Ne geçmiş, ne gelecek.
Ne ileri akıyor kumlar,
ne de geri.

Tek bir yön, tek bir kelime:
Yazgı.

Tanrı'nın—
ilk şairin—
kaleminden dökülen,
hiçbir ruhun duyamadığı,
o ilk ezgi:
Yazgı.

Yine, yine çağırıyor beni.
Hissediyorum.

Devam et.

Ve her satırda,
kalemim...
onun iradesiyle titriyor.

Yaz...
( Yazgı başlıklı yazı irem-dogan tarafından 19.10.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu